Dört tane yabancı adamın içinde bir de o olsun. İnsanlar bize diyemesin ki ´sizin partiniz hep Trabzon´dan şuradan buradan oluşuyor.´ Bizde en azından deriz ki il başkanımız yerli. Biz çok iyi bir şey yaptık. Şimdi yine Hamdi´ye burada neden ihtiyaç var? Yine bunun için var.



Hamdi benim dediğim şartlarda adaysa, aday deği-lim. Hamdi Kardeşimize söyledim. "Yeni bir yapılanma ya-parsak, yeni yüzler kazandırırsak gel sende bunun başında ol. Beraber hem fikir içerisinde bunu yapalım" dedim. Hamdi´nin bir kenara çekilmesini istemiyorum.



Ak Parti Eski İl Başkanı Celil Uzun, Haber Müdürümüz İlknur Yılmaz´a tarihe ışık tutacak açıklamalar yaptı. Celil Uzun, Demirpark AVM´de kabul ettiği Haber Müdürümüz İlknur Yılmaz´ın sorularını yanıtladı:



Hamdi Uçar´ı, akrabalarını partiye almakla suçluyorsunuz,


Sizin Zonguldak´ta akrabanız var mı?


Burası akraba, eş, dost partisi değil. Bu parti halkın partisidir. Hamdi Bey partiye akrabalarımı kazandırdım diyor. Yoksa bizim akrabalarımız yok mu? Patide üye olarak akrabam var. Ama hiçbir zaman ne delege olmuşlardır nede karar verecek bir mercide olmuşlardır. Sadece Ak Parti´nin üyeleridir. Mesela Alaplı´da benim 7 tane akrabam var. Amca, dayı çocuklarım var ve bunlar hepsi partiye üye insanlardır. Sen seçimi kazanmak için akrabalarını yazabilirsin ama buda tutmuyor. Tutmadığı da bu seçim sonucunda ortaya çıktı. Sen sadece kendi ikbalin için, kongreleri kazanmak için partiyi akraba partisi haline getirirsen, parti böyle zor durumlara düşer.



Siz Hamdi Uçar ile çok iyi dosttunuz.


Ne oldu da aranızdaki bu ilişki bozuldu?


