Halkın Sesi Gazetesi Yazarı Ahmet Öztürk, bugünkü köşesinde "Karakum yıkıldı, Memurlar Lokali de yıkılacak mı?" sorusuna yanıt aradı.
İşte o yazı:
Karakum yıkıldı, Memurlar Lokali de yıkılacak mı?
Zonguldak Valisi Ali Kaban ile Emniyet Müdürü Osman Ak el
ele verdi ve Karakum sahilindeki çekekler hızla yakıldı. Kabul etmek gerekiyor
ki, 80li yılların ikinci yarısında kayıkhane olarak yapılan çekekler amacının
çok dışında kullanılıyordu. Şayet burası ticarethaneye dönüşmeyecek ve bir
proje dahilinde halkın kullanımına açık alan haline dönüştürülecekse Sayın
Valiye kocaman bir teşekkür borcumuz var. Ancak bir rant kapısına
dönüştürülecek ya da herhangi bir amaç için yapılaşmaya açılacaksa kavganın
büyüğü kopacak demektir. Çekekleri yıkılarak mağdur olan insanlarla kol kola
girip, kamu yararı için sonuna değin mücadele edeceğim o durumda. Tavrımın
neye, ne kadar katkısı olur bilemem ama haklının yanında yer almak gibi çok
önemli bir yerde durmamı sağlar ki, bu bile çok değerli benim içim...
Ne yalan söyleyeyim, aklım da karışmadı değil. Yıkım kararı
alınmış ve mülkiyet açısından Karakumdaki çekeklere benzer durumdaki sahildeki
kafeler, Memurlar Lokali gibi pek çok yer, kamuoyunda kopan kızılca kıyamete
rağmen yıkılmazken, Karakumda, apar topar yıkım yapılması bir parça tuhaf
geldi bana
Bir de şöyle bir soru geliyor aklıma: Uygulamayı esas yapması
gereken yerel yönetimi devre dışı bırakarak ne yapmak istiyor Sayın
Vali?Onlara bıraksam bu yıkım yüzyıl gerçekleşmez mi demek istiyor, yoksa
başka niyet mi var işin içinde? Alanın gerçek sahibi olması gereken Zonguldak
Belediye Başkanı Muharrem Akdemir neden suskun kalıyor? Bir hizmet kusuru var
da onun bedeli mi ödeniyor yoksa?
HAZİNE MEMURLAR LOKALİNİN İŞGALİ
ALTINDAKİ ARAZİYİ SATIYOR
MU?
Bu zamana değin hiç alışık olmadığımız görüntüleri ortaya
çıkaran uygulama, neresinden baksanız pek çok garabete işaret ediyor. Çok merak
ediyorum, herkesten sır gibi saklanan projenin içinde ne var acaba? Herhangi
bir maksada yönelik bir yapı var mı örneğin? Hadi proje öyle böyle yapıldı
diyelim, belediyeyi tümüyle devre dışı bırakan Sayın Vali, imar planına
işlenmemiş bir projeyi hayata nasıl geçirecek? Çevre ve Şehircilik
Bakanlığından resen imar yetkisini kullanmasını mı isteyecek? Peki, yıkım
kararı olan diğer yerler hakkında ne düşünülüyor? Karabük Kültür Varlıklarını
Koruma Bölge Kurulu, Milli Emlak Müdürlüğü, Türkiye Taşkömürü Kurumu ve
Zonguldak Belediyesi gibi dört kamu kurumunun olumsuz görüşüne, mahkemece
verilmiş yıkım kararına karşın Memurlar Lokalinin hâlâ ayakta olmasını,
yalnızca, belediyenin görev ihmaliyle mi açıklayacağız?
Memurlar Lokali demişken kulağıma gelen bazı duyumları da
dile getirmek isterim. Oradaki inşaata en başından beri göz yumarak açık bir
görev ihmali suçu işleyen TTK Genel Müdürü Burhan İnanın niyetini zaten
biliyoruz da, Sayın Valinin, Milli Emlak Müdürlüğünün mülkiyeti altında olan
ve halen Memurlar Lokalinin işgali altında kalan araziyi satışa çıkarmak için
girişimlerde bulunduğu doğru mu? Şayet doğruysa, apaçık yasalara aykırı inşa
edilmiş bir yapının legalleştirilmesi anlamına gelmiyor mu? Devletin tüm
birimlerine resmen kafa tutup, milletin aklıyla alay eder gibi bitirilen Lokal,
cesaretini buralardan alarak mı yükseldi? Orası legalleştirildiği takdirde bu
kentte haktan, hukuktan, kamu hâkimiyetinden söz etmek mümkün olacak mı?
UYSA DA OLDU, UYMASA
DA OLDUBİTTİSİ
Madem sorulara başladık devam edelim o halde: Yıkım kararı
olan bir işyerine çalışma ruhsatı, nasıl düzenleniyor? Su, elektrik, varsa
doğalgaz aboneliği nasıl yapılıyor? İmara kapalı bir alandaki kaçak yapıda,
yüzlerce insanın katıldığı yemekler, düğünler, eğlenceler yapılıyor, oynanıp
zıplanıyor. Allah göstermesin burada bir çökme, yangın, gaz patlaması gibi bir
afet meydana gelse kim sorumlusu olacak bunun? Dedeman Otelin oradaki
Hazineye ait arazide, Demirlerin herkesin gözüne soka soka yaptırdığı dört
katlı kaçak yapıyı, arazisini satışa çıkartarak legalleştirmeye çalışan Milli
Emlak Müdürlüğü aynı uygulamayla Sami Aydını da mı temize çıkarmak istiyor?
Satışı kolaylaştırmak için arazinin imar durumunu değiştiren Zonguldak
Belediyesi aynı suç ortaklığını burada da yapacak mı?
Sorularım daha çok
ama yerim bitti. Baştan sona tutarsızlık, neyle değerlendirseniz çifte standart
var kentin her yerinde. İlişkisini sağlam tutup parası olan, gözünü karartıp
arsızlığı ele alan canının istediği yere, canının istediği yapıyı dikiyor.
Devlet yetkilileri suçu birbirinin üzerine atarak bu talana göz yumuyor. Yapı
yükseliyor, işletmeye açılıyor, ondan sonrada kafa kafaya verilip işi kitabına
uydurmak için çaba harcanıyor. Uysa da oldu, uymasa da oldubittisiyle de
defter kapatılıyor. İşin en ilginç yanı da tüm bunlar müfettiş raporlarıyla
tespit edilip, kayıt altına alınıyor. Daha komiği, aynı yetkililer, yazları
binlerce insanın yararlandığı plajlara, Hakkımızda dava açılır kaygısı ile
bir tuvalet bile yapmaktan uzak duruyor. Yarın halktan yana bir iktidar gelir
de bu defterleri bir açarsa, vay bunların haline