Devrek Bölge Haber Gazetesi imtiyaz sahibi, şair-yazar İbrahim Tığ, son kitabı "Rüştü Onur/ Mektubun Avucumda" adlı kitabı üzerine söyleşi ve imza günü düzenledi.

Devrek Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe; AK Parti Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar, Gökçebey Kaymakamı Bülent Hamitoğlu, Devrek Belediye Başkanı Mustafa Semerci, AK Parti Devrek İlçe Başkanı Özcan Özmekik, CHP Devrek İlçe Başkanı Şeref Aydınlı, CHP Zonguldak İl Yönetim Kurulu Üyesi Şazi Sivişoğlu, ÖDP Devrek İlçe Başkanı Remzi Uzunsoy, Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdullah Turan, ADD Devrek Şube Başkanı Murat Altunok, Devrek-Gökçebeyliler Derneği Başkanı Cevdet Cin, Devrek Rüştü Onur Sanat ve Kültür Derneği Başkanı Hüsnü Y.Öztürk, Devrek Muhtarlar Derneği Başkanı A.Osman Çekirdekçi, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Devrek Şube Başkanı Mustafa Taşçı, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Atilla Öksüz ve eşi Elif Öksüz, şair-yazarlar; Mevlüt Kırnapçı, Mithat Yaban, Vedat Dinç, Tahsin Aygün, Eğitim-Sen Devrek Temsilcisi Ahmet Abanoz, Eğitim-Sen Gökçebey Temsilcisi Servet Büyükkol, Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Devrek Şube Başkanı Cemil Köseler, Devrek Engelli Vatandaşlara Yardım ve Dayanışma Derneği Başkanı Songül Malkoç, Zonguldak Belediye Meclisi’nin AK Partili Meclis Üyesi Sabri Tığ, Devrek Belediye Meclisi üyeleri, öğretmenler, muhtarlar, öğrenciler ve kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı.

KALYONCU: “ŞAİR VE YAZARLAR YAŞADIĞI KENTİN KÜLTÜR ELÇİLERİDİR”

Etkinlikte ilk olarak bir konuşma yapan yazar-şair Hamit Kalyoncu, şair ve yazarların yaşadığı kentlerin bir kültür elçileri olduklarını belirterek, şunları söyledi:

“Devrek’te 15’i aşkın şair-yazar var. Bunlar hep Devrek’in kültür elçileridir. Devrek’in kültür elçileri durumundaki bu değerli insanların kaçını tanıyorsunuz? Devrek’i çok severiz ya, Devrekli olmak ne demektir? Bu düşüncelerin her kesime ulaşması için çaba göstermeliyiz. İşte o zaman Devrek’i sevmiş oluyoruz, Devrekli oluyoruz. Devrek 28 yıldır düzenli Baston ve Kültür Festivali dahilinde Zonguldak ve ilçelerinde bir kültür penceresi işlevi görüyor. Ülkemizin çok değerli siyasetçileri, sanat adamları bu kentin insanlarıyla tanıştı ve kucaklaştı. Devrek için bilim, kültür ve turizmde birlikte düşünmeliyiz. Üretilen bir şiir, öykü, yazı, kitap, dergi bir takdir öyküsü içinde değerlendirme görürse bu çok büyük bir mutluluk verir yazan kişiye. Çünkü yaşadığımız çağda hiç kimse dost sıfatını taşısa da güzel ve olumlu değerlendirmeyi ne yazık ki yapmıyor yapamıyor. Bunu yapabilmesi içinde kişinin kendisiyle barışabilmesi ve barışık olması gerekir.”