Benim açımdan hiçbir sorun yok. Ben kongrelerden önce, seçimlerden önce ve sonra yanına gittim ve konuştum. Benim hala arkadaşım dostumdur ve ben ona hala sevgiyle bakıyorum. Bir kılına bile zarar gelmesini istemiyorum. Onu il başkanı yapan benim. Polat Bey´i de ben il başkanı yapmıştım ve sonra o inkâr etmişti ama her şey ortada görülüyor. Bunlara şahit olan insanlar var. Benim bu konuşmalarımı kibirlilik olarak yorumluyor. Bir insan yerine birini getirttiriyorsa, hatta partiden istifayı bile göze alaraktan onu il başkanı yapıyorsa bu kibir midir? Bu arkadaşınıza bir hizmettir. Hamdi kardeşimiz iki senedir İl Başkanı ve tam iki senedir beni bir sefer aramadı. İl Başkanlığı´na başladığı günden itibaren bir sefercik benim telefonumu arayıp da bırak parti meselelerini ´Abi nasılsın? İyi misin? Ne yapıyorsun?´ diye sormadı. Her seferinde ben aramışımdır. Bunların nedenini bilsem gereken neyse yaparım. Ben kongreden önce sıkıntı çekmemesi için yollar gösterdim. Ama o bunların hiçbirisini dinlemedi. Seçim bitti ve aldığımız sonuçlar ortada. Herkes ´Ak Parti Zonguldak´ta kaybetti´ diyor. Ondan sonra onu çağırdım ve dedim ki; "Kardeşim seçimden önce beni dinlemedin. Kongreler sırasında da dinlemedin. Ben yine senin başarılı olman için mücadele ederim. Sen İl Başkanı ol. Ama benim dönemimde de çalışan, şimdi senin döneminde de çalışan bu arkadaşlarımızı dinlendirelim" dedim. Söylediğim cümle bu ve bunda ne var? Ben partimin geleceği için bunları söylüyorum. O arkadaşları karalamıyorum. Ben o arkadaşlarımızın aleyhinde tek kelime söylemiyorum. Sokağın sesini dinliyorum. Bu insanlara tepki olduğunu herkes biliyor. Bunları bu arkadaşlarımız kötü bir şey yaptığından falan değil, sadece yüz eskimesi oluyor. İnsanlar yoruluyor. Biz bu arkadaşlarımıza dinlenin diyoruz. Bizde dinlendik ve 2 senedir de dinleniyoruz. Hatta ben Hamdi´ye "Gel ben onlarla konuşayım. Onlarda itimat edeceklerdir. Hatta hem biz hem de teşkilatımız rahatlayacaktır. Hatta o arkadaşların yerine benden isimde alma" diyorum. Bu Hamdi´yi yok mu saymaktır? Bu sözlerin karşılığında onun bana söylediği de şu; "Ben bunları vitrine koyacağım. Gideceğim yerli yabancılık propagandası yapacağım ve kongreleri kazanacağım" dedi. Aynen cümlesi bu. Buna Özcan ve bazı arkadaşlarda şahit. Şimdi kim kibirli? Kim partisini düşünüyor? Kim kendi şahsını düşünüyor? Bende kendisine; "Tamam sen kongreleri kazanabilirsin. Al kongreler senin olsun. Ama bak bugün Zonguldak´ta boynun eğik geziyorsun. Bu şekilde kongreleri kazanırsın. Ama yarınki seçimlerde boynun daha da eğik gezersin" dedim. Bana ´hodri meydan´ diyor. İşte bana hodri meydan yapma. Ben senin partinin adamıyım. Sen erkeksen gidip CHP´ye hodri meydan yapsaydın da seçimi kazansaydın. Bak şu anda adam koltuğunda oturuyor. Sen onlara hodri meydan yap. Seçimi bunlardan kaybettik. Yerli yabancı olayından kaybettik. Dar kapsamda akraba politikası, iki üç tane arkadaş politikasıyla bu seçimi kaybettik. İlçe kongrelerinde herkes bana ´taraf oldun´ dedi. Hayır, ben taraf olmadım. Ben partimi düşünerek ona gidip dedim ki; "Bak Hamdi Celal Kazancı´yı yapma. O çocuk kötü olduğundan veya tanımadığımızdan değil. Sadece onun tecrübesiz ve ileride seçimlerde bu seçimi kaldıramaz.


Seçimi kazanırsın ileride kongrede getireceksen yine getirirsin" dedim. Ama bunu öyle bir aksettirdiler ki, sanki Celal Kazancı´yı biz istemiyoruz, taraf olduk, yeni Halit Gülay´ı çıkartacağız şeklinde hiç alakası olmayan şeyler söylediler.


Zonguldak´ta kirli siyaset yapılıyor. İşine geldiği gibi konuşursan o anda kazandığını zannedersin ama sonunda böyle de toslarsın. Şimdi bunların altında kalmamak için işte Secaattin suçlu, Köksal Toptan suçlu, Başbakan suçlu, kriz suçlu diyorlar. Köksal Toptan suçluysa, Başbakan suçluysa, genel kriz varsa Trabzon´da seçim nasıl kazanıldı. Oralarda kriz yok mu? Oralardan Başbakan geçmedi mi? Seçim kaybedilen il ne kadar? 5 tane. Bunlardan bir tanesi de Zonguldak. Şimdi ne oldu. Bu ayıp bunlara yetmez mi? Onun için konuştuklarımızın yarın nereye gittiğini hesap ederek konuşmamız lazım. Sen kendi kendini alkışlattırırsın, iki gazetede parlattırırsın, tüm teşkilat Devrek, Çaycuma Hamdi´nin arkasında diye yazdırırsın. Eğer bu teşkilatlar Hamdi´nin arkasındaysa bizden neden korkuyorsunuz ki. Ne güzel işte dereyi geçmişsiniz. Bizi konuşmayın bile.



Bu anlattıklarınız doğru ise neden


size bu tür sözler sarf ediliyor?


