Yeşil ve Sol Gelecek Partisi Zonguldak İl Başkanlığı’nın yeni hizmet binasının açılışı için Zonguldak’a gelen Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Naci Sönmez ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Uluç, partililerle buluştu.

Açılışın ardından bir konuşma yapan Yeşil ve Sol Gelecek Partisi Zonguldak İl Sözcüsü ve Tüketici Hakları Derneği Zonguldak Şubesi Başkanı Ali Topaloğlu, 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak genel seçimlerde Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) Zonguldak milletvekili aday adaylığını açıkladı.

Topaloğlu, aday adaylığıyla ilgili önümüzdeki günlerde daha geniş bir açıklama yapacağını ifade ederek, şunları söyledi:

TOPALOĞLU: “BARIŞA ŞANS VERMEK UMUDUYLA ADAY ADAYI OLDUM”
“2015 seçimleri, normal seçimlerden çok daha önemli kritik bir seçim haline geldi. Bir yanda Mecliste sayısal çoğunluğu elinde bulunduran ve giderek otoriteleşme özellikleri gösteren iktidar, diğer yanda hiçbir şey istemeyen muhalefet. Bugün AKP karşısında gerçek tek parti, HDP’dir. Barış sürecinin devam etmesi için, demokratik siyasetin önünün açılması için, AKP´nin durdurulması için HDP´nin mutlaka Mecliste temsil edilmesi gerekmektedir. Bizler için en önemli konu ‘Barış Süreci’dir. Barışa şans vermek için, emeğin hakkını savunmak için, ekolojik bir yaşam için HDP´nin Mecliste temsilinin önemli olduğu için elimizi taşın altına koyarak, sorumluluk alarak HDP´den Zonguldak milletvekilli aday adayı oldum.”

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Naci Sönmez ise, yaptığı konuşmada, şu düşünceleri dile getirdi:

SÖNMEZ: “ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİNİ BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ”

"Önümüzdeki genel seçimlerde Türkiye´nin çok statik bir seçimini yaşayacağız. Bu açıdan Halkların Demokratik Partisi’yle bütün Türkiye´nin her yerinde karış karış tüm il ve ilçelerinde halkların barışını kardeşliğini tesis etmek ülkede demokratik bir rejimi inşa etmek AKP ve CHP arasına sıkıştırılmış kutuplaşmış siyasette üçüncü bir seçeneği farklı bir tarafı güçlü kılmak için yola çıkmış bulunuyoruz. Biz Halkların Demokratik Partisi’nin bir bileşeniyiz. Biz bu olaya sadece bir seçim ittifakı olarak bakmıyoruz, aynı zamanda çok statik bir iş olarak bakıyoruz. Toplumsal muhalefetin uzun yıllardır özlemini duyduğu kimlik, emek, ekoloji, demokrasi mücadelesinin bir potada eritilmesini ortak bir program etrafında bu ülkede iktidara doğru yürüyüşünü bir alternatifini yaratmak üzere önemli bir adres olduğunu düşünüyoruz. O anlamda HDP ile önümüzdeki dönem kat edeceğimiz mesafe içinde buradayız aynı zamanda. Karadeniz topraklarında doğusundan batısına kadar bu projeyi güçlendirmek çok önemli siyasi bir görev olarak önümüzde duruyor. Ben partimizin de bu bölgede özellikle Karadeniz hattında çok önemli işlev göreceğine inanıyorum. Geçen hafta Hopa´daydım. Hopa´dan Zonguldak´a kadar her yerde partinin il örgütlerini kurma görevi ile karşı karşıyayız. Bir yandan partimizi inşa ederken bir yandan birleşik mücadelemizi de inşa etme görevi ile karşı karşıyayız. Yurdun her yerinde sahici ve gerçek adaylarla yerel adaylarla Türkiye´nin demokrasisini kazanama mücadelesine emek vermek istiyoruz. Bu emeğimizi 2015 seçimlerinden sonra başka bir Türkiye´ye daha demokratik bir Türkiye´ye demokratik bir cumhuriyete ve rejime giden yolda önemli bir aşama ve merhale olarak kabul ediyoruz. Türkiye neden bu sıkışmayı yaşıyor? Esasen uzun yıllardır cumhuriyetin kurulduğu günlerden bu yana Türkiye´de solun aklını ve bu güne kadar oluşturduğu bütün ezberleri tayin etmiş çizmiş, özelliklede Kemalizm’den beslenmiş bir cumhuriyet rejimin gölgesi altında yürüyen demokrasi mücadelesi artık büyük bir kırılmayla karşı karşıya. Demokratik muhalefet artık kendi üzerindeki vesayeti kırdı. Bütün halkımızla beraber barış ve kardeşliği tesis etmek üzere yola çıktığı bir dönem olacaktır, bu dönem. Kadınlarla, gençlerle, ekolojik hareketlerle toplumsal muhalefetin bütün alanlarındaki demokrasi hareketleriyle kol kola bu özgürlük ve demokrasi mücadelesini birlikte inşa edeceğiz.”

