CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Zonguldak’taki ziyaretleri kapsamında Karaelmas Gazeteciler Derneği’ni ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tekin, parti içi deklarasyon sorusu üzerine şunları söyledi:
“Parti içi tartışmaların içine girmiyorum. Olabilir. Herhangi bir arkadaşımızın bireysel düşüncesi olabilir. Çok önemli şeyler değildir. Türkiye’nin çok ciddi meseleleri var. Farkında mısınız, değil misiniz? Bilmiyorum. Türkiye yanıyor. Ne olursunuz, herhangi bir AK Partili ile bakanla bir yere gitmek istiyorum. Onların en güçlü olduğu bir yere gitmek istiyorum. Orada kendileri görsün. İşsizlik, yoksulluk, sefalet ve intihar. Bir insan canına son veriyorsa düşünebiliyor musunuz? Hepimizin anneleri ve babaları yemez yedirir, içmez içirir. Bizi okutur. Ekmek sahibi olmasını ister. Atama bekleyen 36 öğretmen intihar etti. Böyle bir ülke olur mu? Herkes borçlu. Verdiler zurna gibi herkesin eline ikişer tane kredi kartı, borçsuz olan kimse var mı? Orta Anadolu yanıyor. Perişan.”

“DÜNYAYI YENİDEN KEŞFEDECEK DEĞİLİZ”
CHP’li Zonguldak Belediyesi’nin hizmetlerinin değerlendirilmesiyle ilgili soruya karşılık veren Tekin, sistemin kötü olduğunu öne sürdü. Şeffaf belediyecilik anlayışının Türkiye’ye yerleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Tekin, şöyle devam etti:
“İyi belediye başkanı kavramı dünyada kapandı. İyi sistem, kötü sistem var. Böyle bir çürümüş sistemin içerisinde hangi belediye başkanının neye göre başarılı olup kriterini neye bağlayacaksınız. Bana başarılı bir belediye söyleyin ben size bin tane şey söyleyeyim. Olmaz böyle şey. Örneğin, Berlin’e gittiğinizde Berlin’deki belediyenin başarı grafiği o belediyenin asfaltı değildir. Mesela bizim belediyelerimiz, bütün belediyeler için geçerlidir. CHP, AK Parti fark etmez. Asarlar. ‘Bu kadar asfalt yaptık.’ Bunu herhangi bir gelişmiş ülkede mizah dergisi birinci sayfasına koyar. Asfalt belediyelerin asli görevidir, çöp toplamak belediyelerin asli görevidir. Bu lütuf değil, anayasal görevdir. Anayasal görevleri bile başarı grafiği olarak koyuyoruz. O yüzden yapılması gereken şudur. Dünyayı yeniden keşfedecek değiliz. Gelin, gelişmiş ülkelerde, İngiltere’deki belediyecilik modeli neyse, Almanya’daki belediyecilik modeli neyse bunu Türkiye’ye yerleştirelim. Şeffaf belediyecilik olsun.”

“VEKİLLER SİYASETEN TUTUKLU”
Tutuklu milletvekilleriyle ilgili Tekin, “Şu anda tutuklu 10 tane milletvekili hukuken tutuklu değildir. Hukuken hiçbir milletvekili tutuklu değildir. Siyaseten tutukludur. Hukuken tutuklu olsa, gidiyorsunuz savcılık belgesi alıyorsunuz, ilçe seçime başvuruyorsunuz, orası il seçim kuruluna başvuruyor. En son anayasa kurumu niteliğini taşıyan Yüksek Seçim Kurulu’na geliyor. Eğer bir ülkede hukuk düzeni varsa, en üst kurul Yüksek Seçim Kuruludur. Burada da onay alıyorsunuz. Milletvekili oluyorsunuz. Mazbatanızı alıyorsunuz. İki tane tayin edilen özel yetkili mahkeme savcısı, ‘Ben bırakmam’, ‘Sen kimsin kardeşim.’ Bir ülkede çift hukuk olur mu? O zaman öbür hukuk işlemez hukuktur. Savcılık, belgesi, yüksek seçim kurulu kapatın gitsin, devredin. Özel yetkili savcılara bırakın. Onun için tutuklu milletvekilleri siyaseten tutukludur. Başbakan’da ifade ediyor zaten, ‘Niye aday oldular’ diyor. Böyle bir hukuk, böyle bir demokrasi olur mu? Öyle umut ediyorum ki yargı sürecine kalmadan tutuklu milletvekilleri serbest bırakılır diye düşünüyorum” diye konuştu.
Editör: Pusula Gazetesi