Ak Parti Zonguldak Milletvekili Fazlı Erdoğan, "15 yıldan beri beraber olalım gidelim gelelim dedik beceremedik. Birliktelik için ölümüne bu yolda varım" dedi.


Erdoğan, Ticaret ve Sanayi Odası´nın (TSO) düzenlediği yemekte yaptığı konuşmada, Zonguldak ve Ereğli´de kamu yatırımlarını ve karşılaştığı engelleri anlattı.


1972 yılında planlanan Düzce Ereğli Karayolu&[#]8217;nun o günden bu yana geldiği noktanın ortada olduğunu belirten Erdoğan şunları söyledi:


"4 kilometre tünel ile Ereğli Alaplı arasını özellikle kıyı çizgisinin Karadeniz sahilinde olduğu gibi olmaması için tünelle geçiyoruz. Bu programa konuldu. Gerekleri yapıldı, şantiye de kuruldu. İnşallah 2010 sonuna kadar bu yollar Ereğli ve Zonguldak´ın hizmetine sunulacaktır.


Ereğli´nin yüz yıllık tarihinde bir spor salonu yoktu. İlk defa devreye girdi. 1 milyon 200 bin Lira para çıkardık. Kaba inşaatını ihale ettiler. İhaleyi kırdıkları için 760 bin TL´ye mal oldu. 541 bin TL kasada kaldı. Nasıl bir iş ki ince işçiliğini ihaleye koymamışlar, iki yıldan beri yeni ihaleyi Ankara´nın mı yoksa Zonguldak´ın mı yapacağı ile ilgili sekiz aydır ikisinin arasında mekik dokuyorum. Nihayet karar çıktı. Sayın Valim önümüzdeki günlerde bu ihaleyi tekrar yapacak.


BÜROKRASİ KEMİKLEŞMİŞ


Çalışmalara muhalefetin sadece dışarıdan değil, hükümetin içinden de geldiğini dile getiren Erdoğan şöyle konuştu:"Acayip bir şey, bürokrasi kemikleşmiş. Bunu aşmak çok kolay olmuyor. Tıpkı Ereğli Devrek yolu gibi. ´Ana arterleri açmadan Ereğli Devrek yolunu yapmaya hiç gerek yok´ deniliyor. Beni her gün arayıp bu iki ilçe arasında dört beldeyi nasıl kurtaracağımız soruluyor. Ben de söz verdim. Üç yıl önce ihale yaptık ama 28 tane dilekçe verilmiş ihalenin iptal edilmesi için. Çaycuma´da 5 metre yolu 20 metreye çıkan insan var. Burada da onun önünü tıkamak için imza atan bir insan türü var. Burada nasıl arada kaldığımı sizin takdirinize sunuyorum. Ereğli´nin çevre yolu yıllardan beri söylenir. Vali, Kaymakam ve Belediye Başkanımızla bunları paylaştık. Nihayet bakandan imzayı aldık, programa koydurduk. Oranın zaten 4 kilometresi yapıldı. Bundan sonra 7-8 kilometre daha yapılarak Ereğli´nin hizmetine sunulacaktır. Ereğli´nin derelerinin ıslahı işinin Bölge Müdürlüğü Kastamonu´dadır. Ne hikmetse bu dönemde üç tane Bölge Müdürü değişti. Ereğli, Zonguldak ve Kastamonu arasında yığınla köprüler var. Kastamonu´nun Zonguldak´ın veya başka yerin deresinden su geliyor da Ereğli´nin deresinden su gelmiyor. DSİ Müdürü, Bakanlık tarafından 500 bin para kondu. Devamını hep beraber getireceğiz."


1929´DAN BERİ EN BÜYÜK KRİZİN İÇİNDEYİZ


Ereğli´de ERDEMİR´in kurulduğu dönemde tersaneler olmadığını hatırlatan Erdoğan,


"Alaplı´da bir şirket kuruldu, ´başkası gelmesin biz yapacağız´ denildi. Bugünkü durumun sebebi odur" diyerek şunları kaydetti:


" 1929´dan beri en büyük kriz bu deniliyor, Türkiye´de bundan payını alıyor. Devrek, Çaycuma ve Gökçebey´de 5084 sayılı Teşvik Kanunu´na göre birtakım arsalar tahsis ettik. 17 fabrika var, 1500 kişi orada çalışıyor. Hepsinin arsasını bedava verdik. Özellikle ormancılık, hayvancılık ve süt ürünlerinde oralar desteklendi.


Ereğli&[#]8217;de birlik beraberlik kültürü yok. Şimdi bu ışık varsa bundan sonra bu ışığın etrafında biz diyelim, beraber olalım.


Ereğli Demir Çelik Fabrikaları A.Ş (ERDEMİR)´in Ereğli´ye borcu var, sahilde belediyenin alması gereken dolgu yerleri var. Onları çözeceğiz. Ama ERDEMİR ile diyalog kapılarını sonuna kadar kullanmamız lazım. Birlikte bu sorunları çözelim. Filyos´u da çözelim, Zonguldak´ın geçitlerini de çözelim.


POSBIYIK İLE KAVGA ETMEYECEĞİM


Ereğli´de birliktelik kültürünün eksikliği olduğunu, TSO´nun "Ben değil, biz" diyerek buna parmak bastığını belirten Erdoğan şöyle devam etti:"Ben belediyenin suyuna icra gelmesinden gerçekten hicap duyarım. ERDEMİR Yetkilisi şu anda burada değil. Ama yazı Arslan Keleş zamanında yazıldı. Sayın başkanım ´Benim geleceğimi biliyorlardı yazmamaları gerekirdi" dedi. Hakikaten bunu öngörmeleri gerekiyorsa yazmasaydı.


Sayın Arslan Keleş ERDEMİR ile ilgili bu sıkıntıyı sizden önce paylaşsaydı daha iyi olurdu. İcra o gün verildi. Ama şu da var, ticaret erbabıyız. Benim çekim senedim karşılıksız olduğu zaman işlem gördüğü gibi, Demir Çelik´in de alacağından dolayı öbür tarafta borcu var. ERDEMİR´in çekini yatırmamasını düşünebiliyor musunuz? ERDEMİR borcunu ödemedi, çıktı genel müdür ´eğer üç ay daha sipariş alamazsam fabrikayı kapatırım´ dedi. ERDEMİR kendi varlığını bu kadar ucuza pazarlar mı? Aradan iki üç ay geçti işçisinin maaşını yüzde 35 indirdi. Sendika yok mu? Bu işin sahibi yok mu? Niye onlar konuşmuyor?


ERDEMİR 9. aya kadar siparişlerini doldurdu. Fiyatları da limit limit artıyor. ERDEMİR hazine arazisinin üzerinde oturuyor. Bu araziden senede 400-500 milyon ecrimisil alıyoruz. Biz bunlarla paslaşacağız, vereceğiz, alacağız, Ereğli´ye bir şeyler kazandıracağız. Sayın başkanım 15 yıldan beri beraber olalım gidelim gelelim dedik beceremedik. Yazılı beyan da gerekiyorsa vereceğim. Kendi şahsımla, kişiliğim ve kimliğimle sınırlı kalmak kaydıyla ölümüne bu yolda varım. Eylemle de varım her şeyle de varım. Kimse beni bundan sonra sayın başkanım Halil Posbıyık ile kavga ettiremez. Bunun altını çiziyorum."

Editör: Pusula Gazetesi