AK Parti Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen İl Başkanları toplantısında, Zonguldak AK Parti’nin üye sayısını arttırmada Türkiye birincisi olduğunu söyledi.

İl Başkanları toplantısında gerçekleştirilen görüşmelerle ilgili de bilgiler veren Başkan Uçar, Zonguldak’ın gündeminde olan TTK’ya işçi alımı, Mithatpaşa Tüneli, ulaşımdaki sorunlar, Filyos Vadi Projesi ve belediye başkanlığı seçimi sorularımıza da yanıt verdi.

Başkan Uçar, Pusula’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“ÜYE ARTIRIMINDA TÜRKİYE BİRİNCİSİ OLDUK”

“İl Başkanları toplantımız, her ay rutin bir şekilde yaptığımız toplantılardan biriydi. Teşkilat çalışmalarımız, aylık faaliyetlerimiz masaya yatırılıyor. Teşkilatımızın en büyük hedeflerinden biri üye sayımızı arttırmaktır. Bu konuda Zonguldak İl Teşkilatı olarak biz geçen ay Türkiye üçüncüsü, bu ayda Türkiye birincisi olduk. Katkısı olan bütün teşkilat mensubu arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bunun ne faydası var? Biz AK Parti’ye üye olmak isteyen vatandaşlarımızı davet ediyoruz, ayaklarına kadar gidiyoruz ve açıkçası onlarda gönülden üye olmak istiyorlar. Seçim dönemlerimizde ya da farklı organizasyonlarımızda onları da aramıza katmış oluyoruz. Bu bir teşkilat faaliyetidir. Bunun dışında sandıklarla ilgili bir takım çalışmalarımız var. Teşkilat çalışmalarımızı bütünüyle ele aldık. Ekonomik İşler Başkanımız Numan Kurtulmuş Bey’in bir sunumu vardı. Bununla ilgili ‘Kent Ekonomileri’ adı altında illerde sivil toplum örgütleri, odaların bir araya geldiği, kentin ekonomisini planlayan bir çalışma yapması konusunda talimatları oldu. Önümüzdeki günlerde bu konuda bizler de bir toplantı yapacağız. Bu Zonguldak için çok önemli bir toplantıdır. Madencilik sektörü dışında alternatif istihdam alanları olmadığı için her geçen gün bir takım sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntılarında ortadan kalkması için bu ve buna benzer çalışmaların yapılması gerektiğine inanıyoruz.”

“FİLYOS LİMANI KAYNAĞIYLA İLGİLİ ÇIKMAZDAN KURTULDUK”

“Sayın Başbakanımızın olduğu bir ortamda Kalkınma Bakan Yardımcımız, Filyos Projesi’yle ilgili hem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, hem de Kalkınma Bakanlığı’nın heyetleri Filyos Limanı’yla ilgili Avrupa Birliği’nden alacağımız hibe projeyle ilgili bir çalışma başlattıklarını söyleyerek ,davetli olarak oraya gittiler. Yani Filyos Limanı’nın kaynağıyla ilgili çıkmazdan kurtulmuş olduk. İnşallah bu ay içerisinde Avrupa Birliği Dönem Başkanı bu dosyaya da ‘evet’ diyecek ve ihale ilanına çıkmış olacağız.”

“2 AYA KADAR MİTHATPAŞA TÜNELİ ÇALIŞMALARINA BAŞLANACAK”

“Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’yla ilgili kamuoyunda yer alan bazı konular var. Sivil toplum örgütleri ve bir takım çevreler yollarla ilgili açıklamalar yapıyorlar. Yolların kaynaklarıyla ilgili bir sıkıntının olmadığını, yeter ki müteahhitlerin iş üretmesi gerektiğiyle ilgili zaman zaman açıklama yapıyoruz. Biz bu müteahhitlerle konuşuyoruz, özellikle Mithatpaşa, Üzülmez, Sapça Tünelleriyle ilgili yaptığımız son görüşmede herhangi bir sıkıntı olmadığını ifade ettiler. Sapça Tüneli’ne girdiler, Üzülmez Tünelleri’nin de aynalarını açtılar. 1-1,5 yıl içerisinde de bunların hepsini bitirmeyi planlıyorlar. Mithatpaşa Tüneli’yle ilgili proje tadilatı yapıldı. Tek tüptü, çift tüpe dönüştürüldü. Projenin bu ay sonu ya da önümüzdeki ayın ortalarına doğru teslim edileceği ve hemen yüklenici firma tarafından ivedilikle başlanılacağını ifade ettiler. Kamuoyunda projesi yapılamamış gibi bir takım ifadeler var. Oysaki Mithatpaşa Tüneli’nin projesi bitti. Tek tüptü, çift tüpe çıkartıldı ve aynı güzergahın hemen bitişiğinden ikinci tüp projesi çizildi, ihalesi yapıldı. Bunda da ufak-tefek tadilatlar yapılarak, proje firmaya teslim edilecek. Zonguldak’ta bunlar geciktikçe, insanlarda bir takım farklı farklı açıklamalar yapıyorlar. Biz de haklı olarak onları saygıyla karşılıyoruz. Çünkü biz de bu şehirde yaşıyoruz ve biran evvel bitmesini istiyoruz. Ama kolay olmuyor.”

