Afet ve Acil Durum Zonguldak İl Müdürlüğü&[#]8217;nce &[#]8220;Deprem Gerçeği ve Tsunami&[#]8221; konferansı düzenledi. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Şemsi Denizer Toplantı Salonu&[#]8217;nda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Daire Başkanı Murat Nurlu, AFAD Deprem Dairesi Yüksek Mühendisi Bekir Tekin, ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Afet ve Acil Durum Zonguldak İl Müdürü Ahmet Güngör, Alaplı, Devrek ve Gökçebey ilçelerinin birinci derece deprem bölgesi olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

GÜNGÖR: &[#]8220;TOPLUM OLARAK DOĞA İLE BARIŞIK YAŞAYALIM&[#]8221;

&[#]8220;Ülkemizde sık sık deprem, sel, heyelan ve çığ afetleri meydana geliyor. Bu afetler sonucu ülkemiz büyük acılar yaşıyor ve büyük ekonomik kayıplar yaşıyor. Ülkemizde yaşanan afetlerin sıralamasında yüzde 65 deprem birinci sırada yer alıyor, ikinci sırada yüzde 15´le heyelan, yüzde 14´le sel yer alıyor. Örnek olarak dere yataklarının verimli kullanılmamasıdır. Fay hatlarının bulunduğu yerlere yapılan uygun yapıların yapılmamasıdır. Bizim il olarak en çok sıkıntı yaşadığımız konu, sel konusu, bu konuda ilimizde dere yatakları çok etkin kullanılamıyor. Bilindiği gibi ilimizde Alaplı, Devrek ve Gökçebey ilçelerimiz birinci derece deprem bölgesi, diğer ilçelerimiz ise ikinci derece deprem bölgesi. Bizim özellikle bunlara karşı tedbir almamız lazım, zaman zaman DSİ Müdürlüğümüzün başkanlığında Taşkın Kurulu toplanıyor. İlimizdeki sel ve taşkınlara karşı ancak buna rağmen doğa ile barışık yaşayamıyoruz. Toplum olarak biz doğa ile barışık yaşayalım.&[#]8221;

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Daire Başkanı Murat Nurlu, daha önce yaşanan depremlerin etkilerini ve AFAD´ın yaptığı çalışmaları güncel haritalar üzerinde anlattı. Nurlu, yer kabuğunun sürekli hareket halinde olduğunu, bunu bazen depremlerle hissettiklerini vurgulayan Nurlu, şöyle dedi:

NURLU: &[#]8220;BÜYÜK BİR DEPREM GÖZLEM AĞINA SAHİBİZ&[#]8221;

"Son zamanlarda özellikle Akdeniz´de deniz kısmında birtakım depremler meydana geliyor. Ülkemizde son 5 yılda meydana gelen deprem sayısı yaklaşık 100 bin civarındadır. Bunlar 2 ve daha üstündeki büyüklüğe sahip depremlerdir. 2010´da 19 bin 117, 2011´de 30 bin 23, 2012´de 27 bin 408, 2013´te 25 bin 201 ve bu yılın ekim ayına kadar da 18 bin 856 deprem meydana gelmiştir. Kurumumuzun ülke geneline yayılmış deprem gözlemevleri var. Büyük bir deprem gözlem ağına sahip. Bu sistem tarafından çözümü yapılan depremlerdir."

Zonguldak´ın yüzde 57´sinin birinci derece, yüzde 43´ünün de ikinci derece deprem bölgesinde yer aldığını vurgulayan Nurlu, "Zonguldak´ın son 10 yıllık deprem verisine göre, il sınırları içerisinde bir yoğunlaşma yok. Ancak yaklaşık 80 kilometre kadar güneyinden geçen Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bir deprem gördük ki, bu fay üzerinde deprem her zaman beklenir. Biz yine de depreme hazır olmak zorundayız. Sanki yarın deprem olacakmış gibi tedbirlerimizi almak zorundayız. Bu amaçla illerimiz için çeşitli senaryolar üretiyoruz" dedi.

Depremin sadece AFAD´ın sorumluluğunda olan bir şey olmadığını ifade eden Nurlu, "Sağlık, Milli Eğitim, diğer müdürlüklerimiz, üniversitelerimiz bu sürece mutlaka dahil edilmelidir. Okullarda ve hastanelerde afet hazırlığını yapmak zorundayız. Yapısal olmayan afet zararlarını azaltma konusunda da gerekli tedbirleri almak zorundayız" diye konuştu.

YALÇINER: &[#]8220;DENİZDEKİ HER DEPREM TSUNAMİ YARATMAZ"

ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, "Okyanuslardan Karadeniz´e Tsunamiler" konulu sunumunda, &[#]8220;Denizdeki her deprem tsunami yaratmaz. Pasifik´te bile yüzde 10 olasılıkla depremler tsunami yaratır" dedi.

Depremlerin meydana geldiğinde fayların hareket ettiğine dikkati çeken Yalçıner, şöyle konuştu:

"Tsunami yaratan faylar, düşey hareket yapan faylardır. Tsunamide dalgalar kıyıya ilerledikçe sığlaşma oldukça dalga büyür. Üç metrelik dalganın içinde yüzebilirsiniz ama tsunami insanı öldürür ve sürükler, götürür. Aradaki fark, rüzgar dalgaları yörüngesel hareketle olur. Tsunamide su parçacıkları birbirini iterek yoluna devam ederler. Bu çok ilginçtir. Çünkü itme su kütlesinin yer değiştirmesidir. Bu yer değiştirme, derin suda 10 santimetre saniye iken sığ suda 10 metre saniyeye çıkar. Bu da gemileri ve evleri sürükler kuvvet kazanır. En büyük tsunamiler 2004 ve 2011´dekilerdir. Tarihte ise 365 yılındaki Akdeniz´deki tsunamidir."

"DENİZ ÇEKİLDİĞİNDE MERAKLA İZLEMEK DEĞİL KAÇMAK ÖNEMLİDİR"

Yalçıner, Akdeniz´in tarih boyunca medeniyetlerin beşiği olmasına rağmen beşik gibi sallandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Tarih boyunca en büyük tsunami 365 yılı Doğu Akdeniz tsunamisidir. Ülkemizde tsunami izleri vardır. Tarihte 114 tsunami kaynaklarda belirtilmektedir. Japon arkadaşlarımızla yaptığımız araştırmalarda Didim, Dalaman ve Tekirdağ´da tsunami izleri bulduk. Dalaman´da son 700 yılda 3 tsunami izi vardır. Son iki bin yılda Karadeniz´de 22 tsunami meydana gelmiştir. Tsunami meydana geldiğinde yüksek yerlere çıkmamız gerekir. Deniz çekildiğinde merakla izlemek değil kaçmak önemlidir. Denizdeki her deprem tsunami yaratmaz. Pasifik´te bile yüzde 10 olasılıkla depremler tsunami yaratır. Karadeniz´de deprem sayısı Akdeniz´e göre çok azdır."

AFAD Deprem Dairesi Jeoloji Yüksek Mühendisi Bekir Tekin de, Türkiye´nin afet ülkesi olduğunu vurgulayarak, "Ülkemizde yarattığı can ve mal kayıpları bakımından en büyük afetler arasında yüzde 61´le depremler geliyor. Daha sonra heyelan ve su baskınları var" dedi.
Editör: Pusula Gazetesi