Yasa
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanır onaylanmaz 22 özel maden işletmesi,
maliyetlerin artacağını ve bunu karşılayamacaklarını gerekçe göstererek
faaliyetlerini durdurdu. Sabah ocağa gelen madencileri de ´durumu anlatıp´
kapıdan çevirdi.
Al Jazeera
Türk ekibi, kentte madencilerle ve iş verenlerle konuştu.
İkinci emre
kadar ocak kapalı
Çalıştığı
maden ocağının kapısından dönen 4 bin 500 işçiden biri olan 31 yaşındaki Ercan
Çakır, evinde misafir ettiği Al Jazeera ekibine ailece yaşadıkları şoku
anlattı:
Özel
sektörde çalıştığımız için işsiz kalmak çok zor. Sabah işe gittiğimde, İkinci
bir emre kadar ocak çalışmayacak dediler bana. Bu ikinci emir ne zaman gelecek
belli değil. 25 yıldır çalışan şirket burası, Çok kişi ekmek yedik. Ben de
buradan emekli olup memleketim Karabüke yerleşirim diyordum. Şimdi kara kara
düşünmeye başladım.
´İşveren de biz de mağdur olduk´
Zonguldakta
bütün özel maden işletmelerinin kapılarının kapandığını belirten Çakır, Bir
tek TTK (Türkiye Taş Kömürleri İşletmesi) var. Orası da kamu sektörü, bizi
almaz. Göç etsek nasıl edeceğiz? İki hafta sonra Kurban Bayramı var. Yasa
mükemmel diye sevindik. İşe gittik üzüldük, işsiz kaldık. Devlet bu yasayı neye
göre çıkarıyor. Altyapısı olmayan bu yasa çıkarılırken STKlarla görüşülmemiş.
Bu yasa ile işveren de mağdur oldu biz de mağdur olduk. Benim yapacak başka bir
işim, mesleğim yok diye konuştu.
Eşinin işsiz
kalmasına çok üzülen Pakize Çakır da madencilerin haklarını iyileştiren yasayla
mağdur olduklarını düşünüyor:
Hiçbir
hazırlığımız yok. Ne yapacağımızı bilemiyorum. Bildiğim bizi bu yasayla mağdur
ettiler. İnşallah en kısa sürede düzelir. Oğlum Caner, babası işten erken
dönünce Anne babam işe gitmedi mi, biz artık ne yapacağız? diye sordu.
Babasının bir süre işsiz kalacağını söylediğimde kız kardeşi Cerene dönüp,
Kardeşim artık daha çok tasarruflu olmalıyız demez mi... Gözyaşlarımı
tutamadım.
´Devlet
lehimize yasa çıkardı ama biz mağdur olduk´
Üretimin
durduğu Zonguldakın en büyük özel maden işletmesi olan Demir Madende çalışan
işçilerden Hüseyin Yalçın da, Ben şunu anlamadım, devlet bizim lehimize yasa
çıkarttı, biz mağdur olduk. Şu anda işsiz kaldık, işe gidemiyorum. Pazartesi
okullar açılacak, elde avuçta yok, önümüz bayram. Devlet büyüklerimiz bunları
düşünmüyor mu? Şu anda elime bin 500 lira para geçiyordu. Yasayla bin 800 lira
olacaktı. Bunu ben de isterim ama bu şekilde işsiz kalarak değil." diyor.
´Ben ocağımın tütmesine bakarım´
İki
çocuğunun ortaokul öğrencisi olduğunu anlatan Yalçın şöyle devam etti:
Çocuklarımı
okutmak zorundayım. Bizim başka bir gelirimiz yok, çalışmam gerek, bir anda
işimi kaybettim, ne yapacağımı bilemiyorum, kafam karmarakışık. Devlet bize
sahip çıksın. Burada iş olmayacaksa göç edeceğiz mecbur. Ama bu hiç kolay
değil, çoluk çocuk burada, ailem akrabalarım arkadaşlarımı nasıl bırakırım.
İşvereni de düşünmelilerdi, kömür para etmiyor, işveren kazanamazsa bize ne
verecek? Maliyet artınca adam kapatır tabii. Aldığım bin 500 lirayla kıt kanaat
da olsa geçiniyordum. Evim kira değil. Bizler kanaatkar insanlarız, idare edip
gidiyorduk, şimdi herşeyimiz altüst oldu. Böyle işsiz kalacağımıza böyle zammı
istemiyoruz. Maaşın yüksek olması beni alakadar etmez, azı kâr, çoğu zarar
derler, ben ocağımın tütmesine bakarım.
´Maaşları hiç iyi değildi´
Yalçının
annesi 55 yaşındaki Makbule Yalçın bir madenci eşi. İki oğlunun birden işsiz
kaldığını söyleyerek tepkisini dile getiriyor.
