Ak Parti´nin 11 Temmuz´a ertelenen İl Başkanlığı Kongresi sürecinde karşılıklı açıklamalar ve yeni iddialar devam ediyor. Kongrenin ertelenme sürecinde etkili olan eski İl Başkanı Celil Uzun, Pusula´yı ziyaretinde süreci değerlendirerek, tartışma yaratacak iddialarda bulundu. Öte yandan Ak Parti Bölge Koordinatörü Sedat Kızılcıklı´nın "Uçar ve Uzun uzlaşamazsa 3. isim buluruz" açıklamasının yeni bir uzlaşma formülü doğurup doğurmayacağı partilileri meşgul ediyor. Uzun Pusula´yı ziyaretinde, bundan sonraki sürece ilişkin önemli mesajlar verdi. İşte o açıklamalar.


Hamdi beni iki senedir aramadı.


Sekreteri daha adımı bilmiyor


Ereğli Belediye Başkanı Murat Sesli tutuklandıktan sonra, Genel Merkez´den beni arayıp, ´Belediye Başkanı olur musun?´ dediler. Ben dedim ki; ´Orada bizim aday adayı olan insanlarımız var.´ Murat Sesli´ye rakip oldukları için, sanki Sesli´nin tutuklanmasından faydalanıyorlarmış gibi görünmeleri etik olmaz dediler. Ben de bu durumun İl Başkanı ile tartışılmasını önerdim. Genel Merkez de aramış Hamdi´yi. Hamdi de beni aradı, olan biteni söyledi. Dedim ki Hamdi´ye; ´Beni rencide edecek bir olay var ise ben bu işte yokum´. Çünkü ben Yüksel Balcı´yı destekledim. Onu Genel Merkez´e kadar getirdim. Bir anda Yüksel Balcı´yı sileyim, ben aday olayım diyemem. Bunu son noktada hiç bir imkanımız kalmasa bile düşünemem. O ne yaptı? Gidip teşkilata Celil Uzun´u da aday adayı listesine koyup, bir temayül yoklaması yaptı. Herkes şaşırıyor. ´Celil Ağabeyin böyle bir talebi olmadı, bize de bir şey söylemedi´ diyorlar. Ve temayülden normal olarak bizim ismimiz çıkmaz. Ertesi gün geliyor, ´Ereğli´den bile desteği yok. Temayülden çıkamadı´ diyor. Ben ona beni rencide edecek bir pozisyon olmasın diye söylüyorum. Bak diyorum ´en son noktada bütün yolları dene. Yüksel Balcı´yı dene, Yusuf Kalay´ı dene, Cevat Kır´ı dene. Bunlar olmuyorsa elinizde hiç bir imkan kalmıyorsa, elimizde hiçbir alternatifimiz olmadığında bana gel´ diyorum. O gidiyor bana neler yapıyor. Şimdi bu insanla nasıl olabileceksin ki? İşin ilginç tarafı, Nusret Bayraktar kendisine demesine rağmen. Hamdi, iki senedir beni bir defa aramamışsın. Sen partinin açılışını yapıyorsun ve beni davet etmiyorsun. Bir tane sekreteri var, ismimi bile bilmiyor. Bazen, Cemal diyor bana, bazen Cemil diyor. Ben sekreterleriyle mi muhatap olmak zorundayım? Dedim ona; ´sen milletvekillerini bir yere davet ederken, sekreterin vasıtasıyla mı davet ediyorsun? O zaman bize bunu niye reva görüyorsun?´


Hamdi Uçar, adaylığına engel


olacağımızı düşünüyor olabilir


Şu da olabilir. Belki onun hedefinde başka şeyler vardır. Bizim engel olabileceğimizi düşünüyor olabilir. Ben diyorum ki bu partiden herkesin milletvekili olabilme hakkı vardır ve layıktır. Sen de olabilirsin, hiç kimse buna karşı olmaz, ben de olmam. Kim aday olarak çıkacaksa çıksın. Bu partiye hizmet eden herkes aday olabilir. Mecliste Fazlı Bey´le konuşma yaptık. Orda bile ona dedim ki ´Fazlı Bey ben sizinle olan kavgamızı anlamış değilim. Ben size hiçbir zaman rakip değilim.´ Hani o dönem Polat Bey İl Başkanlığı´na adaydı. O zamanlar Fazlı Bey de aday olmak istiyordu. Ama ben aday değildim. Ne İl Başkanlığı´nda nede başka bir yerde. Milletvekilliği döneminde de Fazlı Bey´in karşısına ben aday olmadım. Onu da söyledim. Benim kimseyle sorunum yok. Ama maalesef bakıyorum ki geldiğimiz noktada hep hedefteki adam benim.