“GÜÇLÜ FİRMALAR BÖLGEMİZE GELMİYOR”

“Ödenek sıkıntısı olmamasına rağmen güçsüz firmaların bu bölgede faaliyet göstermesinden dolayı açıkçası duble yollar konusunda sorunlar yaşıyoruz. Mesela, Ereğli-Zonguldak arasını yapan firmanın kendisiyle hiç görüşemiyoruz. Ekonomik durumunun zayıflığından dolayı da iş uzadıkça uzuyor. Keşke güçlü bir firma olsaydı ve biran önce bitseydi. Biz de ‘Ereğli-Zonguldak arasındaki yol bitti’ diye rahatlıkla paylaşabilseydik. Bölgemizdeki işlere büyük firmalar gelmiyor. Hem Ereğli, hem de Sapça’daki firmalar 15-20 yıldır buradalar. Bu firmalar nasıl ilişki kuruyorlarsa, hep aynı firmalar ihaleyi alıyorlar. İhale Yasası’nda da kim düşük fiyat verirse, ona iş veriliyor. Düşük fiyat veren para kazanamayınca da, iş bu hala geliyor. Ama bu firmalarında eleştirilmesi gerekiyor. 15-20 yıl bir firma aynı yolda çalışır mı? Adamın durumu iyi değilse, ihaleye girmeyecek ve milletin hakkını yemeyecek. Hukuken bu ihale sürecini de bozamıyorsunuz. Belirlenen sürede yapamasa da, bir takım mazeretlerle uzatma yapıyorlar. Bu tür yasal hakları var. İşi firmanın elinden almada alamıyorsunuz. Mahkemeye gitse de, 2-3 yıl da o sürüyor. Mağdur olan yine Zonguldak oluyor. LİMAK, Alaplı-Akçakoca arasında tünelleri başladı, bitirdi ve çekti gitti. ‘Keşke buradaki yolları da LİMAK, Cengiz İnşaat, Polat İnşaat alsaydı’ diyoruz. Ama bu firmalar buralara girip iş almamışlar. Daha büyük işlere girmişler. Ama ihaleyi alıp işi teslim edemeyen firmaların gündemde tutulması lazım… Adamların hiç umurunda değil. Sürekli ‘battık, gittik’ diyorlar. Bu niyetle işe girersen, tabii ki de batarsın.”

“İŞÇİ ALIMI İLE İLGİLİ NET BİR İFADE YOK, BEKLEMEDEYİZ”

