BES Şube Başkanı Zuhal Engiz, adli yılın açılışıyla aynı güne denk gelen &[#]8220;Dünya Barış Günü&[#]8221;nü de kutlayarak, &[#]8220;Tüm halklarının Dünya Barış Günü&[#]8217;nü kutluyoruz&[#]8221; dedi.

Engiz, yargı emekçilerini BES çatısı altında toplanmaya çağırarak, &[#]8220;Büro Emekçileri Sendikası olarak, iktidarın başından sonuna adaletsiz ve anti demokratik uygulamalarına sessiz kalmayan, emeğinin karşılığını almak isteyen yargı emekçilerini birleşmeye, örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz&[#]8221; dedi.

Adli yılın hukukun erozyona uğratıldığı bir dönemde açıldığını ifade eden Engiz, şöyle konuştu:

&[#]8220;YARGI YILI AÇILIYOR, FİLLER TEPİŞİYOR ÇİMENLER EZİLİYOR&[#]8221;

&[#]8220;2014 yargı yılı, toplumda &[#]8216;eşitlik&[#]8217;, &[#]8216;hukuk&[#]8217;, &[#]8216;adalet&[#]8217;, &[#]8216;bağımsız yargı&[#]8217; gibi kavramların içeriğinin boşaltıldığı ve büyük ölçüde erozyona uğratıldığı bir dönemde açılıyor. Siyasi iktidar çıkardığı yasalarla kendisini güvence altına almaya çalışırken, yargı kurumlarını baskı ve denetim altına alma girişimlerini tüm hızıyla sürdürüyor. Türkiye&[#]8217;de 71 yıldır devam eden yargı yılı açılış törenleri, yargının güncel sorunlarının kamuoyu ile paylaşıldığı ve konu ile ilgili devletin diğer organlarına görüş ve düşüncelerin aktarıldığı bir içerikte yapılmaktadır. Bugüne kadar yapılan açılış törenlerinde, yargının güncel sorunları dışında hâkimlerin, savcıların, avukatların sorun ve talepleri gündeme getirilirken, günümüzde sayısı 54 bin olan diğer yargı emekçilerinden tek kelime bile bahsedilmeyerek yok sayılmaktadırlar. Demokrasinin üç erkinden birisi olan yargıda takdir yetkisi hâkim-savcılara ait olmakla birlikte, bir uyuşmazlığın ve suçun yargıya intikalinden başlayıp yargı kararının infazına kadar geçen süreç yargı emekçilerinin omuzları üzerindedir. Dışarıdan bakıldığı gibi zabıt kâtibinin işi sadece duruşmada yazmaktan, mübaşirin işi ise isim anons etmekten ibaret değildir.&[#]8221;

Yargı emekçilerinin çok zor koşullarda hizmet vermeye çalıştıklarını belirten Engiz, şunları söyledi:

&[#]8220;BU YIL DA YARGI EMEKÇİLERİ YOK SAYILMAYA DEVAM EDİLİYOR&[#]8221;

&[#]8220;Son yıllarda çok sayıda mahkeme ve Cumhuriyet Savcılıklarında dava sayısı hızla artarken, personel eksikliği nedeniyle tutulan nöbet karşılığında izin kullanma, hasta olma, rapor kullanma hakkı olmayan yargı emekçileri çok zor koşullarda hizmet vermeye çalışmaktadırlar. Yargı emekçilerinin insanüstü çabalarının karşılığı verilmediği gibi, her geçen gün yeni mağduriyetlerle karşı karşıya bırakılmaktadır. Yargıtay, Türkiye Barolar Birliği temsilcisinin yargı yılı açılış töreninde konuşma yapmasını savunmanın temsili, sorunların dile getirilmesi ve ifade özgürlüğü üzerinden açıklarken, 54 bin yargı emekçisi yine görmezden gelinmektedir. Yargı emekçileri olarak yargı sistemine ve yargının sorunlarına bizim de söyleyecek sözümüz olmasına rağmen, yıllardır birikmiş sorunlarımızı, taleplerimizi o kürsüden ifade etmek bizimde hakkımız olmasına rağmen, her zaman olduğu gibi bu yıl da yargı emekçileri yok sayılmaya devam edilmektedir. 2802 sayılı Kanun, yargı emekçilerinin tepesinde Demokles&[#]8217;in kılıcı gibi durmakta, yargı emekçileri yalnızca yargılanırken hâkim ve savcılarla birlikte değerlendirilmektedirler. 2802 sayılı Kanun yargı emekçileri açısından ifade özgürlüğü hakkını tamamen ortadan kaldırmaktadır.&[#]8221;