Genel Merkez


´çekil´ deseydi çekilirdim


Bir soru sordu bana Haluk İpek. Dedim ki; ´efendim bir dakika, önce bir şeyi düzeltelim, Başkan´ın yanında. Siz beni istemiyor musunuz?´ Ben teşkilat terbiyesi almış bir insanım, eğer beni istemiyorsanız ´çekil´ diyorsanız bana, burada ben hemen çekileyim´. ´Yok öyle bir şey´ dedi. Bunu niye yaptım biliyor musun? O dedikoduları ortadan kaldırmak için yaptım. Beni Genel Merkez´in isteyip, istemediğine şahit olan Hamdi´nin kendisi. Genel Merkez beni istiyor mu, istemiyor mu? Haluk İpek deseydi ki bana ´evet kardeşim çekil´ çekilirdim ama demedi. Ben bir şey daha biliyorum Hamdi´nin kendisinin söylediği bir cümle var. Yeni yeni söylüyor bunu, ilk başlarda söylemedi. Dediler ki ona; ´Bak Hamdi, Sayın Başbakanımız 53 tane İl Başkanı ile çalışmak istemiyor. Bunlardan bir tanesi de sensin. Bunun için bize yardım et´ Kendisine bu söylenmiş vaziyette. Simdi ben sana soruyorum. Niye yoruyorsun bizi? Teşkilatları niye yoruyorsun? Basın toplantısında bir şey demiştim; ´Hamdi´ye aday olma dendi ama bana olma denmedi´ diye. Ben bunu izah etmeye çalışıyorum. Olayın özü de bu.


Hamdi´nin yanındaki iki yüzlüler


Hamdi´yi de yediler!


Söylenenlerden biri de, Genel Merkez Yöneticimiz Sedat Bey Zonguldak´a geldiğinde ´Hamdi´nin yanındayız´ demiş. Hatta ´ararım Celil Uzun´u, çektiririm adaylıktan´ demiş. Aradım kendisine sordum. ´Yok öyle bir şey´ dedi. Allah bana öyle bir yardım ediyor ki. Ankara´da, yanında Hamdi ile yanyana oturuyoruz. Sordum aynı soruları Sedat Bey´e. ´Böyle bir şey demedim´ dedi. Benim üzüldüğüm Hamdi´nin yanında gözüken ikiyüzlüler Hamdi´yi de yediler. Burada yanında gözüküyorlar, orada başka konuşuyorlar. Herkes kendi cephesinde hesap kitap yapıyor.


İl Başkanlığı´na aday olmamın


tek nedeni vefasızlıktır


Ben Hamdi´yi çok sevdiğimden, İl Başkanı olması için bütün Genel Merkez ve İl Yönetimim karşı olmasına rağmen, direttim. Hatta İl Başkanlığı´nı, Milletvekilliği´ni bir tarafa koydum. Genel Merkez Yöneticimiz Zeyit Aslan da diyor. Kendisine rağmen ben Hamdi´yi İl Başkanı yapmışım. Ama Hamdi´nin bana layık gördüğü olaya bak. Ben niye İl Başkanı olayım? Altı sene İl Başkanlığı yapmışım. İl Başkanlığı´na aday olmamım tek sebebi vefa olayıdır.


Bunu onlara göstermek için ortaya çıktım. İl Başkanı olayım. Onun bana yaptığının yarısını ona yapmam. Çağırırım, İl Başkanlığı yapmıştır. Alırım koltuğumun altına. Gittiğim yere getiririm.


Uçar vefasız ise yanındakilerin


değişmesi neyi değiştirecek?


Uzun, Pusula Genel Yayın Yönetmeni Atilla Öksüz´ün; "Daha önce yanınızda bulunan 5-6 yöneticinin yönetimlerde yer almaması şartıyla, Hamdi Uçar´ın İl Başkanı seçilmesini istediğinizi söylemiştiniz. Eğer Hamdi Uçar vefasız ise yanındaki o isimlerin değişmesi neyi değiştirecek? Yani Hamdi Uçar vefalı mı olacaktı?" sorusuna verdiği yanıtta; "Değiştirir. Ben kendimi düşünerek yapmıyorum bunu. Ben partimi düşünüyorum. Ondan sonra yine devam etsin vefasızlığa. Ama bizim partimiz kan kaybediyor. Dediğin doğru, iki sene vefasızlık yapan devam edecektir. Hele de seçilerek gelmişse. O atamayla geldiği için biraz eziktir. Seçimle geldiğinde zaten önünde hiçbir engel kalmaz, yüzümüze de bakmaz. Hiç umurumda değil bakmasın ama bizim partimiz gidiyor. Anlatmaya çalıştığım şey bu. Onun için toparlayalım diyorum. ´Benden isim alma´ dedim. ´Git İlçe Başkanları´na sor, Belediye Başkanları´na sor, forum yap´ dedim. ´Bir tane isim vermiyorum sana´ dedim. Bunun altında yatan kendimi düşünmek değil, partimizi düşünmek.


