Aktif Eğitimciler Sendikası (Aktif Eğitim-Sen) Zonguldak İl Temsilciliği, Yalova Valisi Selim Cebiroğlu tarafından hakaret edilip sınıftan kovulduktan sonra geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlenen “Öğretmene Saygı Yürüyüşü”nde kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden öğretmen Halil Serkan Öz ile ilgili olarak Vali Cebiroğlu´nu kınadı.
Aktif Eğitim-Sen İl Temsilcisi Yıldıray Uysal, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Vali, ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her Bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır. Bu yönüyle vali, yaptıkları ile devleti ve hükümeti de temsil eden ilin en büyük idari amiridir. Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere, (Anayasa Md.12) ve yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir… Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz. (Anayasa Md.17) İlgili yasal düzenlemeler kamuda görev alan memurların yetkilerini belirlerken sorumluluklarını da belirlemiştir. Hiçbir kamu görevlisi sınırsız ve hesapsız hak ve yetkilerle donatılmış değildir. Ancak bütün bunlara rağmen; Yalova Valisi Selim Cebiroğlu, 27 Mart Cuma günü Yalova Termal Fen Lisesi`ne gerçekleştirdiği ziyarette Matematik öğretmeni Halil Serkan Öz`ün sınıfını da ziyaret etmiş ve anlamsız kaprisleri nedeniyle oluşan tartışma ortamında öğretmene öğrencilerinin önünde “Sen ne biçim öğretmensin, insanlar seni dışarda görse dilenci zanneder ve para verir.”, “Eylem yapan öğretmen anarşisttir” vb. diyerek mülki idare amiri ve devlet adamı kimlik ve saygınlığına yakışmayacak biçimde hakaretler etmiş ve Öğretmen Öz`ü sınıftan kovmaya kalkmıştır.Bu müessif olay vali hakkında hayal kırıklığı oluşturmuş, eğitim kamuoyunda geniş yankı uyandırmış; meslektaşımızdan ve kamuoyundan özür dilemeyip yaptığı hatayı sahiplenmesi ve bu konuda hükümet ve MEB yetkililerinin hiçbir açıklama yapmaması eğitim çalışanlarını derinden yaralamıştır. Bir meslektaşımızın hayatına sebep olan bu haksız ve hadsiz saldırı doğrudan tüm eğitim camiasına yapılmış menfur bir saldırıdır. Uğradığı bu haksız saldırıyı içine sindiremeyen TÜBİTAK’tan ödüllü başarılı öğretmen Halil Serkan Öz, Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Aktif Eğitim-Sen’li üyelerin birlikte gerçekleştirdiği, meslektaşlarına yapılan haksızlığı kınayan bir eylem sırasında yoğun strese bağlı kalp krizi geçirerek ne yazık ki hayatını kaybetmiştir. Yani Yalova valisinin ağzından çıkan zehirli sözcükler meslektaşımızın kalbine isabet etmiştir. Halil Serkan Öz`ün vali beyi “bir öğretmene öğrencilerinin gözü önünde “anarşist” diyecek kadar hiddetlendiren hatası(!), kusuru (!) neydi? Suçu üyesi bulunduğu sendikanın almış olduğu “serbest kıyafetle işe gitme” eylem kararına uymaktı. Bu da devlet olarak tarafı olduğumuz uluslararası hukukun, Anayasamızın ve ilgili yasalarımızın meslek kuruluşları ile onların üyelerine vermiş olduğu en temel sendikal haklardan biridir. Ve bu hakkın kullanılmasına mani olmak mevcut düzenlemeler çerçevesinde hiçbir bürokratın hakkı ve haddi de değildir. Hiçbir yetkili hangi makamı işgal ederse etsin insanların insanlık onurunu zedeleme, onlara bağırıp çağırma, hakaret etme hak ve yetkisine sahip değildir. Yüz kızartıcı suçlardan mahkum olanlara bile insan onuruna yakışmayacak muamelenin yapılamadığı bir dünyada bir öğretmene, hem de öğrencilerinin gözü önünde yapılanlar, hiçbir yasal yetkiyle, bilimsel yöntemle, ahlaki erdemle izah edilemez! Peki öğretmene üç gün çalışıp dört gün yatıyor diyen, her defasında az çalışıp çok maaş aldığından dem vuran, onları toplum nezdinde aşağılayan günümüz yöneticileri Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu M.Kemal Atatürk’ü hiç mi örnek almazlar!
Bir gün Atatürk’ün yolu köy okuluna düşmüştü. Tek sınıflı okulda bir genç öğretmen ders veriyordu. Atatürk sınıfa girince, öğretmen kürsüsünü terk etti. Atatürk:
-Hayır, yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz, dedi. Eğer izin verirseniz biz de sizden faydalanmak isteriz. Sınıfa girdiği zaman, Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir.Ya da “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum”diyen Hz. Ali’yi hiç mi anlamazlar?
Veya Osman Bey’e yanmamak ve yakmamak için dikkat edilecek hususları öğütleyen Şeyh Edebali’den büsbütün bîhaber midirler?
“Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana… Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana... Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana… Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana… Oğul! Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!.. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir… İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. … Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme! ... Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın..."
Aktif Eğitimciler Sendikası Zonguldak Temsilciliği olarak; Haddi aşan menfur eylemi ile meslektaşımız Halil Serkan ÖZ’ün ölümüne (dolaylı da olsa) sebep olan Yalova Valisi Selim Cebiroğlu’nu kınıyor, meslektaşımıza Allah’tan rahmet, kederli ailesine, çalışma arkadaşlarına, öğrencilerine ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Benzer hadiselerin bir daha yaşanmaması için Milli Eğitim Bakanlığını öğretmenlerine sahip çıkmaya, İçişleri Bakanlığını da gereğini yapmaya davet ediyoruz."
Editör: Pusula Gazetesi