Başkan Kahveci, yazılı açıklamasında şunları söyledi:

&[#]8220;ATAMALARDA LİYAKAT ÖLÇÜSÜ ASKIYA ALINDI&[#]8221;

&[#]8220;Bilindiği gibi, TBMM Genel Kurulu&[#]8217;nda 1 Mart 2014 tarihinde kabul edilen Milli Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 4 yıl görev süresini dolduran tüm okul yöneticilerinin görevden alınmasını öngörüyordu. Milli Eğitim Bakanlığı&[#]8217;nın çıkardığı Yönetici Atama Yönetmeliği çerçevesinde okul müdürü atamalarının sonuçları açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığı, sınav kazanarak göreve gelen tüm okul müdürlerini görevden almış görünüyor. Görevden alınan okul müdürlerinin yerine yandaş sendika üyesi öğretmenler müdür olarak atanacaklardır. Milli Eğitim Bakanlığı, AKP zihniyetinde olmayan müdürlerin kıyımını bir başka deyişle soykırımını gerçekleştirmiş, hukuksuz uygulamalarına bir yenisini daha eklemiştir. Zaten laik eğitimi yok eden bu anlayışa göre biat kültürüne dayalı 50 yıllık hanedan iktidarlarını taşıyacak ideolojik gençlik temelinin önü açılacaktır. Yapılan işin akılla ve bilimle hiç ilgisi yoktur. &[#]8216;Abdest suyu şifadır&[#]8217; diyen bir anlayışın eğitim modelinden hiç kimse medeniyet bekleyemez. On binlerce yöneticinin görevinden alınması okulların açılması ile birlikte kaos yaşanmasına neden olacak, kariyer ve liyakat gözetmeksizin yapılan atamalar okullarımızda iş barışını bozacak ve eğitimin niteliğini daha da düşürecektir. İktidar partisinin sevk ve idaresi altında bulunan Milli Eğitim Bakanlığı, yıllardır yandaşlarına göre kayırmacı bir sistem oluşturabilmek hiç durmadan düzenleme yapmaktadır. Söz konusu durum da eğitim kurumlarına yandaş yönetici atama hevesinin güncel örneğidir. Artık atamalarda liyakat ölçüsü askıya alınmış, tek ölçü yöneticinin AKP&[#]8217;ye bağlılık derecesi ile AKP&[#]8217;nin yerelleştirmeci ve özelleştirmeci politikalarına hizmet edecek olması haline gelmiştir. Kısacası, &[#]8216;bizden olmayanın yaşama hakkı yoktur&[#]8217; şiarının iz düşümü olarak &[#]8216;bizden olmayanın da idareci olmaya hakkı yoktur&[#]8217; dedirtmeye çalışılmaktadır. Biz buna &[#]8216;faşizm&[#]8217; diyoruz. Yıllarca okullarını başarı ile yönetmiş yöneticilerin, öğretmenlerinden, öğrenci temsilcilerinden, velilerden yüksek puan almalarına rağmen, bu puanların Milli Eğitim yöneticilerinin verdiği puanların dörtte birini bile bulmaması, iktidarın bırakın kadrolaşmayı kendisine tamamen ve kayıtsız şartsız biat etmiş yönetici aradığını göstermektedir. Hedef çok açıktır. Hedef, kamusal temel bir insan hakkı olan eğitimi, paydaş, katılımcılık ve yönetişim adı altında yerellere ve ardından şirketlere hizmet alım yoluyla peşkeş çekmektir. Bu açıdan bakıldığında ise hedef klasik kadrolaşma hedefini çoktan aşmıştır. Genel hedef; eğitimin, GATS kapsamında hızla piyasaya açılmasını sağlamak, yerelleşme ve özelleştirme politikasına en iyi hizmeti sunabilecek CEO&[#]8217;ları görevlendirmektir. Sonuç olarak, eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi sürecinde siyasi referanslar değil, liyakat ilkesi temel alınmalıdır. Hukuk büromuz, söz konusu yönetmeliğin yayımlanmasından sonra gerekli hazırlıklarını tamamlayarak yöneticilik için yeterli puan alamayan üyelerimize yönelik dava dilekçesi hazırlamıştır. Eğitim-İş olarak, bu haksız ve hukuksuz uygulamaya karşı gerekli demokratik ve meşru mücadelemizi sürdüreceğiz. Elbette diğer sendikalarla bu konuda ortak eylemlerin yapılmasından ve organize edilmesinden yana olacağız. Unutulmamalıdır ki, yandaş sendika dışında ya da kendi ideolojilerinden olmayan kişilerin bu devirde görevlendirilmeyeceğine göre bizleri ezenlere karşı ortak ilkeler eşiğinde mücadele etmekten başka çare yoktur.&[#]8221;
Editör: Pusula Gazetesi