Ankara´nın teklifini


neden kabul etmedim?


´Genel Merkez´de bizi teker teker içeri aldılar. Haluk Bey; ´çare ne?´ dedi. Boş kağıt vardı orada, yazdım. ´Alın´ dedim. ´Bu da istifa dilekçesi. Üç aylık. Ben bu işi üç ay içinde düzeltemezsem, koyun yürürlüğe´ dedim. ´Bu kadar kendine güveniyorsun demek´ dedi bana. ´Evet efendim´ dedim. Sonra Hamdi ile görüştüler. Sonra da ikimizi beraber içeri aldılar. İçeri girer girmez Haluk Bey; ´O dediğin istifa dilekçesini yaz´ dedi bana. İlk girer girmez bende sandım ki bizim teklifimizi kabul edecekler. Meğer, Hamdi´ye ´Bak o kadar emin kendinden. Sen de istifa dilekçesi verecek misin´ demişler. Hamdi´nin ne cevap verdiğini bilmiyorum. Ondan sonra dedi ki bana; ´20 ismi sen Hamdi´ye, 20 ismi de Hamdi sana verecek. İkiniz de kongreye gideceksiniz. Kim kazanırsa kazansın. İkinizin listesinde de aynı isimler olacak.´ Dedim ki; ´efendim ilk başta bu hoş geliyor. Birlik beraberlik adı altında ama o zaman siz bana, git kongreyi kaybet diyorsunuz. Delegeleri Hamdi yaptı. Bir de benim seçtiğim isimlerin orada yeri garanti olursa, kimse benle çalışmaz. Çalışmaya da gerek yok´ dedim. Evet o da ´doğru´ dedi. ´Başka şık yok mu?´ dedi. Dedim ki; ´anlaşamıyoruz.´ . ´O zaman kongreyi erteleyelim´ dedi, kalktı gitti. Sonra Polat Bey´in yanına gittik. Ona da; ´üçüncü bir kişi olacaksa, ben aday değilim. Ama Hamdi adaysa, ben de adayım´ dedim. Çünkü ben ona o teklifi yaptığımda, ben tek kişiydim ama şimdi tek değilim. Kendi başıma karar alamam.´ Bundan en fazla Hamdi´nin ders çıkarması gerekir. Onun kongresi erteleniyor. Ama ders alan yok. İnadına inadına Genel Merkez´in aleyhinde konuşuluyor. Böyle de bir yola varılmaz.


Üçüncü isim kim olmalı?


Dillendirildiği, dile getirildiği için söylüyorum. Osman Yiğit dendi. İrfan Eser´i söylediler. Secaattin Gonca söylendi. Bunlara güvenim sonsuz. Bunlar partimizde görev almış insanlar. Genel merkez ´bu adamın adı altında toplanacağız´ derse sorun yok. Ama ben şunu istiyorum: Forum yapsınlar. Partiye zarar vermeyecek isimler olsun. Mesela; Abdülkerim´i duydum. ´Hamdi olmazsa, aday olurum´ demiş. Olsun, teşvik ederim. Bir başkası çıkacaksa çıksın. Delege kabul ediyorsa etsin ama bunlar bir konsorsiyum içinde olsun. Bu sürecin Genel Merkez ayağı, var Milletvekilleri ayağı var.


Demokratik hak şimdi mi


akıllarına geldi?


Hamdi kardeşim, ´bu benim demokratik hakkımdır´ diyor. Güzel kardeşim, sen kendine istiyorsun da başkasına gelince neden istemiyorsun? Bu böyle olmuyor. Yaptığın icraatlarda bunun böyle olmadığı ortaya çıkıyor. Kilimli Beldesi´ni, sana oy vermedi diye görevden aldın. Hem de haksız yere aldın. Mahalle temsilcilerini görevden aldın. Değiştirdin. Kozlu Beldesi´ni de görevden alacaktın ama hukuki şeyler karşına çıkınca alamadın. Hani Demokratiklik? Onlar sana oy vermediği için demokratik olmuyor. Liste yapıyorsun. Yedi tane Belediye Başkanı listede yok. Adam seçim kazanmış. 40 bin nüfusu var. Kilimli Belde Başkanı bile yok. Kozlu Belde Başkanı yok.


