Çaycuma´da, cinayete kurban giden Köroğlu ailesinin hayatta kalan tek ferdi Ali Köroğlu, ailesinin mezarına giderek dua edip, acısını dindirmeye çalışıyor. Arkadaşını askere uğurlamak için gittiğinden, şans eseri hayatta kalan Ali Köroğlu, "Şu anda evde kimse yok. Yalnızlık çok kötü. Allah kimseye vermesin" dedi.



Daha önce Ş.K´nın kızkardeşine tüfekle ateş edildiğini ve tüfeğin muhtar azası tarafından saklandığını anlatan Ali Köroğlu, cinayete azmettiren ve yardımcı olan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağını, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Makemesi´ne kadar olayı taşıyacağını söyledi.



Çaycuma´ya bağlı Çayır Köyü&[#]8217;nde eşi Ayşe Köksal (22), kayınbabası Hüseyin Köroğlu (45), kayınvalidesi Havva Köroğlu (45), baldızları İlknur (26) ve Zülfiye Köroğlu (24) ile kayınbiraderi Aydın Köroğlu´nu (20) öldüren Ş.K (22), ilk sorgusunun ardından Zonguldak İl Jandarma Komutanlığı&[#]8217;na gönderildi. İl Jandarma Komutanlığı´ndaki sorgusunun ardından sağlık kontrolünden geçirilen katil zanlısı Ş.K. (22), babası İ.K ile aynı adı taşıyan kardeşi İ.K, Cumhuriyet Savcılığı&[#]8217;na çıkarıldı.


Baba, savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılırken, Ş.K. ve kardeşi İ.K. sevk edildikleri mahkemece tutuklandı.


Adliye çıkışında gazetecilerin olayla ilişkin sorularını cevaplayan baba İ.K., Hakkari´nin Dağlık bölgesinde vatani görevini yapan oğlunun, psikolojisinin bozulduğunu söyledi.


Askerden döndükten oğlu Ş.K´nın, gelini Ayşe K´yı kaçırdığını ve evlendiklerini anlatan baba, ´´Oğlum bu kadar insanın canına kıyarak çok büyük yanlış yaptı. Onlardan birisi oğlumu öldürseydi bu kadar üzülmezdim, çünkü giden 6 can var´´ dedi.


´YANLIZLIK ÇOK KÖTÜ´


Yaşanan vahşi olaydan, arkadaşını askere uğurlamaya gittiği için şans eseri kurtulan, Ali Köroğlu, köye gelirken yolda olayı öğrendiğini, bunun üzerine ormanlık alandaki cinayet yerine gittiğini söyledi. Köroğlu, evdeki 2 kardeşinin cesetlerini ise otopsi yapılırken gördüğünü kaydetti.


Kız kardeşinin Ş.K.´ya kaçmasının ardından üzerlerine düşen görevi yerine getirerek Ayşe´nin telli duvaklı gelin olmasını sağladıklarını anlatan Köroğlu, şöyle konuştu:


´´Kız kardeşim, eşiyle sürekli tartışıyordu. Biz hepimiz çalışıyoruz. Ancak, damat herhangi bir yerde çalışmadığından evde sorunlar yaşıyorlardı. Gereken yardımları yapıyorduk. Ancak o zaman bile biz suçlanıyorduk. Kardeşimin huzuru bozulmasın diye yanına bile gitmiyorduk. Her seferinde kız kardeşimi dövüyordu. En son kavgalarında kız kardeşimin boğazını makasla keserek, eline geçirdiği ve daha sonra bu olayda kullandığı av tüfeğiyle bir el ateş etmiş. Kardeşim mutfağın köşesine kendisini atarak kurtulmuş. Jandarmaya telefon etmiş. Yaklaşık bir ay önce gerçekleşen bu olayda Ş.K.´ı bazı kişilerin kendisini kollaması sonucu ceza almadı.


