Türk Metal Sendikası Ereğli Şubesi tarafından “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü” dolayısıyla düzenlenen piknikte Erdemir çalışanları ve aileleri bir araya geldi. Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’nda (ERDEMİR) yetkili olan Türk Metal Sendikası Ereğli Şubesi üyesi işçi ve ailelerinin katıldıkları piknikte herkes kendi kumanyasını yanında getirdi. Gençler top oynayıp eğlenirken, aileleri de kaynaşıp Türk Halk Müziği konseri eşliğinde sohbet ederek eğlendi.

Taksim’de meydana gelen olayların kendilerini üzdüğünü, böyle olmaması gerektiğini belirten Türk Metal Sendikası Ereğli Şube Başkanı Yusuf Ziya Odabaş, “1 Mayıs’ın emeğin temsil edildiği bir bayram olarak yaşanması gerektiğine inanıyoruz. Bu tür olaylar hakikaten bizi üzmektedir. İnşallah emeğin değer verildiği bir günlere geleceğiz. Emekçinin söz sahibi olabilecek yönetim biçimlerine inşallah hep beraber geleceğiz. Yeter ki sizinle birlikte bu birlik beraberliğimizi koruyalım ve yaşatalım. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak da sizlere saygı ve sevgilerini yolladı. Yakında Ereğli’ye işyerlerimize gelip bizleri ziyaret edeceğini bildirdi. 1 Mayıs kardeşlik demek, birlik demek, beraberlik demektir. Unutulan işçi haklarını hatırlamak demektir. Bizler 1 Mayıs’ı bir bayram ortamında Ereğli’de sizlerle beraber yaşamak istiyoruz” dedi.

Konuşmasında, devam eden toplu sözleşme görüşmeleri ile ilgili bilgi paylaşımında bulunan Odabaş, Erdemir’i kimsenin kendileri kadar sevemeyeceğini belirterek şunları söyledi:

“Şimdi bir toplu sözleşme döneminden geçiyoruz. Biliyorsunuz, geçtiğimiz ayın 24’ünde son 5’inci oturumu yaptık. Şirketin bize 30 kuruşluk teklifi oldu. Bu bağlamda 6 aylık ilk teklif yapıldığında daha fazla uzatmadan uyuşmazlık zaptı tutturalım ve masadan kalkalım dedik. Bizler bu Erdemir’in sahipleriyiz. Biz şirketimizin bize teklif ettiği rakamı duyunca, hiç bir şey istemediğimizi söyledik."

Erdemir işçisinin kendi emeği ile yüksek fırını yenilediğini ve maliyetin düşürüldüğünün altını çizen Odabaş, “Biz 2011-2012 yılında kapsam dışı arkadaşlara verdiğimiz paydan ve kardan karşılığını istiyoruz. Başka ekstra bir şey istemedik. Biliyorsunuz, Erdemir, Türkiye’nin medarı iftarıdır. Ve buranın yüksek fırınını Erdemirli arkadaşlarla hep beraber yaptık. Bu fırın güneyde de yapıldı. Kaça mal olduğunu sizlerde biliyorsunuz, bizlerde biliyoruz. Bu arada ki farkı, işçi hak etmiştir. İşveren hakkımızı vermelidir. Vermezse bu saatten sonra Erdemir ne noktaya gelecekse ne yapmamız gerekiyorsa sonuna kadar sizlerle beraber yapacağız. Bunu fabrikayı yönetenlerin bilmesi lazım…”

Erdemir’in İstanbul’dan yönetilemeyeceğini dile getiren Odabaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burası dünya şirketidir. Daha Temmuz ayından beri Genel Müdürümüz bile atanmadı ki bu üzücü bir olaydır. Oysa dünya şirketinin genel müdürünün işin başında olması lazım işi takip etmesi lazım. Şimdi bize diyorlar ki istediğimiz noktaya getirip malı pazarlayamıyoruz. Burada emekçi arkadaşımızın kabahati ne? Demek ki İstanbul’da oturan 200 civarındaki arkadaşımız işlerini yapmıyor. Onlar işlerini yapacak biz üreteceğiz. Pazarlama onların görevidir. Satamıyorsa gidecekler yapanlar buraya gelecekler. Bizler şirket yönetimine buradan bir kez daha söylüyoruz. Biz masada bu sözleşmeyi bitirmenin derdindeyiz. Ama birileri bizim bu fedakârlığımızı, bizim işyerini sahiplenmemizi farklı gözlerle yorumluyorsa, bunu bedelini ödeyecek olan kişiler işyerini yönetenlerdir.”

Sözlerinin sonunda betimleme yaparak, Türk Metal Sendikası’nı çınar ağacına benzeten Odabaş, "Çınar ağacı; kolları büyüyen gövdeli bir ağaçtır. Bu ağacı ayakta yaşatan daha iyi büyümesine yeşermesine sebep olacak olan sizlersiniz. Biz tek yumruğuz. Bu yumruğun gücünü de İstanbul’da yönetenler mutlaka bir gün görecekler.”
Editör: Pusula Gazetesi