TBMM Genel Kurulu’nda, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün tersanelerle ilgili araştırma önergesinin meclis gündemine alınması için yaptığı konuşmanın ardından grup kararıyla aleyhte konuşma yapan AK Parti Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın kavgacı tutumu nedeniyle yatırımcıların gelmediği yönünde eleştiride bulunmuştu. Ulupınar’ın mecliste yaptığı konuşmanın arkasında durduğunu açıklamasının ardından bu defa Posbıyık’tan sert yanıt geldi.

Özellikle festivallerde esnaftan zorla para aldığı, para vermeyen esnafın dükkanının önünü kazdırdığı yönünde açıklama yapan Özcan Ulupınar’ı sokak ağzıyla konuşmakla suçlayan Halil Posbıyık, “Hep dediğim gibi babasından izin almadan bir yere gidemez, bebektir, daha gelişmemiştir, ama ispat ederse Özcan Ulupınar’ın elini öpeceğim. Ama bunu söyleyip de ispat edemiyorsa o insana şerefsiz diyorum” dedi.

Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Özcan Ulupınar’ın eleştirileriyle ilgili Pusula’ya konuştu. Posbıyık’ın çok sert eleştirileri şu şekilde:

“SOKAK AĞZIYLA KONUŞAN ULUPINAR’A AYNI ŞEKİLDE CEVAP VERECEĞİM”

“Benim Özcan Ulupınar’la böyle bir tartışmaya girmem çok ilginç bir şey diye düşünüyorum. Çünkü ben milletvekili olsam, bir ilçe belediye başkanını muhatap alıp böyle basit durumlara düşmek istemezdim. Maalesef bunu Özcan Ulupınar arzu ettiği için ben de onun sokak ağzı üslubuyla cevap vermek istiyorum. Yoksa benim yapıma, siyasal terbiyeme bunlar uymaz. Özcan Ulupınar, daha çocuk olduğu için, sokak ağzıyla konuştuğu için onun lisanıyla cevap vermem lazım. Özcan Ulupınar bir defa şunu bilsin, AK Parti içerisinde milletvekili ve bakan düzeyinde çok yakınlarım. Belki çok iddialı olacak, ama yarın istersem AK Parti’nin en üst noktasındaki insandan da randevu alıp yanına gidebilirim. Bir milletvekilinin dahi randevu dahi alamayıp gittiği yerlere gidiyorum. Son zamanlarda Bakan Yardımcısı ve Müsteşar’la yaptığım görüşme neticesinde onları çok büyük korku sardığını düşünüyorum. Bana son zamanlarda AK Parti’den Bakan ve Müsteşar düzeyinde telefon eden insanlar, ‘Halil, canını sıkma. Ne yazık ki, TBMM tarihinde bir milletvekili kendi yöresinin sorunlarını tartışmak üzere kürsüye çıkıp da kendisinin bir ilçe belediye başkanını topa tutması, ona hakaretler yağdırması yoktur’ diyorlar. Muhatabı olmayan bir ilçe belediye başkanını topa tutması inanılmaz bir olay. Halil Posbıyık onun sayesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi kayıtlarına geçti. Samimiyetimle söylüyorum, AK Partili milletvekillerinden bu şekilde cevaplar alıyorum. Hemşehrim olması nedeniyle düştüğü duruma üzülüyorum.”

“ULUPINAR’IN BUNDAN SONRAKİ SİYASİ HAYATINI SONA ERDİRİYORUM”

“Beni Zonguldak’taki AK Partililer sevmiyor. Ankara’daki AK Partililer, sağ olsunlar, çok seviyorlar ve değer veriyorlar. AK Parti İl Başkanı Hamdi Uçar da sürekli bana saldırmaya çalışıyor. Sebebini de çok net biliyorum. ‘Halil Posbıyık’ın sağı-solu belli olmaz. Buradan milletvekili, il başkanı olur ve bizim anamızı ağlatır’ diye beni yok etmeye çalışıyorlar. Ama onlar hafif kalırlar. Ben onları yerlerinden kaldırırım. Mesele Özcan Ulupınar’ın bundan sonraki siyasi hayatını sona erdiriyorum. O kadar iddialıyım ve inatçı bir politikacıyım. Ne olacağını kendisi de bir bir görecek.”