Ben hiç kimsenin çıkarına göre hareket etmiyorum. Ben partimin çıkarına göre hareket ediyorum. Benimle hesabı kitabı olan varsa çıksın yüzüme karşı desin ki; "Arkadaş sen şurada yanlış yaptın, sen şurada adamlarını sattın, partimizin aleyhinde çalıştın" desin. Ama sonuç ne sırf şahsi çıkarlar. Kimse kusura bakmasın. Şahsi çıkarlar için ben etrafımdaki kimseye eyvallah diyecek halim yok. Bu basında olabilir, milletvekili de olabilir, il başkanı da olabilir. Kim olursa olsun kimseden korkum yok. Ben herkese sevgiyle, saygıyla bakıyorum. Yazılan çizilen hiçbir şeye cevap vermiyorum. Çünkü ben onların ne için yapıldığını ve sonucunda hepsinin kaybedeceğini bildiğim için sesimi çıkartmıyorum. Zaten kendi kendilerine kaybediyorlar. Çırpınıp duruyorlar. Şu anda batmış durumdalar ve başkalarına suç atıyorlar. Neymiş efendim Alaplı da ben kaybetmişim, Ereğli´de de ben kaybetmişim. Zonguldak´ta Secaattin´in koluna girmişim de oda kaybetmiş. Ben Devrek´te de çalıştım. O zaman Devrek niye kaybetmedi. Beycuma´da da çalıştım. Çaycuma´da da çalıştım. Eee o zaman oralar neden kazandı. Bunlar basit politikalar. Bunları söyleyenler aslında benim ne kadar doğru söylediğimi biliyorlar ama söyleyemeyeceğimiz sebeplerden dolayı yalpa vuruyorlar. İşin özü bu. Benim kimseyle işim gücüm yok. Önemli olan partim kazansın.



İl Başkanlığına aday mısınız?