ULUÇ: “TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR DÖNEMEÇTE BULUNUYOR”

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Uluç da, Türkiye’nin önemli bir dönemeçte bulunduğunu belirterek, “Her seçim önemli aslında, ama bu sefer ki seçim belki de önümüzdeki 10-15 yılı belirleyecek olan bir dönemin başlangıcı olması açısından çok önem taşıyor. Türkiye´de öyle bir noktaya gelindi ki, artık hem uluslararası gelişmeler açısından baktığınızda, hem Türkiye´nin içindeki gelişmeler açısından baktığınızda bazı konuların çözüme ulaştırılması ve sonuçlar alınmasının eşiğinde bulunuyoruz. Böyle bir eşikte bu seçimin yapılması büyük bir önem taşıyor. Çünkü baktığımız zaman bu eşiği nasıl aşacağımıza dair iki yol var esas itibariyle… Bu yollardan bir tanesi AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın esas itibariyle belirlediği yöne giden yol, diğeri ise Türkiye´deki emek, demokrasi, barış güçlerinin, Türkiye solunun, sosyalistlerinin, siyasi hareketinin hep birlikte oluşturduğu eşitlik adalet özgürlük ve barış yönündeki gidiştir. Bu iki yol arasında mücadele sürüyor ve 2015 seçimleri itibariyle AKP ile partimiz arasında mücadele ekseninde şekillenecektir. Neden derseniz? Şöyle bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye´de toplumun büyük bir çoğunluğu artık yeni bir anayasa yapılması gerektiğini son 3-4 yıldır kanaat getirmiş durumdaydı. Ama mecliste yapılan çalışmalar ne yazık ki diğer partilerin yeterince ciddi davranmaması ve kararlı olmaması nedeni ile bir yeni anayasa ile sonuçlanmadı. Ama artık öyle bir noktaya geldik ki, 2015 seçimlerinin sonunda oluşacak meclis tablosu yeni bir anayasayı yapacak olan meclis tablodur. Ve yeni bir anayasa demek Türkiye´nin önümüzdeki 10-15 yılını belki de daha uzun bir süresini belirleyecek olan bir adımdır. Bu açıdan baktığımızda AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan otoriter bir başkanlık sistemiyle tek kişi yönetimine dayalı bir sistemle bu anayasayı şekillendirmek istemektedir. Dünyanın çeşitli yerlerinde elbette ki başkanlık sistemi uygulamaları vardır, ama ‘Türk usulü başkanlık sistemi geliştireceğiz’ diye aslında bütün kuvvetler ayrılığını kendi denetleme mekanizmalarını devre dışı bırakacak bir tek kişinin yönetimine doğru yönlendirmek istemektedirler. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘ayağımızdaki çok başlılık prangasından kurtulmalıyız’ diyerek, hedefini ortaya koymuştur.”

Editör: Pusula Gazetesi