Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bartın Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi M. Rıza Yalçınkaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın tarihi ve turistik Amasra ilçesinde kurulması planlanan termik santralle ilgili “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” kararı üzerine yazılı bir açıklama yaptı.

Milletvekili Yalçınkaya’nın açıklaması şöyle:

“USULSÜZ VE HUKUKSUZLUĞU ORTAYA KOYAN YANLIŞ BİR KARAR”

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Amasra’ya kurulması düşünülen termik santral ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin nihai kararının Bakanlık tarafından imzalanarak ‘olumlu’ bir karar olarak kamuoyuna açıklanması tam anlamıyla usulsüz ve hukuksuzluğu ortaya koyan yanlış bir karardır. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar’ın döneminde Bakanlık Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü’nün aynı firmanın daha önce yaptığı ÇED başvurularında yer seçimiyle ilgili karşı görüşünde; ‘Amasra ve yakın çevresinin turizm, doğal/tarihi çevre ve ekolojik yönden önemli bölge olması, talep edilen termik santralin bölgenin turizmine ve turizm kimliğinin devamlılığını olumsuz yönde etkileyeceği, 1/100.000 ölçekli ÇPD ile Amasra’ya atanan; doğal ve tarihsel/kültürel çevrenin korunması, kent kimliğinin gelişmesi, yaşanabilir bir doğa ve kültür turizm merkezi olması yönündeki yerleşme kimliğine aykırılık teşkil etmesi, Amasra’nın, Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nca (WWF) dünyada mevcut ‘100 sıcak noktadan birisi’ olarak kabul edilen Küre Dağları Milli Parkı’nın giriş kapısı niteliğinde olması, Bölgenin balıkçılığını olumsuz yönde etkileyeceği gerekçeleri ile mülga Çevre ve Orman Bakanlığı’nca uygun bulunmamış olup, alternatif alanların belirlenip tekrar sunulmasına karar verilmiştir’ değerlendirmesi bulunmaktadır.”

“AMASRA’NIN DOĞAL, EKOLOJİK, TARİHİ VE TURİSTİK YAPISI DOĞRULTUSUNDA YÜKLENEN KİMLİĞİNE AYKIRI”

“Aynı şekilde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Strateji Geliştirme Başkanlığı’ndan tarafımıza yapılan, 2 Temmuz 2013 tarihli ve dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın imzasını taşıyan resmi belgede ilgili firmaya, ‘Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı kararlarına göre 29 Kasım 2010 tarihli kapsam ve özel format belirleme toplantısında, ÇED başvuru dosyasında verilen alternatiflerden, Gömü mevkii alternatif alanına ilişkin format verilemeyen Bartın Termik Santrali Projesi için bildirilen yerler ile aynı olduğundan, bahse konu ÇED başvuru dosyasında belirtilen alanların, söz konusu faaliyet için yer seçimi açısından uygun olmadığı tebliğ edilmiştir’ denilmektedir. Alternatif yer seçimi yapılmadan, eskisinden farklı yeni bir yer gösterilmeden bakanlıkça ÇED sürecinin ‘olumlu’ bulunması usulsüz ve hukuksuz olup, Amasra ilçesine doğal, ekolojik, tarihi ve turistik yapısı doğrultusunda yüklenen kimliğine aykırıdır.”

“AMASRA’YA TERMİK SANTRAL KURULMASI BİR CİNAYETTİR”

“Bakanlığın Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü ile Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın ayrı tarihlerde yaptığı termik santralin olumsuzluğuna yönelik açıklamaları ile Bakanlığın vermiş olduğu ‘ÇED Olumlu kararı’ somut bir çelişki oluşturmaktadır. Bakanlık aldığı kararla, kendine bağlı genel müdürlüğün ve bir başkanlığın açıklamalarını adeta yok saymaktadır. Bakanlığın bu tavrı, halka karşı bir ihanettir. Bir kez daha vurgulamak isterim ki, 3 bin yıllık tarihi geçmişi olan, eşsiz doğal güzelliklere sahip Amasra’ya termik santral kurulması bir cinayettir. Termik santral kurulması konusunda yolu açanlar da bu cinayete ortak olacaklardır. Anayasamızın 56’ncı maddesine göre ‘Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.’ Alınan karar ile açık hükme aykırı bir davranış sergilenmiş; anayasa devre dışı bırakılmıştır. Yine Anayasamızın 63’üncü maddesinde yer alan ‘Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır’ hükmü de yok sayılmıştır.”

