Kitap; “Portreler”, “Beş Öykü” ve “Kömürlü Öyküler” başlıkları altındaki 16 öyküden oluşuyor. Kitaptaki öyküler, yalın-gerçekçi bir anlatımla kaleme alınmış.

Zonguldak’ın sevilen simalarından Ali Kaya, kentin sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamındaki sorunlarına duyarlılığı ile de dikkat çeken bir isim.

Arka kapakta da yer alan önsöz metninde Ali Kaya, şöyle diyor:

“Yaşam ve zaman, bir ulu nehir. Dingin görünür. Ama aklın alamayacağı kadar büyük bir debi ile ve de delicesine akar. Sadece insan, bu ulu nehre aynı anda hem içinden hem kenarından bakabilir ve bunun farkında olabilir. İnsan bu nehirde fiziksel anlamda bir atom parçacığı kadar önemsizdir. Bu nehirle birlikte akar, gider, ‘Olsa da bir, olmasa da’ misali. Ama tanıklığı on bin yıl sonra bile geçerli. Yani dışarıdan bakarak kayıt da yapar. Öyle ki, en gelişmiş kayıt cihazı bile oyuncak gibi kalır. Bunu başka bir varlığın becerebilmesi mümkün değil. Yani insan, yaşarken aynı anda zamanın tanıklığını da yapar. İnsanın bu alanda ürettiği; masal, efsane, söylence, heykel, fotoğraf... Aklınıza ne gelirse, bu tanıklığı yansıtır. Taş Devri mağara resimlerinden, ‘Av Sahnesi’ resimleri bile tek başına antropoloji bilimine önemli katkılarda bulundu. O resmi çizen insan ya da insanlar dönemlerinin tanıklığını yapmış ve bize yansıtmışlar. Ben de kendi tanıklığıma ait yansılardan bir demet sunuyorum size... Dilerim beğenirsiniz."
Editör: Pusula Gazetesi