“BENİM İŞLERİME BURNUNU SOKMASIN, BURNUNU KIRARIM”

“Açıklamalarında, ‘Erdemir’i Halil Posbıyık mühürlüyor’ diyor. Sen kimsin? Erdemir, Ereğli hudutları içerisinde. Ereğli Belediye Başkanı da benim. İçişleri Bakanlığı bana bir yetki vermiş ve seçmen de beni büyük bir çoğunlukla seçmiş. Erdemir’i, sokaktaki esnafı mühürlerken senden mi emir alacağım? Kanunsuz olan her yeri mühürlerim. Özcan Ulupınar bana vız gelir, tırıs gider. Benim işlerime burnunu sokmasın. Ben burun kırmasını çok iyi bilirim. Zonguldak siyasi tarihine bir bakarsa, çok insanın burnunu koparmışımdır. Onun da burnunu koparırım. Çocuksu hareketlerde bulunmasın. Polemik yaratıyorlar. Zonguldak’ta en güçlü siyasetçi Halil Posbıyık... Halil Posbıyık’a saldırırlarsa ‘meşhur oluruz’ diye düşünüyorlar.”

“SEÇİMDE DEVREK’E DE DESTEK OLUP SEÇİMİ KAZANDIRACAĞIM”

“Özcan Ulupınar, babasını da alsın gelsin. Yanına Hamdi Uçar’ı da alsın. Yanına başka almak istediği kişi varsa, buyursunlar, hep beraber Ereğli’ye gelsinler. Halil Posbıyık’a buradan eğer yüzde 75’in altında oyla çıkarsa, belediye başkanlığı falan yapmam. Ama onlar korksunlar, Devrek’te de seçimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne kazandıracağım. Seçimde Devrek’e de yardım edeceğim. Bunları da Özcan Ulupınar’ın burnundan getirmek için, siyasi hayatına son vermek için bunları yapacağım. Bu saygısızlıklarının cevabını net bir şekilde vereceğimden emin olsun.”

“ULUPINAR DA BABASININ TİCARİ ÇIKARLARI İÇİN KAVGA EDİYOR”

“Açıklamalarında, ‘Ereğli’den de bana mesajlar geliyor’ diyor. Ereğli’de de onun gibi Ereğli düşmanları var. Ama bunları ağır ağır ayrıştırmaya başladık. Benim için ‘durmadan kavga ediyor’ diyor. Ben Zonguldak ve Ereğli halkının çıkarları için kavga ederim. Ama o da kavgacı. Kiminle kavga ediyor? Şu andaki belediye başkanı ile kavga ediyor. Neden? Çünkü babasının şirketlerinin karşısındaki bir işadamının benzin istasyonuna ‘ruhsat verdi’ diye belediye başkanıyla kavga ediyor. Demek ki, o da babasının çıkarları, ticari çıkarları için kavga ediyor. Ben Ereğli ve Zonguldak halkının mağduriyeti için delikanlılar gibi kavga ediyorum. Allah’tan başka kimseden de korkmuyorum. Herkesle de kavga etmeye devam edeceğim.”

“SEN KAÇ DEFA EREĞLİ’YE GELDİN Kİ, ARKA SOKAKLARDAN BAHSEDİYORSUN?”

“İkide bir ‘arka sokaklarına baksın’ diyor. Özcan Ulupınar, seni Ereğli halkı seçti. Çünkü 3’üncü sırada Neriman Posbıyık ve sen vardın. Ereğli’deki AK Partililer, particilik yaptılar ve Özcan Ulupınar’ı seçtiler. Ama sen kaç defa Ereğli’ye geldin ki? 2 defa düğüne geldin ve 10’ar dakika kaldın. 1 defa da yarım saat Devrekliler Derneği’ni ziyaret ettin. Semerci’yi dışarıda tutuyorum. Ama sen gel ve senin döneminde yaptığın en şık cadden hangisi? Benim arka sokaklarımdan herhangi birisini senin yaptığın en güzel caddelerden biriyle karşılaştıralım ve aradaki farkları görelim. Sokak ağzıyla konuşup duruyorsun. Benim arka sokaklarımda yüzde 100 kanalizasyon bitmiş. Yüzde 100 su, asfaltlama işim bitmiştir. Biz sosyal işlere başlamışız. Sen bu işlerden ne anlarsın? Her verdiğin cevaba da Ereğli düşmanı olduğun için cevap vereceğim.”

“GEL DE SANA BİRGÜN EREĞLİ’Yİ GEZDİREYİM”

“Benim için ‘Pazaryerini yapmadı’ diyor. Senin dünyadan haberin yok. Zonguldak’tan, Ereğli’den haberin yok. Batı Karadeniz’in en güzel kapalı pazaryerini yaptım. Esnaf her gün ‘Allah razı olsun’ diyor. Gel de sana bir gün gezdireyim. Terminalin ihalesi yapılıyor ve yakında temeli atılmak üzere. Puan kazanacağım falan diye düşünüyor. ‘5 milyon lira hastane yerinden aldı’ diyor. Siz belediye başkanlığını bilmezsiniz ki. Siz saf saf hastane yaptırmak için devlete bedava yer verirsiniz. Ben devlete neden bedavadan yer vereyim ki? Türkiye’de tekmişim ve ben tek olmaktan mutluluk duyuyorum. Ereğli halkının vermiş olduğu vergilerle almış olduğum yeri devletin yapması gereken hastane yerini bedava verecek kadar akılsız bir adam değilim ki. Paşa paşa parayı verecek ve benim dediğim yere yapacaklar. Paşa paşa da parayı aldım ve hastaneyi yapıyorlar. Bu belediyeciliktir ve işi bilmektir. Ereğli halkı sayesinde milletvekili oldunuz, ayaklarınız yerden kesildi. Şimdide konuşup duruyorsunuz.”

“İSPAT EDERSE ELİNİ ÖPECEĞİM. EDEMEZSE ŞEREFSİZDİR”

“Yine ‘Festivalde esnaftan para topluyor’ diyor. Benim festivallerim milyonluk festivaller. Esnafın vereceği 300-500 lirayla bu işler olmaz. Ereğli’den aldığım sadece müteahhitlerin verdiği 10’ar bin liradır. Bana İstanbul ve Ankara’daki işadamları hediye ederler. Geçen sene Orhan Gencebay ilk defa geldi ve bu bize bir hediyedir. Serdar Ortaç yine bir firma tarafından hediyedir. Bu bir beceri meselesidir. Özcan Ulupınar, bunları rüyasında halledemez ki. Ufku geniş değil ki. Ama bana bir ithamda bulunuyor ve ben bunun altında kalamam. ‘Esnaftan para alıyor, alamadıklarının da dükkanının önünü kazdırıyor’ diyor. Eğer bunu ispatlarsa, yaşça çok küçük ve hep dediğim gibi babasından izin almadan bir yere gidemez, bebektir, daha gelişmemiştir, ama ispat ederse Özcan Ulupınar’ın elini öpeceğim. Ama bunu söyleyip de ispat edemiyorsa, o insana ‘şerefsiz’ diyorum. Esnaftan bir tek lira para almam. Zorla para hiç almam. Ben onlar gibi biat adamı değilim. Demokrat bir adamım.”

“MAHKEMEYE GİDİYORUZ VE HESABINI SORACAĞIM”

“Kendileri gittiler Tuzla için gensoru önergesi verdiler. ‘Tuzla tersaneleri perişan vaziyette’ dediler ve araştırma komisyonu kurdular. Şu anda Tuzla Tersaneleri çalışıyor. Ereğli tersanelerinde de işten atılan montajcı ve kaynakçılardan Tuzla’ya adam gönderdik. Ereğli’nin de bir araştırma önergesine ihtiyacı var. Cumhuriyet Halk Partisi grubu bu önergeyi verdi. Özcan Ulupınar, en fazla oyu Ereğli’den almasına rağmen Ereğli’de 7 bin kişi işsiz kaldı ve araştırma önergesi kurulmasın diye ret oyu verdi. Bunu Ereğli hayatı boyunca unutmayacaktır. Özcan Ulupınar’a teklif ediyorum ve delikanlıysa beni dinlesin. ‘Mecburen grup kararıyla ret etmek zorundaydım’ diyor ve tamam, ben bunu kabul ettim. O zaman delikanlıysa, Ereğli’den aldığı oyların karşılığını vermek istiyorsa, yeni bir araştırma önergesi versinler ve araştırma komisyonunu kursunlar. Eğer bunu yapmazsa, Özcan Ulupınar’ı affetmemiz mümkün değil. Bu yaptıklarını da hiç ona yakıştıramıyorum. Koskoca meclis kürsüsüne çıkıyor cav cav ediyor. Bu kadar sorun varken, tutmuş bir tane gariban ilçe belediye başkanına küfrediyor. Biz de mahkemeye gidiyoruz ve mahkemede bunun hesabını soracağım. Avukatlarım çalışıyorlar.”

“YA YAHYA BAŞ YALAN SÖYLÜYOR YA DA ÖZCAN ULUPINAR YALAN SÖYLÜYOR”

“Buradan yine açıkça hodri meydan çekiyorum. Ya Ulaştırma Bakan Yardımcısı Yahya Baş yalan söylüyor ya da Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar yalan söylüyor. Sayın Yahya Baş’a ziyarete gittim ve aynen şunu söyledi: ‘İrfan Erdem tersane dosyası göndermiş de sanki beni de Başbakan yollamış ve öyle gitmişim. Alakası yok Halil. Zonguldak’ta Şükrü Hocanın karısı benim teyzem ve ben onu görmeye gittim. Bir de Zonguldak’ta bir kavşak vardı, ona bakacaktım. Ama baktım Sayın Vali’yle birlikte Sayın Milletvekilleri beni karşıladılar ve şaşkına döndüm. Tersanelerin durumundan haberim yok. İrfan Erdem’in dosyasını da bana orada verdiler. Başbakan’a ya da bana o dosya gelmedi. Benim tüm bunlardan haberim yok.’ Özcan Ulupınar da, ‘İl Başkanı ve Milletvekillerimizle birlikte biz getirdik’ diyor. Açık söylüyorum; ya Ulaştırma Bakan Yardımcısı Yahya Baş yalan söylüyor ya da Özcan Ulupınar yalan söylüyor. Benim yalancı politikacılarla işim yok. Ben Ereğli’ye Zonguldak’a ihanet eden politikacıları yok etmek ve kavga etmek durumundayım. Zonguldak düşmanlarıyla kavga etmekte bana büyük bir keyif veriyor. Hiç ara vermeksizin de kavgaya devam edeceğim.”

“DÜĞÜNE, BAYRAMA GELSİN, AMA SİYASET İÇİN EREĞLİ’YE GELMESİN”

“Önceki gün akşam Sayın Valimizle birlikte Ereğli’delerdi. Düğüne katıldılar. Aynı masadaydık. Bana çok saygılı davrandı ve bende medeni insanlar gibi ‘merhaba, hoş geldin’ dedim. Vali’yle beraber düğüne diye geldi, ama siyaset için Ereğli’ye gelmesin. Ereğlileri bilinçlendirdim. Ona çok büyük tepki göstereceğiz. Düğünlere, bayramlara gelebilir. Onun dışında gelmesin. Sivil toplum örgütleri hazırlık yapıyor. Çok büyük tepki göstereceğiz.”

“POLİTİKAYI AĞZINA, YÜZÜNE, GÖZÜNE BULAŞTIRIYOR”

“Almanya’ya gittik. Herkes çıktı güzelce konuştu. En son o çıktı, yarım saat konuştu. AK Parti’nin Türkiye’ye getirdiklerini anlattı. Hadi o neyse de Zonguldak’a getirdiklerini anlattı ve anlattığı Zonguldak sırça köşkler gibiydi. Ben ‘bu Zonguldak’ta mı yaşıyorum acaba?’ diye kendi kendime şüpheye düştüm. Bütün millet ‘politika mı yapmaya geldi bu insan?’ diye homurdanmaya başladılar. Düzeyini bilmiyor. Olmaması gereken yerde küçük aklıyla politika yapıyor. Ağzına, yüzüne, gözüne bulaştırıyor.”

Editör: Pusula Gazetesi