“Ben İl Başkanı olarak TTK’ya işçi alımıyla ilgili hiçbir zaman ‘alınacaktır’ diye net bir ifade kullanmadım. Ben 2009 yılındaki işçi alımından da biliyorum ve Sayın Bakanımızın o zaman buraya bakış açısının negatif olduğunu söyledim. İşçi alımının zor olduğunu ifade ettim. İşçi alınması için Genel Müdürün performans sistemiyle Hazine’ye gitti ve Hazine’nin bu sistemle kendisine yük getirmediğini, sıcak baktığını söyledi. Tabii bu projeyi de sendikaya kabul ettirmesi gerekiyordu. Sendika da bu konuda diretti ve ‘olmaz’ dedi. Sendikayla işveren anlaşamayınca, bu iş biraz çıkmaza girdi. Siyasilere, milletvekillerine topu atmaya gerek yok. Kurumun yetkilileriyle sendikanın bu konuda bir araya gelip bu işi şimdiye kadar bitirmeliydiler. İşçi neden alınamıyor? Getirilen projeye bakılırsa, Hazine’ye ek bir külfet getiriyorsunuz. Sadece ‘istihdam olsun’ diye işçi alınmasının çok bir anlamı yok. Milletvekillerimiz açıklama yapmış olabilirler, ama benim yaşamış olduğum tecrübelere binaen 2009’da 3 bin işçinin alınmasında Sayın Mehmet Şimşek, ‘Kesinlikle bu 3 bin işçiyi almamız mümkün değil. Kabul edemeyiz. Bu Hazine’ye çok büyük külfet getirir’ dedi. Ama biz kendisini bir takım yumuşak ifadelerle ikna ettik. O dönemdeki milletvekillerimizin de çabasıyla işçi alımı gerçekleşti. Ama ‘üretim artmadığı, zararın da arttığı takdirde asla ve asla bize gelmeyin’ şeklinde de net bir ifade kullandı. Aynı Bakan, yine yerinde duruyor. Parayı verecek olan o. Sendikayla kurum 2,5 sene sonra bir araya geldiler. Zaten kurum zarar ediyor. 2,5 sene neden oyaladınız? Şimdiye kadar bu işi bitirmeniz, uzlaşmanız lazımdı. ‘Biz de kuruma külfet getirmeyecek bir sistem üzerinde anlaşıyoruz’ demeleri lazımdı. Fedakârlık yapması lazımdı, ama yapılmadı. Sendikadaki arkadaşlarımız ile de görüşeceğiz. ‘Beni ilgilendirmez, onlar ne yaparlarsa yapsın’ mantığı ile bunları söylemiyorum. Sendikayı ne kadar ilgilendiriyorsa, beni de o kadar ilgilendiriyor. Ben bu şehirde yaşayan vatandaşım. Bu şehrin sosyal ve ekonomik yapısı TTK’ya bağımlı. Bunu ayağa kaldırmamız lazım. Ama birilerinin fedakarlık yapması lazım. İşçi ve işveren kanadından da fedakârlık yapılması lazım… Bu işi böyle kısır çekişmelerle çözemezsiniz, net olacaksınız. İşçi kesimi diyecek ki, ‘Madem kurum zarar ediyor, biz de fedakârlık yapabiliriz, bunu böyle kabul edebiliriz.’ Belli bir yere kadar geldiği zaman zararı minimize edebilirseniz, dönüş trendine girdimi, o zaman deriz ki: ‘Ağır iş kolu bu, buradaki ücretlendirme gözden geçirilmelidir.’ Bu konuda önümüzdeki günlerde tekrar bir görüşme yapılacak. Milletvekili arkadaşlarımla da görüştüm. Gerekiyorsa da, Enerji Bakanlığımızla da görüşeceğiz. Zonguldak’ta açıkçası kurumların arasındaki ahengin, uyumun iyi olması lazım... Yoksa Zonguldak, TTK’nın dışında istihdam olanaklarımız yok. Böyle biraz kenarda kalmış şehir olduğumuz için, ağır sanayinin geldiği bir yerde değil. Filyos’tan bahsediyoruz. Filyos geldiğimiz zaman bir tarlaymış. Hiçbir altyapı çalışması ve bürokrasi çalışma yapılmamış. Adanın tam ortasına radarı koymuşlar, radarı kaldırmak için 1,5-2 sene uğraştık. Ağır aksak gidiyor, hızlanması lazım. İnşallah Kalkınma Bakan Yardımcımızın katkısı ile onu da halledeceğiz. İşçi alımı ile ilgili net bir ifade yok, beklemedeyiz. Kurumun ‘aciliyet arz ediyor’ dedirtmemiz lazım. Enerji Bakanımızın da buna bizzat kendisi sahiplenmesi lazım.”

“SEÇİMLERE 2-3 AY KALA İSİMLERİ AÇIKLAYACAĞIZ”

“Zonguldak’ta adayımızın kim olduğunu sokaktaki vatandaşa sorun, ‘şöyle olsun, böyle olsun’ der. ‘Kim olsun?’ dersiniz, ‘Zonguldak’ta böyle kimse yok’ der. Herkesin kafasında çizmiş olduğu bir tablo vardır, onu ister. Elbette herkesin istediğini ben de istiyorum. Ben bu şehirde Zonguldak’ın sorunlarını giderecek bir belediye başkanı istiyorum ve bunun için çaba sarf ediyorum. Ahmet olur, Mehmet olur, isim zikretmek istemiyorum. 2 kere AK Parti dönemi yaşandı, açıkçası biraz bir şeyler oldu. Beklediğimiz gibi değildi. Ondan sonra CHP belediyesi bu şehrin 4-5 yılını heba etti. Şimdi bir takım rötuşlarla kendini kurtarmaya çalışıyor, ama bundan sonra Zonguldak’ın 5 yılı heba edilmemelidir. İktidar partili bir belediye başkanına burayı teslim ederek, hizmetlerin ivedilikle yapılmasını sağlamalı. Kaldı ki, tünellerde bittiği takdirde, Zonguldak’ta mükemmel bir dönüşüme hep birlikte şahitlik etmiş olacağız. Biz ille de ‘AK Partili bir belediye başkanı olsunda, gerisi hiç önemli değil’ mantığı ile bakmıyoruz. Biz ‘AK Partili Belediye Başkanı ile hizmetleri daha hızlı, daha ivedi bir şekilde kazandırabiliriz’ diye düşünüyoruz. Milletvekili ve Bakanlık ayağında ilişkilerini kolay ulaşabilir ve çözümlerler. Bunlar ulaşamazlar, çünkü 4 yıldan sonra ilk kez milletvekillerimize gittiler İller Bankası’ndan 6-6,5 milyon gibi bir borçlanma konusunda Sayın Milletvekillerimiz yardımcı oldular. Kamuoyunla da paylaşmazlar, çünkü siyasi rantın peşindeler, şehrin kazanımlarında değil. Biz ‘Zonguldak’a hizmet edebilecek iktidar partili bir Belediye Başkanı olmalı’ diyoruz ve bunun çalışmasını yapıyoruz. İsimler belli değil, ama AK Parti olarak Belediye Başkanlarımızı seçimlere 2-3 ay kala belirlemek istemiyoruz. Daha erken dönemde isimler belli olsun istiyoruz. Kamuoyunun nabzı çok önemli... İsmi zikredilen insanlar var kamuoyunda, ‘algılama nedir, kime daha çok teveccüh gösteriliyor?’ onu da görmek lazım.”