Çok
üzülüyoruz tabii. Benim kocam da TTKdan emekli. Bence maaşları hiç iyi
değildi. Oradan, buradan, babadan yardımla geçiniyorlar. Bu yasa iyi oldu ama
insanları işsiz bırakmaları da olacak şey değil. Devlet bu işe bir çare bulsun.
Madem öyle niye devletin kendi çalıştırmıyor, milletin çocuğunu özel sektöre,
kaçağa mahkum ettiler."
Bu parayı bu işçi hak ediyor
Son yasayla
ortaya çıkan durumu işveren adına Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
M.Salih Demir Al Jazeera Türk´e değerlendirdi. Kapatma kararı alan 22 özel
maden işletmesini de temsil eden Demir, yasa ile kıdem tazminatı ve sosyal
güvenlik pirimi artışlarının ocaklardaki işletme maliyetini yüzde 50 civarında
artırdığına dikkati çekti:
Bu paraları
işçi hak ediyor. Ancak buradan doğan yüzde 50lik artışı devlet bize vermeli.
İkinci olarak devlet bizden rödevans (maden kirası) almasın. Mesela Somada devlet
rödevans almıyor. TKİ, satın alma garantili kömür ürettiriyor. Bize de aynı
hakkı sağlasınlar. TKİ modelini açarlarsa 25-30 yıl daha sorunsuz çalışırız.
Hem de buradaki 4 bin 200-4 bin 500 civarındaki işçi sayısını ikiye katlarız.
Uygulamayla devlet dolaylı vergilerden kazanacak, istihdam artışı olacak, cari
açık düşecek.
İşçi eylem
yapacaktı, biz engel olduk
22
işletmenin yıllık üretim kapasitesinin 1 milyon ton taş kömürü olduğunu
belirten Demir şöyle devam etti:
Sendika
yasadan memnun, doğası gereği işçinin yanında olmak zorunda, tamam ama
gelişmelerden onlar da rahatsız. Çünkü bir anda bunca insan işsiz kaldı,
bunların ailelerini de hesaba katarsak durum vahim. Perşembe saat 24.00te
eylem yapacaklardı, biz engel olduk. Çünkü biliyoruz ki bu tip hareketlerle hak
elde edilmez. Bu işin yasal zeminde karşılıklı anlaşmalarla çözülmesi
gerektiğine inanıyoruz.
İşçilerin
yüzde 80inin işsiz kaldığını vurgulayan Demir, Bu insanlar elbet iş bulur.
Nasıl bulur, göç ederler. Somaya, Karamana diğer maden ocaklarının bulunduğu
bölgelere giderler. Sadece işçi olarak bakmayın, 3 bin aile göç edecek diye
bakmak lazım. Bu iş kimyese yaramadı dedi.
Aceleyle alınmış bir karar
Bu
maliyetleri işverenin kaldırabilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Demir, 22
işletme sahibinin büyük çoğunluğu birbiriyle akraba. Bu insanlar büyük paralar
kazanmıyor, arabasını satıp işçi maaşını ödeyen var. Bu paraları ödeseler hepsi
batar. Biz bunu düşündüğümüz için yasa çıkmadan hemen önce işçilerin iş
akitlerini sonlandırdık. Öyle yapmasak kıdem tazminatları ve diğer giderler 30
milyon liralık maliyet getirecekti işletmelere. Soma vahametinden dolayı
aceleyle alınmış bir karar olarak görüyoruz bu yasayı diye konuştu.
´Bu saate kadar kimse bizi aramadı´
Aldıkları
kararın ardından Karaman Ermenek, Kastamonu Cide ve Bartından da işçi sesinin
yükseldiğini ifade eden Demir şöyle devam etti: Burada yaklaşık 1 milyon
tonluk yıllık rezerv mevcut. Tonunu 140 liradan saysak yaklaşık 145 trilyon
liralık bir ekonomik büyüklükten bahsediyoruz. 5 yıldan beridir biz bakanlık
yetkililerinin önüne bir harita koyduk. Devlet büyüklerimizin önümüze bir
harita koymalarını bekledik, ama nafile. Şu saat olmuş bizi ne arayan ne soran
var.
´22 Eylül son gün´
Bu yıl
sonunda rödevans süresinin bittiğini belirten Demir, Bu 5 yıllık periyotlarla
yenileniyor. Eğer biz istersek süre uzayacak yoksa TTK, yeniden ihaleye
çıkacak, ama bu maliyetlerle buraya gelecek delikanlı görmüyorum. Buralara
devlet kendi işçisini de sokup çalıştırmaz, çünkü rantabl ocaklar değil
buralar. Ya da devlet buraları tamamen kapatacak. Şimdi biz 22 Eylüle kadar
bekleyeceğiz. Bu tarihe kadar ocaklarda birkaç işçiyi su ve gaz baskını olmasın
diye tutacağız. Eğer bu tarihe kadar birşey değişmezse o zaman ocakları tamamen
kapatmak zorundayız. Zaten torba yasayı okuyunca açık söyleyeyim gözden
çıkarıldığımızı hissettik dedi.