Konuşmasını İbrahim Tığ’ın 9 yıldır edebiyat dergisi Şehir’i çıkardığına değinerek sürdüren Kalyoncu şunları kaydetti: “İşte bugün İbrahim Tığ karşımızdadır. 27 yıllık gazeteci. Bölge Haber Gazetesi’nin sahibi, ülkemizin sanat edebiyat çevresinde giderek ilgi görmeye başlayan Şehir Edebiyat ve Kültür Dergisi’ni çıkartıyor. Gazete yazarlığının dışında üç şiir, bir öykü, Rüştü Onur üzerine iki tane de araştırma kitabı yazdı. Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği ‘Kelebeğin Rüyası’ filmine önceki kitabı büyük ölçüde kaynak oldu. Türkiye’nin önemli edebiyat dergilerinde şiirleri yayınlandı. Son olarak Varlık Dergisi’ne de girmeyi başardı. Nisan 2010’da ‘Babam’ adlı şiiri Cumhuriyet Kitap ekinde ünlü Şair Arif Damar tarafından ayın şiiri olarak değerlendirildi. Bütün bunlar takdir edilmeyi hak eden önemli işler ve başarılardır. İbrahim Tığ’ı sizler yetiştirdiniz. Güç verdiniz, destek oldunuz. Elde ettiği başarılarda sizlerinde payı vardır. İbrahim Tığ Devrekli, Zonguldaklı… Sanat, edebiyat dünyasında tanınıyor. Belirtmeliyim ki, özellikle son kitabı önemli bir başarıdır. Sayın İbrahim Tığ’ı bu başarısından dolayı içtenlikle tebrik ediyorum. Başarılı çalışmaları yeni bir beyaz sayfa açarak kentinin insanlarıyla paylaşmasını bilecektir. Önünde yeni ufuklar var. Ben ona bu yolda başarılar ve kolaylıklar diliyorum.”

ULUPINAR: “BİZ SİYASİLER OLARAK GAZETECİLERE ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ”

Daha sonra söz alan AK Parti Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar, siyasiler ve vatandaşlar olarak gazetecilere çok şey borçlu olduklarını, söyledi. Konuşmasına, İbrahim Tığ’ın okul ve çocukluk arkadaşı olduğunu belirterek sürdüren Ulupınar şunları kaydetti; “İbrahim, benim okul arkadaşım. Çocukluk arkadaşım. Belediye Başkanlığım döneminde, öncesinde sıcak samimi ilişkilerimiz oldu. Yerel gazeteyi kurduğu zaman bunu yaşatamayacağını düşünenlere inat, gururla yaşattı. Bizler hepimiz destek olduk, olmak da zorundaydık. Bizler siyasiler olarak onlara çok şey borçluyuz. Onlar sayesinde kendimizi ifade ediyoruz. Yaptıklarımızı vatandaşlarımıza anlatıyoruz. Onlar sayesinde biz toplumun beklentilerini, ihtiyaçlarını, taleplerini öğreniyoruz. Tabii ki tarafsız, objektif, yayın yapan bir yerel gazetenin gerçekten ilçeye olduğu yöreye çok büyük katkısı vardır. Birçok şeyi sizler duymayabilirsiniz. O bize bunları duyurdu. O bizim vatandaşlarımızla ilgili bilgilerimizi, yaptıklarımızı, yapacaklarımızı beklentilerini kamuoyuna duyurdu. Bunu yaparken buna elbette ki bizler destek olmak durumundaydık. Karınca kararınca destek olduğumuza inanıyorum.”

“İbrahim’in işi daha da geliştirerek kitap yazması, eserler ortaya koyması Devrek için de bir Devrekli olarak bizim için gurur vesilesi olmuştur” diye konuşmasına devam eden Ulupınar, “Devrek farklıdır, gerçekten farklıdır. Bölgede Bolu, Ereğli, Bartın, Safranbolu, Karabük’ten bahsedebiliriz. Civarımızdaki üç tane ilçenin bile bir zamanlar bize bağlı beldeler olduğunu düşünürsek, civarımızda yaşayan bir sürü vatandaşımızın bile ortaöğrenimini Devrek’te tamamladığını düşünebilirsek Devrek’in her zaman tarihi, kültürel, köklü bir geçmişi olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Devrek bunu hak ediyor. Devrekliler de bunu hak ediyor. Çünkü burada tarihine baktığımız zaman Devrek var, Ereğli var birkaç tane ilçeden bahsedebiliriz. Bunun neticesinde buranın köklü bir geçmişinin olduğunu buradaki insanların haklarını bilen, çağdaş, modern, vatanına milletine bağlı, kamu idarecilerine saygılı, hakkını arayan insanlar olduğunu da ifade etmemiz gerekir” görüşlerine yer verdi.