“10 YILDIR ZONGULDAK’TA BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPIYORUM”

“Ben İl Başkanıyım ve 10 yıldır Zonguldak’ta Belediye Başkanlığı yapıyorum. Sayın Valimizin, Belediye Başkanının yanına gidenler, bize de geliyor. İş, aş ve ekmek için bize geliyorlar. Bunun dışında biz vatandaşlara özel ve anlamlı günlerde ziyaretler yapıyoruz. Biz sadece icra makamında değiliz. Yol, kanalizasyon yapmıyoruz, zaten bunları Zonguldak Belediyesi de yapmıyor. Benim böyle bir isteğim, hevesim ve arzum yok. Belediye Başkanı adayı olmak içinde yapmıyorum bu çalışmaları. Teşkilatımın başındayım. 2014 yılında yapılacak seçimlerde Zonguldak’ın kazanmasını istiyorum ben. Çünkü 5 yıl heba edildi, bir 5 yıl daha heba edilmemeli. Bu konuda sivil toplum örgütleri de dahil herkesin destek vermesi lazım. Bunu sesli bir şekilde dile getirmesi lazım. Olaylara siyasi ve ideolojik bakılmaması lazım… İktidar partisinden olmayıp başarılı olan iller de var. Ama bizim bölgemizde açıkçası merkezi hükümetin desteği olmadan bu işleri yapmakta biraz zor. Hele bir de beceriksiz, hizmet etmek için gelmemiş, başka niyetle gelmişseniz, bu işleri yapmanız mümkün değil.”

PUSULA’NIN BAŞBAKAN’A MEKTUBU

“Açıkçası doğru yapmamışsınız. Başbakan’a mektup yazmakla şunu demek istemişsiniz. ‘Burada siyasiler, teşkilat, hiç kimse yok. Zonguldak’a sahip çıkılmıyor.’ Bu eleştiriyi Merkez Belediye Başkanına yapsaydınız. Bunu sadece siz değil, sivil toplum örgütleri de yapmıyor. Kent Konseyi’nde zaman zaman şahit oldum. Hiç kimse Belediye Başkanı ile ilgili eleştirilerde bulunmadı, sadece Çevre Koruma Derneği Başkanı Meltem Hanım dile getirdi, onun dışında konuşan olmadı. Oysa şehrin merkezi çok önemlidir. Yerel hizmetleri siz başarılı bir şekilde verirseniz, şehir merkezinde yaşayan insanlar ya da ilçeler ve beldelerde yaşayan insanlar o şehir ile ilgili kanaatleri oluşuyor. Zonguldak’ın merkezi çok kötü olduğu için kanaat kötü. Zonguldak’ta her şey çok kötü… Merkezi hükümette bir şey yapmıyor, belediye de bir şey yapmıyor gibi. Oysa Kozlu’ya gittiğimizde millet Kozlu ile ilgili başka bir şeyler söylüyor. Kozlu da aynı parayı alıyor, Zonguldak da. Niye Zonguldak Belediyesi ile ilgili bu tenkitler ve eleştiriler yapılmıyor? Zonguldak Belediyesi ile ilgili bizim meclis üyesi arkadaşlarımız zaman zaman açıklamalar yapıyor. Sadece o gün yazılıyor, ertesi gün bu konu ile ilgili yazan kimse olmuyor. Çünkü belediye ile ilgili bağları ve işleri var. Kent Konseyi, Zonguldak’ın sorunlarını diyebilmeli ve herkes bu işten rahatsız olmalı. Para var, yer bulup hastane yerini yapamıyoruz. İl Başkanı olarak benim görevim bunları dile getirmek ve paylaşmak. Gerekirse Valiye, Milletvekillerine ve Bakan’a getiririm. Biz burada teşkilat olarak köprü vazifesi görüyoruz.”

Editör: Pusula Gazetesi