Zonguldak´ın 75 yıllık terzisi 90 yaşındaki Muzaffer Kaya 90 yaşında yaşama veda etti. Yaklaşık 10 gün öncesine kadar kıravatsız sokağa çıkmayan ve zorla da olsa devrettiği terziye gidip gelen Kaya önceki gün (1 Şubat 2014 Cumartesi) toprağa verildi.

Pusula Gazetesi olarak Muzaffer Kaya´ya Allah´tan rahmet, geride bıraktığı dost ve akrabalarına sabır diliyoruz.


İŞTE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜMÜZ İLKNUR YILMAZ´IN EYLÜL 2009 YILINDA MUZAFFER KAYA İLE YAPTIĞI HABER...



Terzi Muzaffer Kaya 70 yıllık meslek hayatında pek çok kişiyi giydirmiş. Kravatsız sokağa çıkmayan 85 yaşındaki Kaya´ya göre Başbakan Erdoğan´ın takım elbiseleri önden jilet gibi ama arkadan bakıldığında pot duruyor.


Muzaffer Kaya 1924 doğumlu. 1939’da çırak olarak başladığı terzilikte tam 70 yıldır Zonguldaklıları giydiriyor. Yıllardır çalışan ve mesleğini bir gün bile bırakmayı düşünmediğini belirten Kaya, ‘Terzilik benimle toprağa kadar gelecek’ diyor.

Yıllarca bıkmadan, usanmadan mesleğini büyük bir aşkla icra eden Muzaffer Kaya, siyasilerin giyimlerini de yakından takip ediyor. Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın takım elbisesinin önden jilet gibi çok güzel göründüğünü, arkadan ise pot durduğunu belirterek, CHP Lideri Deniz Baykal’ın takım elbiselerini çok beğendiğini söylüyor.

Terzi Muzaffer Kaya, 70 yıldır yaşadıklarını şöyle dile getirdi:

Bu mesleğe 1939 yılında başladım. Geçim sıkıntısı nedeniyle değil o zamanlar bu meslek çok parlaktı. Yıllarca çıraklık yaptım. Çok yerde çalıştım. Sonunda da ustalık belgesini aldım. Ama biz yetişirken çok zorluklar çektik. Peynir ekmeği evden getirirdim de Kozluda gider denizin kenarında yerdim. Bu mesleği aşkla yapıyordum. Gece rüyamda bile pantolon dikerdim. Halan daha iş olsa aynı hızla, aşkla işimi yaparım. Şimdi sokakta ağır ağır yürüyorum. Çünkü iş yok. Beni iş için çeken bir kuvvet yok.

‘İş yok, akşama kadar uyuyorum’

Atatürk öldüğünde ben 14 yaşındaydım. Sanata da yeni başlamıştım. O zamanki Hükümet, Atatürk Cumhurbaşkanı, İsmet Paşa da Başbakandı. İnönü prensipli adamdı. Benim İnönü’den aldığım çok örnekler vardır. Mesela bankada param vardı. Mesela borçlarımı ödemek için sürekli çalışır para biriktirir ve bankadaki paranın faizini alıp borçlarıma verirdim. Çokta güzel iş yapıyorduk. Paralarımızı öyle biriktirip iş yapardık. Eskiden Nizam Caddesi’nde idim ve o zamanlar haftada 30–40 takım elbise dikerdim. 4-5 tane kalfam vardı. Bir kalfam tek başına ayda 100 takım elbise dikerdi. Şimdi de mesleği yapma aşkımız var ama iş bugün bize yardım etmiyor. Hükümet diyor ki, ‘ben çok şeyler yaptım.’ Gelsin buraya terzilerden başlasın. Zamanında Zonguldak’ta en az 30 terzi vardı. Hepside birbirinden iyi iş yapan terzilerdi. Fakat bugün o işler yok. Gelsinler buradan başlayalım incelemeye. İnönü zamanında Hükümet oturmuştu. Hiç sıkıntı yoktu. İnönü halka sıkıntı çektirmezdi. Bazen buraya gelenler ‘bu kumaşları bu zamana kadar nasıl korudun’ diyorlar. Bilgime dayanarak korudum. Ana sermayeyi yemedik. Ama şimdi bir şey kazanmıyoruz ki ne yiyelim. Oğullarım destek olmasa oturup başımı kaşıyacağım. Şimdi iş yok bende oturuyorum dükkanda öyle uyuyorum. Yani işler berbat. İşler her geçen gün kademe kademe düştü. Ben bu dükkâna geleli 15 sene oldu. O zamanlar yine bir şeyler dikiyordum. Ama şimdi hiç yok. Kimsenin cebinde para yok ki. Bakıyorum adamların pantolonları yere sürtünüyor. Ama gelip onu dahi yaptırmıyorlar. En azından pantolon paçasından para kazanırız. Benim çocuklarımın hepsi kendini kurtarmış. Hepsi üniversite mezunu.

‘Başbakanın arkası pot duruyor’

Terzilik diğer sanatlar gibi değildir. Güzel sanatlara girer. Güzel bir elbise yaparsın, provası yerinde olursa deyme o keyfe. Ben başkasının diktiği elbiseyi de çok takip etmişimdir. ‘Ne güzel bir elbise, yakaları, omuzları yerinde’ derim. Bu bir zevktir. Adama şekil, şahsiyet verme işidir.

Benim için moda diye bir şey yoktur. Yani ben beğendiğim modayı kabul ederim. Mesela bir zamanlar yakalar çok geniş yapıldı. Ama göğsü kapatıyor ve göğsün güzelliğini kapatıyor. İşte ben o modayı takip etmem. Moda önemli değildir. Temel kesim vardır. Her şey de ona göre yapılır. Ama illa öyle istiyorum deniliyorsa ona da bir şey diyemem.

Ben televizyonda gördüğüm siyasetçileri de takip ediyorum. Başbakan önden baktığın zaman takımı jilet gibi duruyor. Beğenmemek mümkün değil. Ama arkadan pot duruyor. Deniz Baykal’da çok güzel giyiniyor.

‘Zonguldak’ı şehir haline sokmalıyız’

Benim artık hayattan bir beklentim yok. Ama şuanda Zonguldak’ta köprü yapılıyor. O ustaların çalışması çok düzenli ve çalışma çok güzel. Yapılan güzel işe güzel demek lazım. Onun için isterim ki bu Zonguldak’ı bir şehir haline sokabilsek her şey çok daha güzel olur. Bunlar için para lazım biliyoruz. Belediyenin borcu olduğu kadar geliri de olduğunu unutmamak lazım. Sevelim sevilelim, gülelim güldürelim var mı böyle bir siyaset. İşte o zaman başımın üstünde yeri var. Velhasıl bu memleketin bütün işine sarılırsak o zaman hiç sorun kalmaz.

‘Siyasetçiler bugün başka, yarın başka konuşuyor’

Ben geçmişte çok politika yaptım ama sonra bıraktım. Çünkü bana kısır gelmeye başladı. Verimli politika yok. Bugün başka konuşuyorlar, yarın başka. Böyle siyaset olmaz. Artık siyaset konusunda kimseyle tartışmıyorum. Adama soru sorarsan cevap veremezsin. İnönü ‘siyaset adamı sözüne güvenilir adam olur’ derdi. Yoksa bu memleket yükselmez.

Editör: Pusula Gazetesi