Hamdi kardeşimiz benim dediğim şartlarda adaysa, ben aday değilim. Hamdi Kardeşimize de aynısını söyledim. "Yeni bir yapılanma yaparsak, yeni yüzler kazandırırsak gel sende bunun başında ol. Beraber hem fikir içerisinde bunu yapalım" dedim. Diğer teklifimde "Ben il başkanı olayım, gel sen benim ekibimde ol" dedim. Bazıları da öyle şey mi olur diyorlar. Neden olmasın. Abdullah Gül bu ülkede Başbakan değil miydi? Yerini Tayyip Bey´e bıraktı. Kendisi de onun altında Bakan olarak çalıştı. Yeter ki sen partinin geleceğini düşün. Hamdi´nin bir kenara çekilmesini istemiyorum. Biz Hamdi´yi neden İl Başkanı yaptık? Bizim dönemimizde il başkanlığı yapacak arkadaşlarımız yok muydu? Vardı. Bizim Hamdi´yi il başkanı yapmamızın nedeni şuydu; Köksal Bey Rizeli, Polat Bey Trabzonlu, Fazlı Bey Gümüşhaneli bende Trabzonluyum. Biz toplumdan gelecek tepkileri her zaman ölçebilecek insanlarız. Dedik ki ´hep yabancı yabancı, bir tane de yerli arkadaşımız olsun´ dedik. Hamdi´yi il başkanı yapmamızın en büyük nedeni buydu. 4 tane yabancı adamın içinde bir de o olsun ve insanlar hiç olmazsa bize diyemesin ki ´sizin partiniz hep Trabzon´dan şuradan buradan oluşuyor´ demesinler. Bizde en azından deriz ki il başkanımız yerli. Biz çok iyi bir şey yaptık. Bunun her zaman arkasındayım. Biz yerli yabancı işlerini düşünmeyerek yapsaydık o zaman biz Hamdi´yi değil de başkasını il başkanı yapardık. Biz burada partimizin çıkarını gözettik. Şimdi yine Hamdi´ye burada neden ihtiyaç var? Yine bunun için var. Bizim insanlarımıza bunu anlatmamız gerekiyor. Eskiyen yüz derken dışarıdan tepki var ve ben bu tepkiyi azaltmak için böyle söylüyorum. Ama art niyetli oldukları için hemen bir başkasıyla karşılaştırmaya kalkıyorlar. Sen art niyetli değilsen partimizin oylarını nasıl yükseltiriz diye düşüneceksin. Gerekirse bana Celil Uzun sen çekilirsen partinin oyları yükselecek ben o zaman çekileyim. Ama ben iddia ediyorum bu yönetimle biz daha kötü sonuçlarla karşılaşacağız. Şu anda oy oranımız yüzde 36 ve şu anda 2002 yılının bile gerisindeyiz. Bir korkumda bu gidişle biz buradan bir milletvekilini bile zor çıkartacağız. Adamlar 60 bin oydan 120 bin oya çıkmışlar. Bizde 160 bin oydan 140 bin oya gerilemişiz. Bu arada 88 bin seçmen sayısı da artmış. MHP´de arkamızdan geliyor. Korkarım ki bir dahaki dönemde 3 tane Cumhuriyet Halk Partisi, 1 tane Ak Parti 1 tane de MHP alabilecek. Bu gidişat onu gösteriyor. Onu engellemek için dedim ki, "İl Başkanı olduğum gün 3 ay içerisinde bu şehirde bu havayı dağıtmazsam bırakırım" dedim. 24 aydan beri bu İl´e bakan gelmedi. Ben İl Başkanlığını bıraktığım zaman dedim ki Hamdi´ye; "beni birkaç bakanlıktan il başkanı olarak arıyorlar. Gözünü seveyim Hamdi git şu bakanlıklara deki, hem yeni il başkanı benim, hem telefonlarını ver hem de o bakanların hepsini Zonguldak´a davet et" dedim. Aradan 24 ay geçti herhangi bir bakanlığı arayın ve sorun sizin Bakanlığınızda İl Başkanı kim gözüküyor diye sorun. Hala Celil Uzun gözüküyor. Yetersizlik burada başlıyor. Başbakanlık korumaları geliyor ve beni il başkanı zannediyorlar. Biz en az ayda bir sefer iki sefer bakan getirdik. Her Bakan geldiğinde bir heyecan yaşandı. Köksal Bey buranın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ama Köksal Bey bu teşkilat iyi değerlendiremedi. Adam buraya geliyor ve arkasında sadece 10 kişi karşılıyor. TBMM Başkanı Tekidağ´a gidiyor ama arkasında 3 bin 4 bin kişi karşılıyor. Bunların yanında AVM´nin açılışında, Köprünün açılışında TBMM Başkanının yanında bir tane milletvekili yok. Niye? Bu adamı niye protesto ediyorsunuz. Sevsen de sevmesen de sen Köksal Toptan´a değil, makamına saygı duyacaksın. Bunu da yapmıyorlar ve diyorlar ki ´seçimi niye kaybettik.´ Burada miting oluyor adam çıkıyor bizim adayımız Yüksel Balcı olduğu halde Murat Sesli diyor. Böyle bir teşkilat olur mu? İşte kaybetme sebeplerimiz bunlardır. Buraya 5 bin tane insan alıyoruz ve bir Allah´ın kulu aldığımız işçileri konuştu mu? Propagandasını yaptı mı? Benim zamanımda bin tane işçi almıştık ve yeri göğü inletmiştik. 3 bin işçi alınıyor ama kimsenin haberi yok. Böyle seçim alınır mı? Hamdi Başkan televizyonlara gazetelere çıkıp ´Bu TTK´ya işçi alınmaz´ diyor. Bir hafta sonra Başbakan geliyor 3 bin tane adam alıyor. Kendisinin Başbakan´ın geleceğinden de haberi yok.



Hamdi Uçar sizinle birlikte olursa daha başarılı olacağınıza inanıyor musunuz?


