Gazetecilerin yüksek kalp krizi riski taşıyan meslek grupları arasında yer aldığını belirten Aybek, vatandaşların kalp krizi geçirmeyi beklemeden kontrolden geçmelerini önerdi.


Ankara Özel Mesa Hastanesi Kalp Damar Cerrahi Prof. Dr. Tayfun Aybek, kalp krizini önceden haber verecek mikroçip denemesinden olumlu cevap alındığını söyledi.


1997 yılında Avrupa´da ilk kez robotla kalp ameliyatı yapan, 2,5 yıldır kalp krizlerini önceden haber verecek bir sistem üzerinde çalışan Aybek, bu amaçla özel bir mikroçip geliştirdi. Hayvanlar üzerinde başarılı sonuçlar veren çip, kriz öncesi kalpteki basınç değişimini ölçerek sinyal gönderebiliyor. Eğer sistem başarılı olursa kalbe takılacak 1,2 milimlik mikroçipler, yaklaşan bir kalp krizi öncesi cep telefonu, saat ya da bilgisayara, hastaneye mesajı gönderecek.


Zonguldak Karaelmas Gazeteciler Derneği´ni (KGD) ziyaret eden Aybek, mikroçip denemesiyle ilgili gazetecileri bilgilendirdi. Üretilen çipin üzerinde yapılan araştırmada kalp krizini haber verip vermeyeceğini sonradan öğreneceklerini belirten Aybek, "Üzerinde çalıştığımız çip, kalp krizini haber verir mi vermez mi onu sonradan öğreneceğiz. Ameliyat esnasında takılan bu çip, kalbin belli bir odacığına takılıyor.


Bu odacıktaki basınç değişikliklerini bildirebiliyor, yani basınç artarsa direkt hastaya veya hastaneye bilgi gönderiyor. Nerde olursa olsun, isterse dağ başında olsun bu iletiyi hastanın üzerindeki cep telefonu ya da kol saati hastaneye bildiriyor. Bu çip sadece basınç eşitliğini bildiriyor. Öncelikle insanlara takılmaya başlanmışsa bu insanlar üzerindeki deneyler 24 saat ölçülecek, ayarlanacak, biçilecek, ne zaman kalp krizi geçirmiş bunun değerleri ayrıca hesaplanacak. Ondan sonra karar verilecek. Bunların da çalışmaları yapılıyor. Ondan sonra söyleyebiliriz ki, bu cihaz kalp krizini önceden haber verebiliyor. Hayvan deneylerinde yaptığımız tek şey basıncı sürekli ölçüyor mu, ölçemiyor mu? Cihaz takıldıktan sonra hayatı boyunca 6 ayda bir, 1 yılda bir olumlu sonuçlar gördük.


Bu yayın başka kişiler tarafından kötü amaçlı algılanabilir. O yüzden kan vericilerin buna yeşil ışık yakması lazım. Halen Alman parlamentosunda konuşulan konu bu. Siemens, Amerika´nın birkaç firması bunun peşinde. Daha değişik yöntemlerle kendilerinin de yarattığı çeşitli projeleri var" dedi.



Çip takılıp, erken teşhis edilecek


Aybek, "Çip takıp bazı şeyleri çok önceden teşhis edebileceğiz. Bu çipler sadece kalbe değil, beyin omirisi sıvısına takılıyor, lens olarak gözün içine takılıyor. Kriz olmasın diye göz içi sıvısı basıncı arttığı zaman haber veriyor. Bacak damarlarına takılıyor ve normal damara takıldığı zaman tansiyon ölçüyor.


Yakında, tepeden tırnağa bir alıcı geçirdiğiniz zaman insan üstüne her şey ortaya çıkacak.


Beynindeki basınç şudur, göz içindeki basınç şudur, ya da damarın kan akımının hızı şudur, her şey ortaya çıkacak. Sadece anlık bir şeyde. Yavaş yavaş o teknoloji planlanmış durumda. Hatta o alıcıya bile gerek kalmadan otomatikman hastaneye gelecek veriler ve o değerlendirilecek. Teknoloji o kadar hızlı ki bu anlattığım şeyler yaklaşık 4 yıl önce bir hayal idi. Sadece masa üstünde idi. Amerika´da aynı şeyin peşindeydi. Ama cidden 5-10 yıl önce bir hayaldi. Hatta 1970´li yıllarda uzay yolu dizisinde insanlar tarayıcıdan geçerdi, her şeyi test ederlerdi. Ama şuanda gerçek" dedi.


Şu anda yurt dışındaki sonuçları beklediklerini ifade eden Aybek, "Yurtdışındaki sonuçları bekliyoruz. Sorun tek boyutta değil kötü amaçlı kullanacak kişilerin de bir nevi engellenmesi lazım. Bu konuda kanun yapıcıların da emin olması gerekir. Bu sorunlar aşılırsa çok büyük pazar olacak. Tıptaki yenilikler, milyar dolarlık bir pazar oluşturacak.


Şu ana kadar toplam 10 kişide kaplte çip kullanıldı. Göz için ise defalarca denendi. Olumlu sonuçlar alıyoruz. Çok daha uzun zaman gerekiyor. Çünkü aldığımız verileri değerlendirmemiz gerekiyor. Belli bir yere gelmiş durumda. Örneğin Meksika&8217;da kaybolan çocukları bulabilmek için, çocuklara çip takılmaya başlandı.


Meksika&8217;da günde 100-150 belki 500 çocuk kayboluyor. Polisler kimin çocuğu olduğunu bilemiyor. Ama bu çipler doğumdan sonra takıldığı için artık ilk veriler gelmeye başladı. Bu kaybolan çocukları bir tarayıcıdan geçiriliyor ve adres ortaya çıkıyor, kimin çocuğu olduğu anlaşılıyor" şeklinde konuştu.



Gazetecilere kolaylık

İlk kez Zonguldak´a geldiğini belirten Aybek gördüğü ilgiden dolayı Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkanı Atilla Öksüz ve Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür etti.


Basın sektörünün Zonguldak´ta çok güçlü olduğunu gördüklerini belirten Aybek, gazetecilerin kalp rahatsızlıklarında risk grubundaki meslekler arasında olduğunu belirtti. KGD´de, kalp rahatsızlığı yaşamış gazetecilerle sohbet eden Aybek, gazetecilerin kalp rahatsızlıklarında teşhis ve tedavide gereken yardımı ve desteği göstereceğini söyledi.


KGD Başkanı Atilla Öksüz ise Prof. Dr. Tayfun Aybek´i yakından tanımaktan dolayı mutlu olduklarını belirterek; "Meslektaşlarımızın bu bağlamda tedavilerinde zaman zaman sıkıntılar yaşanabiliyor.


Meslektaşlarımızın böyle bir sorunları ve önceden talepleri olduğunda kendilerini Prof. Dr. Tayfun Aybek´e yönlendirebileceğiz. MESA Hastanesi Yönetimine ve Prof. Dr. Tayfun Aybek´e teşekkür ediyoruz" dedi.


Ayberk, Hamdi Uçar´ı da ziyaret etti


Ankara Özel MESA Hastanesi Kalp Damar Cerrahi Prof. Dr. Tayfun Aybek, kalp krizini önceden haber verecek mikroçip üzerinde yaptığı çalışmaları anlatmak için Karaelmas Gazeteciler Derneği´nin daveti üzerine Zonguldak´a geldi. Ayberk, gazetecilerin kalple ilgili merak ettiği soruları yanıtladıktan sonra Ak Parti İl Başkanı Hamdi Uçar´ı da ziyaret ederek partililerin sorularına cevap verdi.

Editör: Pusula Gazetesi