Pusula TV’ye konuk olan AK Parti İl Başkanı Hamdi Uçar, TTK Genel Müdürü Burhan İnan ve GMİS yönetimini sert dille eleştirdi. Uçar, “Sayın Bakanımıza da bunları söyledim. Bu kurumun başında, özel sektörde CEO’luk yapmış, idari yapıyı harmanlayabilecek birisinin olması lazım” diye konuştu.

Haber: İlknur Yılmaz

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar, önceki akşam Pusula TV’nin canlı yayınına konuk oldu. Başkan Uçar, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) kapatılıp-kapatılmayacağı, Genel Müdür Burhan İnan’ın çalışmaları ile AK Parti İstanbul Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Mehmet Domaç’ın “TTK derhal kapatılmalı” sözlerine çarpıcı yanıtlar verdi.

Uçar, özellikle TTK Genel Müdürü Burhan İnan’ın ve Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) yönetiminin başarısız olduğuna değinerek, “Ben Genel Müdürü eleştiriyorum, sendikayı da eleştiriyorum. Sayın Bakanımıza da bunları söyledim” dedi.

Bu haliyle ve yöneticilerin bu tavırlarıyla kurumun zararının her geçen gün artacağını vurgulayan İl Başkanı Hamdi Uçar, “Kurumun harmanlanması lazım, özel sektör gibi yönetilmesi lazım. Bunu Sayın Bakanımıza ifade ettim. Bu Sayın Bakanımızın ve milletvekillerimizin vereceği karardır. Bana göre gelecek olan kişi, maden mühendisi veya makine mühendisi olacak diye bir şey yok. İşletmeciliği bilen, bilançoyu, gelir-gideri iyi hesaplayan birisi olsun” diye konuştu.

Uçar, Pusula TV Genel Müdürü ve Pusula Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Atilla Öksüz ile Pusula Gazetesi Yazı İşleri Müdürü İlknur Yılmaz’ın sorularını cevaplandırdı.

İlknur Yılmaz: Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun kapatılması hep gündemde. Sizce TTK kapanacak mı? Sonu nereye gidiyor?

Hamdi Uçar: TTK, yaklaşık 12 yıllık bir dönem içerisinde sürekli bu sorularla karşı karşıya kaldı. İktidara geldiğimizde TTK’nın 300 milyon civarında bir zararı vardı. Şu anda 550-600 civarlarında bir zarar mevcut. Her defasında yöneticilerine ve sendikaya şunu söyledim, şu tavsiyede bulundum: Bir araya gelin, sendika ve genel müdürlük olarak ARGE çalışmaları yaparak, ‘burada ne yapabiliriz?’ diye araştırın. TTK çalışmaya böyle devam edecek, ancak bir gün; ‘bir dakika kardeşim, bu kadar parayı niye verelim buraya?’ diyecekler. ‘Buraya gelinmeden tedbir alınsın’ dedim. Bizim kömüre ihtiyacımız olduğu sürece buralar kapatılmaz, ama beni rahatsız eden en önemli konu, kurumun 500 milyonluk bir zararla anılması, işçi alınamaması, istihdama katkı sağlamaması, beni diğer konulardan daha çok rahatsız ediyor. Bir radyo programında gündeme geldi, 1985-1990’lı yıllarda kurumda çalışan 40-45 bin kişi çalışırken, 3 ila 3 buçuk milyon ton kömür üretilmiş. Şu anda 11 bin kişi çalışıyor, 1 buçuk ile 2 milyon ton arasında kömür üretiyor. Biz 1985-1990’lı yıllarda burasını yemişiz, bu günümüzü yemişiz yani. O zamanın yöneticileri, idarecileri bugün aslında sorgulanmalıdır. Hani nasıl 1980 ihtilalini yapanlar yargının önüne çıkıyor, bunlar da sorgulanmalıdır. O zamanın zararı bugünkü parayla ne kadarmış biliyor musunuz? 2 milyar TL civarında bir zarar… Bunları hiç kimse konuşmuyor, masaya yatırmıyor. Biz bu günümüzü yemişiz. TTK’nın dışında istihdam olanakları sağlanmamış, yatırımlar yapılmamış. Bizim dönemimizde Eren Enerji gibi bir firma buraya geldi, diğer yerlerde bir takım yatırımlar yapıldı, organize sanayi bölgelerinde istihdamı yaymaya çalıştık. Ben şunu söylemek istiyorum: Türkiye Taşkömürü Kurumu, yani maden burada olduğu sürece bu bir şekilde çıkartılacak. Beş yıllık dönem içerisinde bin kişinin üzerinde işçi alımı yapıldı. Bu alımdan sonra da işçi alındı. Ama bunu hiç kimse konuşmuyor. Şu anda KPSS ile de kuruma 170 işçi alımı yapılıyor. Bunları alırken neden üretime almadılar? Niye yan sanatlara alıyorlar? Üretime alsınlar. Bunu ben belirlemiyorum ki, bunu kurumun kendisi belirliyor, ‘benim yan sanatlarda da adama ihtiyacım var’ diyor. Kurum isterse üretime de adam alabilir, yan sanatlara da adam alabilir. Emekli olanların yüzde 10’u kadar işçi alım hakkı var. Onu da buralara alsın. Ama siz tutuyorsunuz, hep yan sanatlara alım yapıyorsunuz. Yan sanatlarda elemana ihtiyacınız varsa, üretimdeki günü gelen, yorulan kişileri de kaydırın yan sanatlara.