Bu isimler üçüncü ismin


listesinde olursa karşı çıkarım


Onların bir tüyüne bile zarar gelmesini istemem. Hatta Hamdi´ye dedim; ´bu arkadaşlara sen diyemiyorsan, ben söylerim´ dedim. Hak hukukumuz geçmiş birbirimize. Ben onları ikna ederim. Ben bunu söylerken Başbakanımız bile hükümette bakan değiştiriyor. En yakın arkadaşları. Bu arkadaşlarımız üçüncü bir ismin listesinde olurlarsa, ona da karşı çıkarım.


Köksal Bey´e Hamdi ile


çalışılmayacağı bilgisi verildi


Köksal Bey için ´Hamdi´nin yanında denildi´ ben biliyorum. Köksal Bey´e ´Hamdi ile çalışılmayacak´ şeklinde bilgi de verildi. Burada Köksal Bey´i de yıpratıyorlar. Böyle görüntü verilmek isteniyor. Hem Hamdi yıpratılıyor hem de Meclis Başkanı yıpratılıyor. Korkum yok. Kimseye hesap verecek halim de yok. Ben Köksal Bey´e gerekli değerin, önemin verilmediğine emin olduğum için bunları söylüyorum. O gün geldi. Kim karşıladı Köksal Bey´i? Bürokratlar. Bizim İl Teşkilatımızdaki arkadaşlar piknik yapıyorlardı. Yarısı piknik yapıyordu. Köksal Bey´in geldiği gün, orada İl Teşkilatı´ndan altı kişi yoktu. Biz oturduk, yarım saat çay içtik. Zaten o bürokratların yarısı da bize oy vermeyen insanlardı. İki kilometre ötede Kastamonulular Derneği´nin şenliği vardı. Şenlikte 5 bin kişi vardı.


Ben olsaydım Köksal Bey´i oturtmazdım orada. Derdim ki; ´Sayın Başkanım şurada bir konuşma yap.´ Kastamonuluların oylarını almayacak mıyız? Sonra ne oldu? Aldılar geldiler Sayın Başkan´ı salona. Salonun yarısı da boş. Oldu mu, yakıştı mı?


Düğünde, dernekte,


seçimde yoksun


12 aydan beri bu ilde, İl Danışma Toplantısı yapılmıyor. 24 aydır Bakan gelmedi. Köksal Bey´e gerekli önemi vermiyorsunuz. Cenazede, düğünde, dernekte yoksunuz. Seçimde de yoksunuz. O zaman nerdesin, niye diretiyorsun? Diyorum ki ´kardeşim yorma.´ İki kişinin şahsi meseleleri yüzünden, senin ismin üzerinden teşkilat yıpratılmasın. Sen yıpratılma. Gel oturalım, konusalım. Aklıselim düşünelim ama inat inat.


Hamdi Başkan olursa,


Özcan&8217;ın milletvekilliği tehlikede


Özcan Ulupınar´ı Belediye Başkanlığı konusunda harcıyorlardı. Telefon açtım. ´Bak Özcan yanlış yaparsın. Zonguldak´ta kazanacağın kesin değil. 150 trilyon borcu olan yerde çabuk yıpranırsın. Sen Milletvekili olacak adamsın. Sakın bu oyuna gelme´ dedim. Buradaki amaç neydi? Özcan´ı yeme amacıydı. Böyle düşünen insan nasıl onu Milletvekili yapmaz? Asıl Hamdi olursa, Özcan´ın milletvekilliği tehlikeye girer. Çünkü Hamdi de Milletvekili adayı. Hakkıdır da. İl Başkanı´dır. Desteklenir de. Merkez´de yerli kim var? Hamdi var.


Son demeçler verilmeseydi


Hamdi aday olabilirdi


Milletvekilliği´nde eğer iki kalıyorsak, Özcan´a ´kardeşim sen birdesin´ diyordum. Ben de, Özcan da aday olursa, 4 milletvekili çıkarırız düşüncesi vardı. Bu düşünce partinin çıkarlarına. O insanlar şahsi meselelerinin hesabını yaparken, ben partinin hesabını yaptım. Benim bunda bir yetkim yok. Olsa kendimi koyardım. Böyle bir gücüm yok ama gücüm olmasa bile partimin çıkarlarını düşünürüm. Derim ki ´Özcan olsun, Köksal Bey olsun, Polat Bey olsun, Fazlı Bey olsun, Faruk Çaturoğlu olsun´ derim. Bu adamlar olduğunda biz 4 değil, 5 Milletvekili çıkarırız. En fazla Milletvekilini hak eden yer Çaycuma´dır. Şuanda en başarılı olan yer orasıdır. Oradan da milletvekili olmak için plan yapanlar vardır. Şu son demeçler verilmeseydi, Hamdi de aday olabilirdi. Bu demeçlerden sonra kendi arkadaşları önünü kesti.

Editör: Pusula Gazetesi