Tabi ki de. Onunda büyük katkıları var. Ben şunu diyorum, Sayın Hamdi kardeşimizin birinci adam olma özelliği olmadığı ortaya çıktı. Demek ki Hamdi kardeşimiz ikinci adam olma özelliği var. Çokta çalışkan bir insan. Benim dönemimde yaptığımız bütün işlerin hepsini birlikte yaptık. Biz bunları sevgi ve saygı içerisinde güvenerek yaptık. Ben il başkanı olduğum zaman bütün yetkilerimi Hamdi´ye devrettim. Bunu herkes biliyor. Peki, Hamdi yetkilerini Celal´e devretti mi? Devredemedi. İşte seçim kazanamazsın. Sen ekibine güvenmedikten, kucaklamadıktan, onurlandırmadıktan sonra ağzınla kuş tutsan hiçbir şey yapamazsın. Ben herkesi ağlatıyordum, fırçada çekiyordum, Köksal Bey´in yanında sağda solda küfürde ediyordum ama ben bunların hepsini partim için yapıyordum ve seçimi kazanıyordum. Seni, sokakta boynun eğik gezdirmiyordum. Bunları yapmasaydım seçimleri kazanamazdım. Burada 1,5 ay seçim dönemi oldu. Bir Allah´ın kulu beni çağırıp da bana ´abi şurada bir program var, gel şurada bir konuşma yap´ demedi. Partimin açılışı var ve bir Allah´ın kulu beni açılışa çağırmadı. Ben İl Başkanı değil miyim? O partiyi oraya ben taşımadım mı? Oradaki insanları oraya ben getirmedim mi? Ondan sonra bana kibirli diyorlar. Kim kibirli? Beni oraya çağırmayan adamlar kibirli. Ben yeniden il başkanı olursam onların bana yaptığı vefasızlığın onda birini ben onlara yapmam. Yine ben onları başımın üzerinde gezdireceğim. Yine ben onları boyunları yukarıda adam gibi dolaştıracağım. Ben onları yine yanımda taşıyacağım. Çünkü teşkilatçılık böyledir.



Sizce neden böyle davranılıyor?


Taraf olduklarını düşünüyor musunuz?


Taraf olabilirler ama niye taraf oldular bilemiyorum. Şu olabilir, Celil Uzun´un milletvekilliği konusunda önünü kesmekse bana ikbal lazım değil. Milletvekilliği için partiyi sakın dizayn etmesinler. Ben böyle bir şey istemiyorum. Benim için partimin çıkarları önemli. Zaten bu şekilde gidersek hiç birimiz milletvekili seçilemeyiz. Eğer Hamdi kardeşimin aklında Milletvekilliği varsa onun en doğal hakkıdır. Ama bunu ayak oyunlarıyla yapmamak lazım. Açıkça ben ileride milletvekili adayı olmak istiyorum denmelidir. Siyasette hedef son noktadır. Benim yine böyle bir düşüncem var. Sayın Köksal Toptan il başkanıydı milletvekili oldu, sonra bakan sonra da TBMM Başkanı oldu. Ben inanıyorum ki bundan sonraki hedefi de Cumhurbaşkanı olmaktır.



Özcan Ulupınar ve Hamdi Uçar´la bir toplantı yaptınız.


Bu toplantının amacı neydi?


Biz Hamdi, Özcan ve ben toplantı yaptık. Özcan müşterek bir noktada buluşmak için bir istekte bulundu. Milletvekilliği konusunda Özcan´ın ne bana ne de Hamdi´ye ihtiyacı var. Ben kendimi milletvekili yapamadım ki Özcan´a ´gel seni milletvekili yapayım´ diyeyim. Birilerini milletvekili yapma gücüm olsa, kendimi milletvekili yapardım. O buluşmadan önce Özcan´ın şöyle bir ikilemi vardı; benim Hamdi´ye ´gel birlik beraberlik yapalım. Sen il başkanı ol´ şeklindeki söylemlerim üzerine Özcan bana ´abi sen böyle bir teklifte bulundun mu?´ dedi. Bende ona evet bulundum dedim. Onu öğrenmek için ikimizi yan yana getirdi. Ben inanıyorum ki genel merkez Hamdi kardeşimize lisanı uygun bir şekilde aday olmaması konusunda telkinlerde bulunacak. Ben onu şimdiden görmeye başladım. Birileri ´Celil Uzun´u il başkanı yapmayacak´ diyorlar. Bende tam tersini söylüyorum. Onu söyleyen arkadaşlar gelsinler bir bildiğimiz var desinler. Ben bu zamana kadar hiç havadan konuşmadım.

Editör: Pusula Gazetesi