Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları (Erdemir) T.A.Ş. Genel Müdürü Sedat Orhan, Genel Müdür Yardımcıları ile birlikte il genelinde görev yapan gazetecilerle bir araya geldi. Yaklaşık 75’e yakın gazetecinin katıldığı Bağlık Restoran’daki kahvaltılı tanışma toplantısında Erdemir Genel Müdürü Sedat Orhan, Erdemir’in bundan sonraki sürecine ilişkin detaylı açıklamalarda bulundu. Şirketi daha iyi noktalara taşımak için görevde olduklarını belirten Genel Müdür Orhan, Erdemir’in iyi ve örnek bir şirket olduğunu söyledi. Zamanında Amerikalıların çalışma prensipleri ile kurulan Erdemir’in devletin çalışma prensiplerine uygun olarak geliştiğini, OYAK’a devri ile de kurumsal kimliğe kavuştuğunu hatırlatan Orhan, “Erdemir, birçok kültür ile pekişmiş bir kurumdur” dedi.

Orhan, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“AMACIMIZ, BU ŞİRKETİ DAHA İLERİYE GÖTÜRMEK”

“Erdemir’in içerisindeki çalışmalar gerçekten Türkiye’nin üzerinde çok güzel mühendislikler içeren kaliteli kontrol açısından olsun değişik sanayi sınıflarını destek olabilecek ürünler üreten bir kuruluş. Ereğli’nin insanı, hatta Zonguldak’ın insanı bu şirkete çok sahip, milliyetçi bir düşünce ile buraya en ufak bir zarar gelsin istemeyen bir kitledir. Tabii ki insan kendi ailesinde sevdiklerini eleştiriyor, ‘daha iyi olsun’ diye bazı katkılarda bulunmak istiyor. Bu da Ereğli’yi büyük bir aile düşünebilirsiniz, bu insanların arzuları istekleri bu yöndedir. Herkes kendi inandığına göre bir şey yapar, söyler, biz bunları dinleyeceğiz, doğruları bulacağız. Yasalara uygunluk mutlaka teknolojiyi takip etmek mutlaka bu şirketi daha ileriye götürmek amacındayız. Bunu yaparken de bir takım çalışması yaparak yapmalıyız. Bu takımın bireyleri sadece Erdemir içerisinde kadrolu çalışanlar değil aynı zamanda çevresindeki insanlar. Belki ilgili denetleyen, devlet kademelerindeki dairelerdeki insanlar zinciri genişletebilirsiniz buradaki faydadan herkes payını alır. 6 bin 500’ün üzerinde çalışan var, ciddi bir rakamdır. Başbakanlığın ilgili kurumlarının katsayıları var onlarla çarptığınız zaman bugün 100-150 bin kişiye direk, en direk olarak da, yan etkilerini de düşünürsek birkaç yüz bini bulabilir bu fayda. Ülke ekonomisi açısından düşünürsek, zaten tartışılmaz bir katkısı var. Onun için Erdemir’e herkesin sahip çıktığını buradan faydalandığını biliyoruz. Bizim üzerimizdeki sorumluluktur, bu sorumluluğu en iyi şekilde taşımaya çalışıyoruz. Bölge halkı milliyetçi bir düşünce ile Erdemir’e en ufak bir zarar gelsin istemeyen bir ailedir. Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar var olacaktır, kuşkusuz Erdemir de var olacaktır.”

“ERDEMİR BU SIKINTILARIN İÇERİSİNDE AYAKTA KALMAK ZORUNDA”

“Dünyada bir ekonomik kriz var, bu krizin onlarla yıl önce başlamış, dalga dalga Uzakdoğu, sonra Rusya, şimdi Avrupa, bu dalga hep devam ediyor. Bir sürü batıklar oldu, karşılıksız paralar oldu, ekonomiler yıkıldı. Arkasından ülkemize de sirayet etti, pazarlarımızda sıkıntı olunca, otomatik olarak bizleri de etkiledi. Çok şükür, yine bizim ülkemiz birçok ülkelere baktığımızda, demek ki iç dinamiklerimiz, insanımızın yaratıcılığı, ekonomiye katkısı çok üst düzeyde olabiliyor. Bizim insanımız, aslında çalışkan bir insan, iyi yönlendirildiği zaman çok iyi sonuçlar alabiliyoruz. Ülkemiz büyük krizler de yaşamıyor, bugün Avrupa’ya gittiğiniz zaman şirketler kapanıyor. Biz kendimize dönecek olursak, Erdemir, bu sıkıntıların içerisinde ayakta kalmak zorunda. Yani, ‘çok az bir kesim fayda görsün’ diye bazı güçleri birleştirmekten imtina edersek, yarın Erdemir’in geleceğini tehlikeye atarız. Tehlikeye attığımız zaman bu çalışanlarımızı riske sokarız.”