Atilla Öksüz: Garip olan bakanlık sizde, genel müdürü siz atıyorsunuz. Hükümet sizsiniz. Bunun önüne geçecek olan da siz değil misiniz?

Hamdi Uçar: Ben Genel Müdürü eleştiriyorum, sendikayı da eleştiriyorum. Sayın Bakanımıza da bunları söyledim. Sayın Bakanımıza da anlattım bunları. Bu konuyla ilgili biliyorsunuz son zamanlarda madencilik sektöründe çok önemli sıkıntılar yaşanıyor. Hedef Soma’daki ve diğer yerlerdeki geliştirmek olduğu için bu konuda daha somut bir adım atılamadı. Ancak umut ediyorum, bu kurumun başına, özel sektörde CEO’luk yapmış, idari yapıyı harmanlayabilecek birisinin olması lazım. Ben Sayın Bakanımıza düşüncelerimi, fikirlerimi ilettim. Bu haliyle, yöneticilerin bu tavırlarıyla, bu anlayışıyla kurumda zarar her geçen gün artar. Bununla ilgili bir çalışmanın yapılması lazım ve muhtemelen yapıyorlardır.

Atilla Öksüz: KİT Komisyonu’ndaki son görüşmede, hesapların bir kısmı ibra edilmedi ve İstanbul Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Mehmet Domaç, “Derhal kapatılmalı” dedi. Bu sizi rahatsız etti mi?

Hamdi Uçar: Rahatsız etti. Bu konuyla ilgili bir açıklama yaptım, konuyu beldemizin kongresinde dile getirdim. Milletvekilimiz, Zonguldak’a gelip, madencilik sektörünü bilmiyor. Ocağa inip de şartların nasıl olduğunu bilmiyor. Bu şehrin gerçekleri taşkömürüdür, madenciliktir bunu bilmiyor. Sadece mali işlerle ilgili tabloya bakıyor ve bu kadar zarar mümkün değil katlanılamaz diyor. “Kapatılmalıdır” diye de bu nedenle söylüyor. Ama bilançoya bakarak değil de, realiteye bakarak, gerçeklere bakarak sahada dolaşsa, alanda dolaşsa, ocağa inse ve şartları görse, zannediyorum böyle bir ifadeyi asla kullanmaz.

İlknur Yılmaz: Çözüm nedir? Sizce Bakanlıkla görüşmeleriniz sonrasında ne olur?

Hamdi Uçar: Ben İl Başkanı olarak Sayın Bakanımıza bunların yöntemlerini söyledim. Mevcut genel müdürün de göreve gelmiş olmasında referans olmuş isimlerden biriyim. Beklentilerimiz oldukça yüksekti. Beklentilerimize cevap veremedi. Buraya heyecanlı birisinin gelmesi lazım… Bunu 4-5 ay önce ifade ettik. Muhtemelen gelecektir. Aslında ben özel sektörde yetişmiş, işletmeciliği iyi bilen birisinin gelmesini isterim. Kurumun içerisinden gelen, kurumun sistemi içerisinde eriyip gidiyor. Yer üstünde kuruma ait bir sürü mal varlığı ve taşınmazlar var. Cüzi rakamlarla kiralanıyor ve işletmecilik yapılıyor. Ya da konaklama olarak kullanılıyor. Bunların hepsinin temizlenmesi lazım… Bazı kurumların küçültülmesi lazım… Kurumun harmanlanması lazım, özel sektör gibi yönetilmesi lazım bunu sayın bakanımıza ifade ettim. Bu sayın bakanımızın ve milletvekillerimizin vereceği karardır. Bana göre gelecek olan kişi maden mühendisi veya makine mühendisi olacak diye bir şey yok, işletmeciliği bilen, bilançoyu, gelir gideri iyi hesaplayan birisi olsun. Genel Müdür yardımcıları var. Siz ille de üretimden gelen birileri olsun diyoruz.

Editör: Pusula Gazetesi