Çayır Köyü&[#]8217;nün muhtar azası silahı alarak saklamış. Karakola olayla ilgisi olmayan tek kırma tüfeği teslim ediyorlar. Bu olayın ardından kız kardeşim evini terk ederek boşanma dilekçesi verdi. Kardeşim silah konusunu karakolda gündeme getirmesine rağmen de önlem alınmadı.´´


Bir arkadaşını askere uğurlaması nedeniyle olayın olduğu saatlerde köyde bulunmadığını belirten Köroğlu, ´´Eğer, arkadaşımı askere uğurlamak için eve gecikmeseydim, ailemle birlikte bende öldürülebilirdim. Normal zamanda olaydan 3-4 saat önce köyde olurdum. Bende ailemin öldürüldüğü kamyonetin kasasında olurdum. Şu anda evde kimse yok. Yalnızlık çok kötü. Allah kimseye vermesin´´ diye konuştu.


-´´SORUMLULARDAN HESAP SORACAĞIZ´´-


Jandarma karakolunda görevliler ile muhtar azası hakkında da şikayetçi olacağını ifade eden Köroğlu, Ş.K´yı cinayete yakınlarının azmettirdiğini ve yardımcı olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:


´´Olayda kullanılan tabancalardan birisi âmâcasına ait, tüfek ise kız kardeşime daha önce ateş ettiği ve muhtar azasının saklayarak jandarmaya teslim etmediği silahtır. Diğer tabancayı ise kız kardeşime askerdeki birliğinden getirdiğini söylemişti.


Cinayeti azmettiren ve yardımcı olan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar olayı taşıyacağım. Ailem evden çıkarken de birileri Ş.K´ya haber vermiş. Bunların tespit edilmesini istiyoruz. Köksal´ın, son dönem telefon kayıtları incelenmelidir.´´


Ş.K.´ın kız kardeşinin evi terk etmesinin ardından cep telefonuyla ölüm tehdidine yönelik mesajlar çektiğini anlatan Köroğlu, ´´Benim bundan haberim olmadı, ailemin var mıydı bilmiyorum? Olsaydı, savcılığa şikayet dilekçesi verirdim, önlem aldırırdım. Ailemi ormandan kömür ocağına göndermezdim. Hayatlarını riske atmazdım. Kardeşimin telefonunu da savcılığa teslim edeceğim´´ dedi.


-YEĞENİMİ BIRAKMAYACAĞIZ´´


Köroğlu, yeğeninin şu anda Köksal´ın ailesinin evinde olduğunu, ancak orada bırakmayacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:


´´Yeğenim doğduğundan itibaren her türlü yardımı yaptık. Kız kardeşimin sütü yoktu, özel mamalar satın aldık. Babası ise sadece bir biberonla, bez almıştır o kadar.


Onun dışında yeğenimin boğazından onların bir lokması geçmedi. Benim şu anda bakacak kimsem yok. Maddi durumum iyi. Amcam ve yengem var, onlarla görüşeceğiz. Biz bakamazsak, belirli yaşta geri almak ve masraflarını karşılamak şartıyla Çocuk Esirgeme Kurumuna vermek istiyoruz. Çünkü, ben bebeğe bakmasını bilemem. Kesinlikle yeğenimi onlara bırakmayacağım. Hukuki yönden gerekeni yapacağım.´´


-ZANLININ KIZ KARDEŞİYLE NİŞANLIYMIŞ-


Katil zanlısının kız kardeşi Nurdan ile yaklaşık 6 yıl önce nişanlandıklarını ancak onun başkasına kaçtığına da dikkati çeken Köroğlu, ´´Kız kardeşim, daha sonra Ş.K´yı sevince evlenmelerine izin vermeyeceğiz düşüncesiyle kaçmış. Çünkü, biz daha önceki nişan döneminde aileyi yakından tanımıştık. Kabul etmezdik. Ama daha sonra onları affederek evlendirdik´´ diye konuştu.


Ş,K´nın annesinin kız kardeşi hamileyken silah dipçiğiyle karnına vurduğunu iddia eden Köroğlu, zanlının çocuğunu görememe gibi bir durumunun söz konusu olmadığını, olayın saptırılmaya çalışıldığını ileri sürdü.

Köroğlu, Ş.K´nın anlatıldığı gibi Hakkari´de terör örgütüyle çatışmalara girmediğini de öne sürdü.
Editör: Pusula Gazetesi