KESK’e bağlı Eğitim-Sen Çaycuma Temsilciliği, Öğretmenevi önünde yaptığı basın açıklamasıyla “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü”nde alanlardaydı. Eğitim-Sen üyesi Gülşah Taşlak’ın okuduğu basın açıklamasına, ADD Çaycuma Şube Başkanı Şeref Köktürk, CHP Kadın Kolları Başkanı Güliz Aktaş ve partili kadınlar, Eğitim-Sen Zonguldak Şube Sekreteri İsmet Akyol da destek verdi.

Gülşah Taşlak, şunları söyledi:“Dünyanın her yerinde kadınlar hala sömürülüyor, baskı ve şiddete maruz kalıyor, tecavüze uğruyor, katlediliyorlar. Kadınların rengi, dili, yaşadıkları coğrafya değişiyor ama uğradıkları şiddetin kaynağı değişmiyor. Kadınlara yönelik her türlü şiddet, tek tek bireylerin kendi çıkmazlarından, geriliklerinden kaynaklanmıyor. Bilakis, erkek egemen sistemin kendisi bu şiddeti bin yıllardır yeniden üretiyor. Her gün yaklaşık 5 kadın katlediliyor. Her yıl yüzlerce kadın babaları, kocaları, sevgilileri, en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Yüzlerce kadın ve kız çocuğu tecavüze ve cinsel istismara maruz kalıyor. Yanı başımızdaki kadını korumaya çalıştığımız için, yemeği tuzsuz yaptığımız için, boşanmak istediğimiz için, aşklarına karşılık vermediğimiz için, barışmayı reddettiğimiz için, sadece kadın olduğumuz için, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğimiz farklı olduğu için şiddete maruz kalıyor, katlediliyoruz. Evimizde, kapımızın önünde, işyerimizde, sokakta, mecliste, kısacası yaşamın her alanında erkek-devlet şiddetiyle yüz yüze kalıyoruz. Eril akla göre işleyen devlet kurumları kadına yönelik şiddete karşı önlem almak bir yana, cinsiyetçi söylem ve pratiklerle bu şiddete zemin hazırlamakta ve suça ortak olmaktadırlar. Erkek yargı sistemi kendilerini korumak için meşru müdafaa haklarını kullanan kadınlara verilen cezaları az bulurken, nefret suçu işleyenleri ve kadın katillerini ‘haksız tahrik, iyi hal, aşırı sevgi ve saygın tutum' gibi akla ziyan indirimlerle ödüllendirmektedir. Ne acıdır ki bu şiddeti uygulayan faillerin yaptıkları yanlarına kar kalmakta, yaşama hakkı ellerinden alınan kadınlar tekrar tekrar öldürülmektedir. Haksız tahrik indirimleriyle sonuçlanan davalar göstermiştir ki; devlet, kadını toplumsal hayat içinde bir birey, bir yurttaş olarak görmemekte, kadınlara uygulanan her türlü baskı, tecavüz, taciz ve şiddet normal ve doğal bulunmaktadır. 13 yıllık cinsiyetçi pratiğiyle, kadınları sosyal, siyasal, ekonomik ve toplumsal yaşamdan koparmaya çalışan AKP iktidarı, kadın düşmanı politikalarına hız kesmeden devam ediyor. Mecliste halk iradesiyle seçilen kadın vekillerin ve toplu sözleşme masalarında kadın taleplerini dile getirmek isteyen kadın emekçilerin konuşmasına gösterilen tahammülsüzlük, Tarım Orkam-Sen Kadın Sekreterimiz Suzan Kotay’ın Suruç katliamı sonrası IŞİD vahşetini kınadığı için memuriyetten ihraç edilmesi bu örneklerden sadece bir kaç tanesidir.”

Editör: Pusula Gazetesi