Birleşik Kamu-İş Zonguldak Sözcüsü ve Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, AKP hükümetinin organize ettiği ve bazı memur konfederasyon temsilcilerinin 657 sayılı yasanın değişmesine katkı sağladığı duyumlarının Abant’ta yapılan çalıştayda ortaya çıktığını belerterek, “İş güvencemizin 657’den kaldırılmasına yeşil ışık yakan konfederasyon olursa, onu ‘emek takiyecisi’ olarak ilan edeceğiz” dedi.

Kahveci, yazılı açıklamasında, şunları söyledi:

“İŞ GÜVENCEMİZE DOKUNMAK GENEL GREV SEBEBİMİZDİR”

“Siyasal iktidarın gizli kapılar ardında 657 sayılı yasanın değiştirilmesi ile ilgili çalışmalar yaptığı biliniyordu. AKP hükümetinin organize ettiği ve bazı memur konfederasyon temsilcilerinin 657 sayılı yasanın değişmesine katkı sağladığı duyumları, Abant’ta yapılan çalıştayda ortaya çıkmaktadır. Bu toplantıya katılan konfederasyon yöneticilerinin hükümet tarafından neyi teklif edildiğini ve bu teklife karşı hangi konfederasyonun hükümete karşı hangi yanıtı verdiğini kamuoyuyla paylaşmak zorundadırlar. Aksi halde bu toplantının altında emek adına teslimiyetçi davranıldığını emeğin savunulmadığını, kamuoyunda yer alacağı gibi sendikacı kimliği olanlarında kamu çalışanları tarafından test edileceği görülmektedir. İş güvencemizin 657’den kaldırılmasına yeşil ışık yakan konfederasyon olursa, onu ‘emek takiyecisi’ olarak ilan edeceğiz. Abant’ta yapılan çalıştayın düzenleniş biçimi dahil olmak üzere ciddi itirazlarımız olan bir süreç yaşanmıştır. Çalıştay, eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde düzenlenmiş, bazı konfederasyon temsilcilerine ayrıcalıklı konum yaratılmıştır. Böylece çalıştayın aslında daha önce bakanlık bürokratlarının hazırlamış olduğu taslağı meşrulaştırmak ve ileride ‘konfederasyonlara da sorduk, onların da görüşlerini aldık’ demek için bir fırsatı değerlendirildiği ortaya çıkmaktadır. Bir başka deyişle iş güvencemizi oldu bittiğe getirilmek istenmektedir. Çünkü Bakan herkesin 657’den rahatsız olduğunu, reform yapılması gerektiğini kabul ettiğini açıklamıştır. Bakan’a göre 657’de kamu çalışanlarının iş güvencesinin olması yöneten sınıfı rahatsız etmekte ve sömüren sınıfa hizmet etmemekten şikayetçi olmaktadır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak kamu çalışanlarının iş güvencesinin kaldırılmasındaki bu kirli oyunu önceden gördüğümüzden ve eşit temsil hakkı sağlanmadığı için çalıştayı protesto ederek katılmayacağımızı kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu davranışımızın ne kadar haklı olduğu yaşanan süreçte bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Siyasal iktidar kamu çalışanları için ne yapmaya çalıştığını sorduğumuzda alacağımız yanıtın, öncelikle başta iş güvencesinin ortadan kaldırılmaya, performansa dayalı esnek çalışma modelini dayatarak, özelleştirmeyi, taşeronlaştırmayı ve sözleşmeli personel sistemini yerleştirmeye çalışmaktadır. AKP, kamu çalışanlarında kadrolu, iş güvenceli irade koyan, yanlışa ‘hayır’ diyen cumhuriyetin memurunu istememektedir. Bunun yerine AKP, kapıkulu anlayışını hakim kılan anlayışıyla birlikte padişahlık özentisini gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Emek örgütleri, siyasal iktidarın tavrını, tutumunu iyi analiz etmeli emekten ve emekçiden yana tavır geliştirmelidir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, ön koşulumuz iş güvencesidir, tartışılmasını dahi kabul edemeyiz. İş güvencemize dokunmak genel grev sebebimizdir. Taşeronlaşma, sözleşmeli personel uygulamalarını, grev hakkını içermeyen toplu sözleşme düzenini kabul etmemiz mümkün değildir. Siyasal iktidarla 657’yi konuşabilmemiz için ön koşullarımızı kabul ettiğini açıklamalıdır. Abant Çalıştayı’nda hükümetin, ‘Herkes 657 sayılı yasanın değişmesini istiyor’ söylemini kabul eden ve iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına destek veren kendisine ‘emek örgütü’ diyen konfederasyonların kendilerini net bir şekilde ortaya koymaları gerekiyor. İş güvencesinin kaldırılmasına karşı çıkan tüm emek örgütleriyle ortak mücadele hattı önererek, ‘işçi-memur el ele genel greve’ talebi yüksek sesle dillendirilmelidir. Aksi takdirde kamu çalışanları ezilmeye mahkum edilecektir.”
Editör: Pusula Gazetesi