İmza günü öncesi kısa bir konuşma yapan Ali Kaya hayatın kendisi için anlamını ifade ederek, Bugün de yanımdasınız. Zamanın tanıklığı adına bir öykü kitabı ortaya çıktı. Öyküler, kurgu olmanın yanında omurgaları gerçek yaşam kesitlerinden oluşuyor. Dili basit gelebilir. Üzgünüm. Edebi sanatın zirvelerinden esintiler bulamayacaksınız, öykülerimde. Özellikle de bunu isteyerek yaptım. Yalın, doğal bir üslup tutturmaya çalıştım. Amaç; anlatmak ve anlamak olmalı bence. Ama Türkçeyi doğru kullanmaya çalıştım. Felsefik bir cümle daha söyleyeyim yaşam hakkında. Bana göre yaşam çok karmaşık değildir. Yaşam, sıcak bir merhabadır aslında. O da verebilirseniz, alabilirseniz. Biriktirdiğiniz servet, varlık şöhretin yanında, biriktirdiğiniz sımsıcak merhabalar sizi daha da mutlu kılar. Benim yaşam felsefem de bu. Tekrar merhaba size... İyi ki varsınız.
ARKA KAPAKTA NE YAZIYOR?
Uzun yıllar yaptığı Zonguldak Elektrikçiler ve Radyocular Odası Başkanlığı döneminde, diğer sivil toplum kuruluşlarının çok ötesinde bir temsil hassasiyeti gösteren Kaya, bugüne kadar kentin kalkınması yönünde pek çok çalışmaya katılmış, önderlik etmişti. Son yıllarda yakın çevresinden başlayarak, kentin sosyokültürel yaşamı üzerine tespitlerini yazmaya başlayan Ali Kayanın ikinci kitabı olan Yansının arka kapağında ise, şunlar yazıyor:
Yaşam ve zaman, bir ulu nehir. Dingin görünür. Ama aklın alamayacağı kadar büyük bir debi ile ve de delicesine akar. Sadece insan, bu ulu nehre aynı anda hem içinden hem kenarından bakabilir ve bunun farkında olabilir. İnsan bu nehirde fiziksel anlamda bir atom parçacığı kadar önemsizdir. Bu nehirle birlikte akar, gider, Olsa da bir, olmasa da misali. Ama tanıklığı on bin yıl sonra bile geçerli. Yani dışarıdan bakarak kayıt da yapar. Öyle ki, en gelişmiş kayıt cihazı bile oyuncak gibi kalır. Bunu başka bir varlığın becerebilmesi mümkün değil. Yani insan, yaşarken aynı anda zamanın tanıklığını da yapar. İnsanın bu alanda ürettiği; masal, efsane, söylence, heykel, fotoğraf... Aklınıza ne gelirse, bu tanıklığı yansıtır. Taş Devri mağara resimlerinden, Av Sahnesi resimleri bile tek başına antropoloji bilimine önemli katkılarda bulundu. O resmi çizen insan ya da insanlar dönemlerinin tanıklığını yapmış ve bize yansıtmışlar. Ben de kendi tanıklığıma ait yansılardan bir demet sunuyorum size... Dilerim beğenirsiniz."