Zonguldak Merkez’de eğitim-öğretim veren Mithatpaşa İlkokulu 3/B sınıfı öğrencileri, Zonguldak Belediyesi Kültür Merkezi Tiyatro Salonu’nda “4 Ekim Hayvanları Koruma Günü” kapsamında farkındalık etkinliği düzenledi. Etkinliğe; Zonguldak Hayvan Hakları Derneği Başkanı Evren Türeci Sezgin, okul öğretmenleri, öğrenciler ve velileri katıldı.
ATABAY: "BİZİM BUGÜN YAS GÜNÜMÜZ"

Hayvanların zor durumda olduğunu herkese duyurmak istediklerini söyleyen Mithatpaşa İlkokulu 3/B Sınıfı Öğretmeni Sema Atabay, "4 Ekim Hayvanları Koruma Günü kapsamında bir etkinlik düzenledik. Fakat biz bunu kutlama değil, yas anlamında etkinlik olarak yapıyoruz. Çünkü hayvanların acı çektiklerini, hayvanların zor durumda olduğunu herkese duyurmak, anlatmak istiyoruz. Özellikle velilerimizde, çocuklarımızda bu farkındalığı yaratmak istiyoruz. Bu günümüz kutlama programı değil, bunu özellikle söylemek istiyorum. Bizim bugün yas günümüz. Yasta olduğumuzu öğrencilerimiz sizlere anlatacak" dedi.

"PARA; SEVGİYİ, MERHAMETİ ÖLDÜRÜYOR"
Zonguldak Hayvan Hakları Derneği Başkanı Evren Türeci Sezgin ise, konuşmasında şunları söyledi:

“2004 yılından önce Hayvanları Koruma Kanunu yoktu. İnsanlar ve yöneticiler, Türkiye'de hayvanlara istediği gibi davranıyordu. Hayvanları Koruma Kanunu çıktı ve hatta bizde çok sevinmiştik. Fakat bu kanun içerik olarak iyi, yaptırım gücü yetersiz bir kanundur. Dünya çok iyi bir yere doğru gitmiyor. Türkiye bazen umutlarımızı düşüren bir yolda devam ediyor. Ama bizim böyle değerli öğretmenlerimiz olduğu sürece ve hayvanlarla ilgili merhamet tohumları yürekte olan çocuklar olduğu sürece her zaman umudumuz var. ‘Türkiye'de hayvan hakları nasıl ve durumu nedir?’ konusunda biraz bilgi vermek istiyorum. Sokakta gördüğümüz kedi ve köpekler bölgelerden alınıyor. Hayvan barınaklarına getiriliyor. Burada kısırlaştırılıyor. Aşıları yapılıyor. Bu işlemler belli olsun diye kulaklarına küpe takılıyor ve tekrar alındıkları yerlere geri salınıyorlar. Sokakta hayatlarını devam ettiremeyecek sakat, hasta, yaşlı ve güçten düşmüş hayvanlar barınakta kalıyor. Ama insanlarımız 'bölgelerinde hayvan barınakları varken neden sokaklardalar' diyor. Tabi ki dışarıda olacaklar Çünkü bizde dışarıda geziyoruz. Bunun dışında hayvanat bahçeleri var. Hayvanlar yaban hayatında olması gerekirken, ne yazık ki hayvanat bahçesindeler. Çocuklarımız şuan anlamaz ama belki bunun tek bir sebebi var oda ranttır. Neden bu hayvanlar kafes ardındalar? Biz onları ziyaret ettikçe, görmeye gittikçe hem hayvanat bahçesinin sahibi kazanacak, hem de hayvanlar kafeste kalacak. Sirklere götürüyorsunuz çocuklarınızı, sirklerde hayvanlar kendi doğalarına aykırı hareketler yapmaya zorlanıyorlar. Bir fil ip atlaya bilir mi? Evet, ayağının altına elektrik verirseniz ipte atlar, şarkıda söyler. Yani bir eziyet var ortada. Sirklere çocuğunuzu götürdüğünüz için ve sirklerin sahipleri para kazandığı için bu böyle devam eder. Aynı şekilde yunus parkları… Engelli çocuklar yüzmek için yunus parklarına getiriliyor. Fakat var olan bilimsel bir gerçek var ki, yunuslar mevcut hayvanların için insanlarla bir arada olmak istemeyen, insanlara en uzak canlıdır. Fakat işte yunus parklarının sahipleri para kazanıyor. Para; sevgiyi, saygıyı, merhameti her şeyi öldürüp durumu farklı yere getiriyor" dedi.

Editör: Pusula Gazetesi