“KARAR; YANLIŞTIR, USULSÜZDÜR, HUKUKSUZDUR, ANAYASA’YA AYKIRIDIR”

“Amasra ve Bartın halkı Anayasa’nın bu maddelerine göre ‘sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının elinden alınmaması için 42 bin imzalı itiraz dilekçesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ileterek anayasal hüküm olan, ‘Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek’ ve ayrıca ‘tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması’ konularında üzerine düşen vatandaşlık görevini yerine getirmiştir. Ancak ne yazık ki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Anayasa’nın devlete verdiği görevleri yerine getirememiş; tarihi ve kültürel zenginliği olan güzide bir yerin korunmasını sağlayamamış ve bölgede yaşayan insanlara sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının sağlanmasını elinden almıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği bu karar yanlıştır, usulsüzdür, hukuksuzdur, Anayasa’ya aykırıdır. ÇED sürecinin nihai hale getirilmesi, usule, mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bu ‘oldubitti’ anlayışı, Amasra ve Bartın halkı tarafından kabul edilecek ve affedilecek bir durum değildir. Bu süreç içerisinde Bartın Milletvekili olarak beni çok üzen bir diğer durum da Bartın’da görev yapan atanmış bürokratların yapmış oldukları talihsiz açıklamalardır. Bu bürokratlar, görev süreleri sona erince Bartın’dan ayrılacaklardır. Ancak, Bartınlı ömrünün sonuna kadar doğduğu bu topraklarda, Bartın’da yaşamını sürdürecektir.”

“SANTRAL, SADECE AMASRA İÇİN DEĞİL,

BÜTÜN BARTIN HALKI İÇİN BİR RİSK OLUŞTURACAKTIR”

“Bartın’ın yaşamını, kültürünü, doğasını ve halk sağlığını yakından ilgilendiren bu kararların alınması sürecinde Bartın ve Amasra halkının sesine kulak vermeyerek siyasi iktidarın talimatları doğrultusunda görüşlerini beyan etmeleri ve Amasra’ya kurulacak termik santral ile ilgili talihsiz açıklamaları Bartın ve Amasra halkına karşı yapılmış bir saygısızlıktır. Bölge insanının geleceğini çok yakından ilgilendiren böylesine önemli ve hayati bir konuda, görevleri gereği bugün burada, yarın bir başka yerde görev yapacak ya da yaşayacak olanların halk sağlığına kalıcı zararlar vereceği ve çevre kirliliğini de artıracağı aşikar olan projeler ile ilgili görüş bildirmelerini yadırgıyorum. Bu tür beyanatların kabul edilecek bir tarafı yok. Bugün varsınız, yarın yoksunuz! O nedenle Bartın halkı kendi geleceğini ve yaşamını ilgilendiren bu konularda olumlu veya olumsuz kendisi karar versin. Biz de hep beraber bu karara saygı duyalım. Bu düşüncelerle Amasra ve Bartın halkı tarafından asla kabul edilmeyecek olan ‘ÇED olumlu’ kararının yöre halkının talepleri doğrultusunda ve Anayasa’da belirtilen devletin üzerine düşen görevlerin yerine getirilmesi hususunda tekrar değerlendirilerek hatadan bir an önce dönülmesini diliyorum. Aksi takdirde santral, sadece Amasra için değil, bütün Bartın halkı için bir risk oluşturacaktır ve yaşanacak bir olumsuzluğun da geri dönüşü olmayacaktır.”

Editör: Pusula Gazetesi