TMMOB Mimarlar Odası İl Temsilcisi Turan Demirtaş, Kent Konseyi Başkanı Yesari Sezgin’in Tekel binası, Fevkani Köprüsü, İmar Komisyonu toplantıları gibi birçok konuda yaptığı açıklamalara yanıt verdi.

Başkan Yesari Sezgin’in belgelerle konuşmasını istediğini ve belgelerle tek tek her şeye açıklık getireceğini ifade eden Demirtaş, dinamik, yanlışlara müdahale eden, hesap soran, haksızlıklara tepki gösteren bir Kent Konseyi olmasını beklediğini dile getirdi.

Öncelikle Zonguldak için iyiyi, güzeli, doğruyu bulmaya çalışan iki meslek odası olduklarını ve birbirlerine karşıymış, çekişiyormuş gibi gösterilmesinin çok yanlış olduğunu vurgulayan Demirtaş, “Görüşlerimizde, bakış açılarımızda farklılıklar olabilir. Oluyor da. Bunlar çok doğaldır” dedi.

Demirtaş, açıklamasında şunları söyledi:

“İTİRAZLARINDAN VAZGEÇMELERİNİ ÖNERİYORUZ”

“Belediyenin buradaki kamu binalarını istimlâk etmesi, kamu kurumlarını tahliye etmesi, binaları yıkıp meydan yapması imkânsız… Mucize olur. Kent Konseyi itirazlarla, mahkemelerle fırsatı kaçırtırsa, buralar uzun yıllar yine böyle kalır. Onun için, ‘Kent Konseyi, kentin önünü açmalı’ dedim. Yıllardır olduğu gibi, yine oturarak, boşa konuşarak, mucizeler bekleyerek yıllar kaybetmeyelim. Önümüze gelen fırsatı değerlendirelim. Biz Vali Bey’in desteği ve isteği ile gündeme gelen Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün plan değişikliği önerisini, kentte ileriye yönelik dönüşümün başlangıcı olarak görüyor, olumlu buluyor ve destekliyoruz. İtirazcılara da, bu projeyi bir kere daha değerlendirmelerini, itirazlarından vazgeçmelerini öneriyoruz.”

“TOPLANTILARA NEDEN ÇAĞIRMADIKLARINI SÖYLESİNLER, ