Devrekli Şair Rüştü Onur, merkezi İstanbul Pendik’te bulunan, Zonguldak İli Devrek İlçesi Sosyal Kültürel Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği tarafından düzenlenen bir panelle anıldı.

Dernek Lokali’nde düzenlenen panelin açılış konuşmasını Zonguldak İli Devrek İlçesi Sosyal Kültürel Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Vedat Atasoy yaptı.

Atasoy şunları söyledi:

“Dernek olarak kuruluşundan bu yana ilk kez bir panel düzenliyoruz. Devrek’imizin yetiştirdiği güzide şairimiz Rüştü Onur’u ölümünün 70’inci yıldönümünde, İstanbul’da yaşayan hemşehrileri olarak anmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bu vesile ile Devrek’ten değerli şair ve gazeteci İbrahim Tığ ile Şair-Yazar Leyla Şahin’i davet ettik, sağ olsunlar, onlarda bizleri kırmayarak buraya gelip Rüştü Onur’u anlatacaklar. Kendilerine İstanbul’da yaşayan Devrekliler adına çok teşekkür ediyorum”

“Rüştü Onur, Sanatı ve Yaşamı” konulu panelde konuşan TYS Yönetim Kurulu Üyesi-Şair Leyla Şahin, Rüştü Onur’a, Devreklilerin gerçek anlamda sahip çıktıklarını ve İstanbul’da yaşayan Devreklilerin de böyle güzel bir etkinlikle onu anmalarının büyük bir değerbilirliğin göstergesi olduğuna vurgu yaptı.

Şahin, şöyle konuştu:

ŞAHİN: “BİR DİLİN TAŞIYICISI ŞAİRLER VE ŞİİRLERDİR”

“Rüştü Onur, çok genç ölmüş bir delikanlı. Devrekli aydınlar, yazarlar bu anma törenine bir zenginlik kattılar. Rüştü Onur, türküsünü yarım bırakıp gitti. Acı bir yazısı vardı. O yazısını yaşayarak gitti. Fakat birlikte yola çıktığı iletişim içinde olduğu arkadaşları, şiirlerini tamamladılar. Yalnızca tamamlamak değil, o kişiler modern Türk edebiyatının, yani cumhuriyet sonrası Türk edebiyatının, Türk dilinin ve Türk şiirinin kalıplarıdır. Bir dilin taşıyıcısı şairler ve şiirlerdir. Eğer 13’üncü yüzyılda Anadolu’ya Yunus gibi bir ozan gelmeseydi, Türkçe arkaik bir dil olabilirdi. Türkiye, Nazım Hikmet gibi, Necip Fazıl gibi bir ozanı, Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi ozanları çıkarmıştır.”

Gazeteci-Şair İbrahim Tığ da, Zonguldak’ın sadece emeğin başkenti olmasıyla değil, Devrek’in de baston ve simidiyle değil, kültür ve sanat alanında da önemli şahsiyetler yetiştirdiğini belirterek, Rüştü Onur ve Müfide Güzin Anadol’un da Devrek’in yüz akı sanatçıları olduğuna işaret etti.

Tığ şöyle konuştu:

TIĞ: “DEVREK’TE ÖNEMLİ ŞAİR VE YAZARLAR YAŞADI”

“Zonguldak, cumhuriyetimizin ilk vilayeti... Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Zonguldak kültür ve sanat yönüyle de oldukça zengindir. Zonguldak’ta o dönemde gazeteler ve kültür sanat dergileri yayınlanmış, canlı bir kültür merkezi olmuştur. Halkevi dergisi olan Karaelmas, Doğu Dergisi, Bucak, İnci gibi dergiler, kaliteli yerel gazeteler, Halkevi’nin aralıksız sürdürdüğü kültür-sanat etkinlikleri bu canlılığı yaratan kaynaklardı. Devrek’e gelince, Devrek’te de önemli şair ve yazarlar yaşadı. Rüştü Onur, Müfide Güzin Anadol, Sabahattin Batur, Zihni T.Anadol, Mithat Yaban, Sami Sülük, İbrahim Tığ, Devrek doğumlu. Mehmet Seyda, Devrek’te memurluk, Mehmet Yaşar Bilen de öğretmenlik yaptı. Tatar Ramazan’ın yazarı Kerim Korcan, Bekir Coşkun, Ahmet Özer de Devrek’te askerlik yapan sanatçılarımızdır. 1942’de 22 yaşındayken veremden yaşama veda eden Rüştü Onur, kısa yaşamında dikkat çekecek kadar iyi şiirler yaratmış, bugün artık Türk şiirinin ve edebiyatının önemli isimlerinden olan Salah Birsel, Necati Cumalı, Oktay Rifat, Behçet Necatigil, Muzaffer Tayyip, Kemal Uluser gibi isimlerle arkadaşlıklar etmiştir.”

Tığ, Devrek’in kültür ve sanata verdiği önemi aktarma kaygısıyla Devrek’in yılmadan usanmadan 25 yıldan beri kültür-sanat etkinlikleri düzenleyen bir kent olduğunu ve Rüştü Onur için de 6-7 yıldır etkinlikler düzenlendiğini söyledi.

Özellikle yoksulluk yüzünden, ince hastalığa tutulup ölmenin neredeyse bu şairlerin kaderi haline dönüştüğünü belirten Tığ, veremin yerini daha ileri de kanserin aldığını söyledi. Tığ, Madımak’ta katledilen şairleri de hatırlatarak, “Şiiri ve şairi bol olan bir memleketteyiz. Aziz Nesin’in dediği gibi bu ülkede her üç kişiden dördü şairdir. Özellikle genç yaşlarda herkes şiire başlamış, fakat bunu sürdürememiştir. Çünkü şiir ilerleyen süreçte yazarının sesi olmak, kimliği ile örtüşmek ister. Bunu gerçekleştiremeyen şair şiirden kopar” diye konuştu.

“RÜŞTÜ ONUR, EDEBİYATIMIZDA HAKLI YERİNİ ALMIŞTIR”

Konuşmasında, 22 yaşında veremden hayatını kaybeden Rüştü Onur’un, kendisi gibi genç yaşta veremden ölen arkadaşı Muzaffer Tayyip Uslu ile birlikte ölümlerinden sonraki yıllarda yayımlanan her şiir antolojisinde kısa yaşam öyküleri ve şiirleriyle “Zonguldaklı şairler” olarak haklı yerini aldıklarını belirten Tığ, Rüştü Onur’u şöyle anlattı:

“3 Ağustos 1920 tarihinde Devrek’te dünyaya geldi. Babası, bir köy öğretmeni olan Mehmet Emin Onur, annesi Fikriye Hanım’dır. Ailenin en büyük çocuğu olan Rüştü Onur’un Hüseyin ve Saffet adında iki erkek kardeşi vardır. İlköğrenimini 1932’de Devrek’te tamamladıktan sonra Kastamonu’da başladığı ortaöğrenimini Zonguldak’ta, Mehmet Çelikel Lisesi’nde sürdürdü. Vereme yakalandığı için 1938’de öğrenimine bir yıl ara vermek zorunda kaldı; ertesi yıl tekrar okula başlasa da, artık okul havasından uzaklaştığı için öğrenimine devam edemedi. Okulu bıraktı ve ‘Maliye Varidat Memur Muavini’ olarak Ereğli Kömür İşletmeleri´nde çalışmaya başladı. Hastalığının şiddetlendiği 1941-1942 yıllarını iş ve hastane arasında geçiren Onur, Mehmet Çelikel Lisesi’nde bir sene öğretmenlik yapan Behçet Necatigil ve yakın arkadaşı şair Muzaffer Tayyip Uslu ile birlikte Zonguldak’ta çıkan dergi ve gazetelerde ve İstanbul’da yayımlanan Değirmen mecmuasında şiir ve yazılar yayımladı. Sağlığı kötüleşince, İstanbul’a giderek Heybeliada’daki Senatoryumda tedavi gördü. Senatoryumda bulunduğu sırada tanıştığı, aynı kurumda tifodan yatmakta olan Mediha Sessiz ile nişanlandı. Aynı yıl İstanbul’a giderek nişanlısının evine yerleşti. Nişanlısının 3 ay sonra tifodan ölümü üzerine kendi durumu da ağırlaştı. Beşiktaş’ta Şair Leyla Sokak’taki evinde 2 Aralık 1942´de yaşamını yitirdi. Ortaköy Mezarlığı’na defnedildi. Salah Birsel 1956´da şiirlerini ve diğer yazılarını ‘Rüştü Onur’ adlı bir kitapta topladı. Rüştü Onur hastalığı nedeniyle yaşamının çok kısa olacağını bilerek yaşadı ve şiirlerine de bu duyguyu yansıttı. Adı, ölümünden sonra hep kendisi gibi genç yaşta ölen şair arkadaşı Muzaffer Tayyip Uslu ile anıldı.”

Panel sonrasında, Dernek Başkanı Vedat Atasoy, Leyla Şahin ile İbrahim Tığ’a birer plaket sundu. Konuşmacılara yoğun ilgi gösteren gurbetteki Devrekliler, hemşehrileri Rüştü Onur’u tanımaktan mutluluk duyduklarını dile getirerek, bol boş alkış da bulundular. Paneli izleyenler arasında Devreklilerin çok sevdiği öğretmeni Hanife Aydemir de bulundu.
Editör: Pusula Gazetesi