BES olarak taleplerini dile getiren Engiz, şunları söyledi;

&[#]8220;GÖREVDE YÜKSELME SINAVLARI ADİL OLMALI MÜLAKAT UYGULAMASI KALDIRILMALI&[#]8221;

&[#]8220;Mübaşirler genel idari hizmetler sınıfına alınmalıdır. Zabıt kâtiplerine VHKİ kadrosu verilmelidir. Yazı işleri ve idari işler müdürlerinin ek gösterge haksızlığı son bulmalıdır. Sosyal hizmet uzmanları, psikolog ve pedagogların güvenlik sorunu çözülmeli, fiziki çalışma koşulları düzeltilmelidir. Başta nöbet olmak üzere, angarya çalışmaya son verilmelidir. Yargı emekçileri arasında ayrımcı uygulamalara son verilmelidir. Kamuda en düşük ücret yoksulluk sınırı rakamı olan 3 bin 835 TL&[#]8217; ye çıkarılmalıdır. Açlık sınırı rakamları vergiden muaf tutulmalı, yoksulluk sınırı en düşük vergi diliminden vergilendirmelidir. Her türlü ek ödemeler emekliliğe esas aylıklara dâhil edilmelidir. Ücret adaletsizliği giderilerek eşit işe eşit ücret verilmelidir. 2014 yılı için enflasyon farkı verilmeye başlanılmalıdır. Enflasyon hesaplamaları hükümetten bağımsız kuruluşlarca hesaplanmalı sendikalarda bu süreçlerde etkin rol almalıdır. Yargı yılı açılış ayında tüm yargı emekçilerine bir maaş ikramiye verilmelidir. Yargı emekçilerinin yargılanma usulü 2802 sayılı Kanuna göre değil, 657 sayılı DMK&[#]8217;na göre olmalıdır. Taşeron, 4/B, 4/C, sözleşmeli çalışma yasaklanmalı, güvencesiz çalışanlar kadroya geçirilmelidir. Mobbing uygulamalarına ve kamuda her türlü ayrımcılığa son verilmelidir. Kadrolaşmaya son verilmeli, görevde yükselme sınavları adil olmalı mülakat uygulaması kaldırılmalıdır. Yargı emekçilerinin servis ve kreş sorunu çözülmeli, öğlen yemekleri ücretsiz olmalıdır. Adalet Bakanlığı&[#]8217;nda istihdam açığı kapatılmalıdır. Sendikal faaliyetlerimize yönelik idari ve adli soruşturmalara son verilmeli, sürgünler geri alınmalıdır.&[#]8221;

Yargı emekçilerine çağrıda bulunan Engiz, sözlerini şöyle tamamladı:

&[#]8220;YARGI EMEKÇİLERİ, HER GEÇEN GÜN ARTAN SORUNLARI İLE YAŞAMAYA MAHKÛM DEĞİLDİR&[#]8221;

&[#]8220;Yargı emekçileri, zorla içine itilmek istendikleri karanlığa, her geçen gün artan sorunları ile yaşamaya mahkûm değildir. Karanlığı aydınlığa çevirmenin yolu, ayrım gözetmeksizin bütün yargı emekçilerinin ortak talepler etrafında birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir. Büro Emekçileri Sendikası olarak, iktidarın başından sonuna adaletsiz ve anti demokratik uygulamalarına sessiz kalmayan, emeğinin karşılığını almak isteyen yargı emekçilerini birleşmeye Büro Emekçileri Sendikası çatısı altında örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz&[#]8221; diye konuştu.
Editör: Pusula Gazetesi