Maden ocaklarında meydana gelebilen kömür tozu ve grizu patlaması, göçük, karbonmonoksit zehirlenmesi, metan gazı ve karbondioksit boğulması gibi kazalarda çok sayıda madenci yaşamını yitirebiliyor.


Zonguldak´ta taş kömürü üretiminin başladığı yıl olarak kabul edilen 1848´den günümüze kadar ocaklarda yaşanan kazalarda 4 bini aşkın madencinin öldüğü havzada, işçilerin yaşamını yitirmesine en fazla göçük ve grizu kazaları neden oluyor.


Saptanabilen en eski ölümlü iş kazası 1875´de Ahmet Ağa adlı kişinin ölümüyle sonuçlandığı kentte, TTK´ya bağlı Kozlu Müessesesi maden ocağında 1992´de 263 madencinin hayatını kaybettiği grizu faciası, Türkiye´de en büyük can kaybı yaşanan iş kazası arasında gösteriliyor.


Ocak içinde grizu ve gazlar ile göçüğün yanı sıra nakliyat, patlayıcı madde, makine, elektrik ve malzeme taşınmasıyla yer üstünde nakliyat, makine ve elektrik işleri sırasında ölüm ve yaralanma olaylarının yaşanabildiği TTK´da iş güvenliği ve işçi sağlığına önem veriliyor.


Jeolojik devirlerde kömür oluşumu esnasında meydana gelen, hava ile yüzde 5-15 oranında karışmasıyla da patlama riski bulunan metan gazının, 1983 ve 1992´de infilakıyla 366 işçinin hayatını kaybettiği TTK´da, gazlara karşı tedbirler geliştiriliyor.


Kuruma bağlı müessese müdürlüklerinden Kozlu, Üzülmez, Karadon, Armutçuk ve Amasra´da kurulan bilgisayarlı izleme ve kontrol sistemleriyle ocak atmosferi izlenerek, ani gaz konsantrasyonu yükselmelerinin kazalara yol açmaması için gerekli önlemler alınıyor.


Atmosfer basıncındaki değişikliklere bağlı kömür ocaklarında gazlar açığa çıkabildiğinden, özellikle mevsim değişikliklerinde hava tahmin raporlarına göre ek güvenlik önlemleri de uygulanıyor.


Yer altına kurulan su barajlarının yanı sıra taş tozlarıyla da olası patlamanın ocak içinde yayılması engellenerek can kaybı ve yaralanmalarının en aza indirilmesine yönelik uygulamalar hayata geçiriliyor.


-İNFİLAKLARA ÖNLEM-


TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen, 1992 grizu faciasının yaşandığı Kozlu Müessese Müdürlüğü´nü ziyaret ederek, yürütülen işlerin denetlenmesi amacıyla madenci kıyafetleri, gaz maskesi ve lambadan oluşan ekipmanıyla yer üstünden saniyede 8 metre yol kat eden asansörle 560 metre derinlikteki galerilere indi.


Deniz seviyesinin 560 metre altında ´´arın´´ diye tabir edilen üretim alanlarında incelemelerde bulunan Dağdelen, yaptığı açıklamada, kurumun iş yerlerinde ileri teknoloji ürünü çeşitli gaz, toz, ısı, ışık ve gürültü ölçme cihazları bulunduğunu, kalite yönünden de Avrupa ülkeleriyle yarışacak düzeyde olduklarını söyledi.


TTK´da 1992´deki grizu patlamasının ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Japonya Hükümeti arasında 1994´de ´´Kömür Ocaklarında İş Güvenliğini Geliştirme Projesi´´nin kabul edilerek imzalandığını hatırlatan Dağdelen, şöyle konuştu:


´´Bu proje, 2000´e kadar uygulanarak maden kazalarının önlenmesine yönelik teçhizat ve eğitim hedefleri başarıyla yerine getirildi. Kurumda iş güvenliğine yatırımlar da sürmektedir. Her yıl iş güvenliği teçhizatı alımıyla kazaları en aza indirmeye çalışıyoruz. Yaşanabilecek patlamalarda canımızın yanmaması için de projeler hayata geçiriyoruz. Yer altına su barajları yapılmasının yanı sıra taş tozu dökülüyor. Önlemlerle olası infilakların etkileri en aza indiriliyor. Eğer ileride herhangi infilak olursa saniyede 800 metre patlama hızında barajlardaki su, plastikleri açılarak dökülüyor. Suyla oluşturulan perde de infilakın ilerlemesini engelliyor.´´

Dağdelen, ocaklardaki patlamalarda kömür tozlarının da havaya kalkarak tutuştuğuna dikkati çekerek, ´´1992´deki grizu faciasında bu yaşanmıştı. Taş tozları, kömür tozunun havaya kalkarak patlamasını engelliyor. Madencilik faaliyetleri yürütüldüğü sürece gazlar ve tozlar işçiler için tehlike arz etmeye devam edecektir. Ancak, bunların alınan önlemlerle zararları en aza indirilmektedir´´ dedi.
Editör: Pusula Gazetesi