Zonguldak genelinde, insanların okumaya çok büyük önem verdiğini, anlatan Ulupınar konuşmasını şöyle tamamladı:

“Rahmetli Rüştü’ye gelirsek, benden önceki belediye başkanlarım, ben ve şimdiki belediye başkanım biz hep bir şeyler yapmaya çalıştık. Festivaller yapıldı, rahmetlinin adı bir yerlere verildi, büstü yapıldı, ilk kitabını Rüştü’yle alakalı İbrahim benim döneminde bastırmıştı ki bundan dolayı çok eleştirildik. ‘Nereden karşılandı bunun kaynağı?’ diye. Kalıcı bir eserdir o. Şu anda o eser dünyaya Devrek’in adını duyurmaktadır. Allah herkese hayırlı eser bırakmayı nasip etsin. Yirmi iki sene yaşamış, bugün Türkiye kendisinden bahsetmekte. Dolayısıyla Devrek’ten bahsediliyor. Bunda da İbrahim’in payı çoktur. Derneğin payı çoktur. Burada görev alan siyasilerin, kamu idarecilerinin payı çoktur. Bugün de İbrahim yeni bir eser, kültür yaşantımıza kazandıracak. Ben burası dolu ama daha büyük salonlarda da bu ilerleyen dönemlerde yapılabilir ve karşılığı bulunur.”

TIĞ: “RÜŞTܒNÜN 71 MEKTUP, 7 ŞİİR VE FOTOĞRAFLARINA ULAŞTIK”

İbrahim Tığ da, konuşmasında, Rüştü Onur hakkında yanlış bilgiler olduğunu belirterek, bunları düzeltmenin de Devreklilere düştüğünü, söyledi. Tığ, “Rüştü Onur/ Mektubun Avucumda” kitabının ortaya çıkışını anlatarak, Rüştü Onur’un baldızı Sabahat Sessiz’e ulaştığını ve en sağlıklı bilgileri ondan öğrendiklerini dile getirdi.

Tığ, şöyle konuştu:

“Rüştü Onur’un baldızı değerli ve güzel insan, tiyatro sanatçısı Sabahat Sessiz’e ulaştık ve sağ olsun Rüştü Onur’un bize, bilinmeyen mektup, fotoğraf ve şiirlerinin asıllarını verdi. Bu arada güzel insan, ağabey Yılmaz Erdoğan ile sevgili kardeşim Ferhat Bilgin’in de çok yüksek katkı ve desteklerini gördüm. Kendilerine de özel teşekkür ediyorum. Şimdi gelelim, Rüştü Onur ve Mediha Sessiz ile ilgili olarak şimdiye kadar gazete, dergi ve kitaplarda yer alan yanlış bilgilere. Deniliyor ki: ‘Rüştü Onur ile Mediha Sessiz hastanede yatarken tanıştı.’ Doğrusu: ‘İstanbul-Zonguldak seferini yapan Anafarta Vapuru’nda tanıştı. ‘Mediha Sessiz tifodan öldü.’ Doğrusu: ‘Karın zarı iltihabı (apandisit patlaması).’ ‘Mediha Çingen kızıydı’ deniliyor. Bunu özellikle BEÜ Öğretim Görevlisi Tunay Karakök dillendirdi. Doğrusu: Annesi Ünyeli, babası ise Bitlis Eşrefhanoğulları sülalesinden.”

Konuşmasında Devreklilerin şu bilgileri de bilmesini istediğini belirten Tığ, antoloji, dergi ve gazetelerde bir takım yanlış bilgilere rastlanıldığını da kaydetti.

Tığ, “Şunları da bilmenizi isterim: Mediha Sessiz, Kandilli Lisesi’ni bitirip memur sınavına giriyor ve kazanarak Karabük Demir-Çelik Fabrikası’nda çalışmaya başlıyor. Rüştü ile Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nde nikahları kıyılıyor. Rüştü’nün, ‘Ben salata satayım Şair Leyla Sokağı’nda’ dizesi, komşusu baharatçı-manav Osman amcasına yardım amaçlı tezgahında bulunmasından ibarettir. Beşiktaş’ta Mediha’nın evine yerleşen Rüştü Onur’un bir sokak arkasında da Muzaffer Tayyip Uslu’nun evi bulunuyor ve dostlukları böylece ilerliyor. Rüştü’nün Mediha’ya yazdığı 71 mektup ile hiç bir yerde yer almayan 7 şiirini de ilk kez bu kitabımızda yer verdik” dedi.

Söyleşinin ardından Tığ, kitabını okurları için imzaladı.
Editör: Pusula Gazetesi