Çevre savunucularının sık sık karşılaştıkları yorum şu:

“Siz de her şeye karşısınız. HES’lere karşısınız, termik santrallere karşısınız, nükleer santrale karşısınız. Size kalsa elektriksiz kalacağız.”

Biz de her seferinde ülkenin enerji politikalarını değiştirmesi gerektiğini, uzun vadeli planlarla ve çok daha hızlı bir şekilde politikalarını yenilenebilir enerjilere yöneltmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz.

En son Zonguldak’taki termik santral kabusunu yazmıştım.

Yine kimilerinden benzer tepkiler alınca, termik santrallerin çevreye ve insana zararlarını sıralama ihtiyacı duydum.

Buyurunuz...

[*] [*] [*]

1. Termik santrallerden çıkan kükürtdioksit, azotoksit ve partikül madde gibi kirletici emisyonlar tarım ürünleri, hayvanlar, su varlıkları ve ormanlar üzerinde kalıcı tahribat yapıyor. İçeriklerindeki cıva, kurşun gibi ağır metaller insanlarda merkezi sinir sistemini etkiliyor, anormal doğumlar, gelişme bozuklukları ve öğrenme yeteneğinde azalmaya yol açıyor.

[*] [*] [*]

2- Santrallerden çıkan küllerde radyoaktif özellik taşıyan radon gazı var. Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü araştırmalarında Yatağan Termik Santrali’nin yakınında bulunan 34 köyde radyasyon miktarının insan için kabul edilebilecek sınırların çok üzerinde olduğu belirlendi. Radyoaktif yoğunluğun özellikle kanser vakalarında artışa neden olduğu tartışmasız bir gerçek…

[*] [*] [*]

3- Termik santral bacalarından çıkan gazlar yağışla birleşip asit yağmurları oluşturuyor. Asit yağmuru, toprağın kimyasal yapısını ve biyolojik koşullarını bozarak tarımsal verimin düşmesine, ağaçların kurumalarına, hayvancılık, balıkçılık, arıcılık gibi faaliyetlerin olumsuz etkilenmesine neden oluyor.

[*] [*] [*]

4- Termik santrallerde soğutma, buhar elde etme ve temizleme için kullanılan suyun işlenmesi sonucunda tonlarca atık su oluşuyor ve bu su toprağa, yeraltı sularına, akarsulara ya da denize boşalıyor. Böylece su varlıkları ağır metallerle kirleniyor. Soğutma için kullanılan ısınmış suyun deşarjı ise alıcı ortam sıcaklığını etkilediğinden sudaki yaşam zincirini bozuyor.

[*] [*] [*]

İstihdam olanaklarının artırılması ya da ülke ekonomisine katkı gibi söylemler arkasına saklanarak yapılıyor bu termik santraller.

Oysa bu tür tesisler katkıdan çok zarar.

Bu tesislerin kurulduğu köylerin bahçelerinde meyveler kuruyor, çocuklar tehlikeli kül havuzlarında yüzüyor.

Günümüzde yaşayanların gördükleri zararların yanı sıra gelecek kuşakların yaşam haklarının elinden alınması da söz konusu. Kanser vakalarının artması işten değil.

Ve bu tesisler dünyanın da sonunu getiriyor. Karbon emisyonu ve küresel ısınmaya olumsuz etkileriyle, iklim değişikliğini hızlandırıyor.

Derhal başka alternatiflere yönelmek gerek.

Editör: Pusula Gazetesi