Eğitim-İş Zonguldak Şubesi Başkanı Metin Kahveci, Fatih Koleji’nin FET֒nün elinden alınmasının doğru bir karar olduğunu belirterek, “Hizmet verme anlamında İmam Hatip olarak değerlendirilmesi bize göre yanlış bir hesabın yapıldığıdır. Oysa bu okulun donanımlı olması, mevcut Fen Lisesi veya ikinci bir Fen Lisesi, Bilim Lisesi ya da Güzel Sanatlar Lisesi şeklinde değerlendirilmesi ülkenin kalkınması için mantıklı olacaktı” dedi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı Eğitim-İş Zonguldak Şubesi Başkanı Metin Kahveci, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)” mensuplarının 15 Temmuz 2016 Cuma gecesi kalkıştığı hain darbe girişiminin ardından ülke genelinde başlatılan soruşturmalar kapsamında Zonguldak’ta da FET֒nün okulu olan Fatih Koleji’ne el konulduğu belirterek, buranın İmam Hatip Lisesi olarak değerlendirilmesine karşı çıktı.

Başkan Kahveci, Fatih Koleji’nin FET֒nün elinden alınmasının doğru bir karar olduğunu belirterek, “Hizmet verme anlamında İmam Hatip olarak değerlendirilmesi bize göre yanlış bir hesabın yapıldığıdır. Oysa bu okulun donanımlı olması, mevcut Fen Lisesi veya ikinci bir Fen Lisesi, Bilim Lisesi ya da Güzel Sanatlar Lisesi şeklinde değerlendirilmesi ülkenin kalkınması için mantıklı olacaktı” dedi.

Kahveci, yazılı açıklamasında şunları söyledi:

“ÜLKEMİZ İMAM HATİPLER Mİ KALKINACAK, YOKSA BİLİMLE Mİ?”

“İlimiz bulunan Çaydamar Mahallesi’nde yer alan Fatih Kolejli, FETÖ operasyonları kapsamında mühürlenmiş, ülke genelinde bu tür okullara el konulmuş ve kamulaştırılmıştı. Eğitim-İş olarak bu tür okulların kamulaştırılması bizzat istemiş ve doğru bulmuş, bu okulların ulusal, eşit, parasız eğitimin yapılmasını talep etmiştik. Ancak görülüyor ki, bu okulların değerlendirilmesinde ihtiyaca göre değil, ideolojiye göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Her hangi kamuoyu araştırılması ya da bir anket uygulaması yapılmadan ‘ben yaptım’ oldubittiye getirilmesi bize göre bilimle ilişkisi olamaz. Ülke olarak Güney Kore, Japonya, ya da Avrupa ülkelerini yakalamak istiyorsak, ‘hangi eğitim sistemiyle eğitim yapacağız?’ diye büyüklerimizin düşünmelerini arzu ederdik. Ama görülüyor ki, böyle bir düşünce maalesef görünmüyor. Kastımız ‘bilimselliği rehber edinerek mi kalkınacağız yoksa medrese ya da inanç temelinde bir eğitim sistemini referans alarak mı?’ düşüncesindedir. Bu görüşümüzü belirtirken ‘ne inancımıza leke getirmek, ne de İmam Hatip hasımlığı yapmak’ diye bir derdimiz yoktur. Sadece derdimiz, bu ülkeyi muasır devletler seviyesine nasıl getirmektir. Gelişmiş ülkeler nasıl kalkındı, hangi metotları kullandı, bilimi rehber edinmiş mi? Sorulduğunda hepsinin bilimi ve feni rehber edindiğini açık ara görüyoruz. Öyleyse gelişmiş ülkeler dinsel eğitimle değil, bilimsel eğitimle yükselmiş bizde bu ülkeleri yakalamak istiyorsak, ilim ve feni rehber edinmekten başka çaremizin olmadığını iddia edenlerdeniz. Fatih Koleji, FET֒nün elinden alınması doğru bir karar olup, hizmet verme anlamında İmam Hatip olarak değerlendirilmesi bize göre yanlış bir hesabın yapıldığıdır. Oysa bu okulun donanımlı olması, mevcut Fen Lisesi veya ikinci bir Fen Lisesi, Bilim Lisesi ya da Güzel Sanatlar Lisesi şeklinde değerlendirilmesi ülkenin kalkınması için mantıklı olacaktı. Bu bakımdan soruyoruz: Ülkemiz İmam Hatipler mi kalkınacak, yoksa bilimle mi? Büyüklerimiz buna karar verirken neyi referans aldığını eğitim adına merak ediyoruz. İmam Hatiplere devlet tarafından teşvik edilmesinde eğitim alanında yeni bir ayrıcalığın açık bir şekilde yapıldığı görülüyor. Ülkemizde 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Atatürkçü, solcu, devrimci, sorgulayan, araştıran, biat eğitimi kabul etmeyen ve bilimsel düşünen gençliği bitirmişlerdir. Bu gençliğin yerine 12 Eylül biat kültürüne dayalı olarak vatanını koruyan, milletini seven ve dinini öğrenen, ABD karşıtlığını kabul etmeyen, gençlik yetiştirilmesini teşvik edilmesinde FETÖ önemli rol oynamış ve akabinde aklını kiraya vererek halkına kurşun sıkan (15 Temmuz’da) hain bir gençlik yaratıldığına millet olarak şahit olduk. Eğer bu ülkede bilimsel eğitim egemen olsaydı, bu kaotik süreç ve aklını kiraya veren gençler olmayacaktı. İşte aynı kaygı ve endişeyi yaşayan milyonların akıllarında bu günde oluşturulan gericileştirilen eğitim sisteminden kurtulması gerektiği ülkemiz için eğitimden daha fazla zarar görmemesi kaygıları yaşanıyor. Bir toplumda bilimsel düşünceler ve bakışların var olmadığı müddetçe bir ‘FET֒ gider, yeni bir ‘ÇET֒ gelmesini hiç kimse garanti edemez.”
Editör: Pusula Gazetesi