“ERDEMİR, EREĞLİ’YE DÖNÜYOR

“Sanayi kuruluşları öncelikle tabii ki kendi bölgesine fayda getirmek durumunda... O insanlar orada kendi topraklarında kendi yaşadığı bölgede o kuruluştan faydalanmak ister. Bu çok doğal ve doğrudur, olması gerekendir. Bizim bu konuda aksaklıklarımız varsa arkadaşlarımız çalışma yapıyorlar. ‘Hangi alanlarda Ereğli ile alışveriş yapabiliriz?’ diye envanteri çıkarılıyor. Dolayısı ile bu bölgeden öncelikle sağlanması gereken ne varsa, hizmette olabilir, mal da olabilir, istenilen vasıfta hizmet ve mal olması şart yoksa geri gideriz. Bu sağlandığı sürece önceliğimiz Ereğli ardından Zonguldak ve çevresidir. Yeni bir fabrika kurulması, başka bir alanda bir tesis kurulması şeklinde büyük bir yatırım ismi vermem doğru değil, bunların fizibilitesi yapılıyor, gerek çevre ile ilgili yatırımlar gerek kaliteye yönelik yatırımlar gerekte içeride müşterinin taleplerine yönelik özellikle kalite açısından otomotiv sektörü diyebiliriz yatırımlar devam edecek. Kok ile ilgili yine dışarıdan satın aldığımız özellikle kok ve slap var. Dışarıdan ithal ediyoruz slabı. İsdemir bir Erdemir şirketidir, Ereğli şemsiyesi altındadır, her şeyi ile bize ait bir yatırımdır. İskenderun, Erdemir’in bir parçasıdır. İskenderun’u bizden ayrı düşünemeyiz. İsdemir’de de güzel yatırımlar yapıldı, bize sıcak rulo gelebiliyor artı slap gelebiliyor bu aralar gelmiyor nedeni de satabiliyoruz onu, sonuçta Ereğli’nin Erdemir’in karıdır. Biz İskenderun’un tüm hisselerine sahip olan bir kurumuz. Yatırım olarak aslında İsdemir’in yatırımlarının yanında yapılmamış gibi olsa da geçiş döneminde de ciddi yatırımlar var.”

“ÇEVREYE 400 MİLYON DOLAR HARCADIK”

“Başından beri 400 milyon dolar burada çevre ile ilgili yatırımlar yapılmış onlara baktım, üretime katkısı olmayan sadece çevreyi temiz tutsun, oradan alınan gazlar kullanılsın diye yapılan yatırımlar var. İrili ufaklı tesis içerisinde yatırımlarımız olacaktır. Bunlar istihdam yaratır mı? Şöyle söyleyeyim, modernleşme olduğu zaman eleman ihtiyaçları düşüyor. Eğri oturup doğru konuşalım, eleman ihtiyaçları düşüyor, biraz daha kaba kuvvetli kontrollü bir çalışmaya dönüyorsun. Bunlar çevreyi ciddi olarak etkileyecek şeyler değil. Mutlaka bir gençleştirme, artı ek ilave açılan ünitelerde insanlar lazım, onlara alacağız tabii ki.”

“İŞÇİNİN HAKKINI BİZ VERİRİZ”

“Bugün Türkiye’nin pek çok alanında çalışan mühendisten müdürden daha iyi maaş alan bir kurumuz. Ortalamayı kastediyorum, Erdemir işçisinin durumu iyi, öyle bir sıkıntılı durumda değil, işçi bizim işçimiz. Sendikalıdır, tamam, ama öncelikle şunu belirtmek isterim, bu işçi maaşını bu şirketten alıyor. Genel Müdür olarak, benim imzamla başlıyor, Genel Müdür Yardımcımız Mali İşlerden Sorumlu maaşı hesaplara o yatırıyor, biz işçimizi mutlu görmek isteriz. Tabii ki sendika olması 4 bin 800 işçi ile tek tek karşılıklı olmanın zorluğu var. Sendika çatısı altında karşımıza geliyorlar, biz öncelikle işçimizi düşünmek zorundayız, düşüneceğiz de. Onların yaşadıkları ortamlar her şey nakit para da değil, iyileştirmeler daha iyi ortamlar, onların mutlu olabilmesi için daha iyi bir çalışma yapabilmesi için zihinleri, sağlıkları emniyete alınmış olması lazım. Biz işçimiz ile el sıkışırız.”

Genel Müdür Orhan, toplantıda gazetecilerin sorularını da cevapladı.
Editör: Pusula Gazetesi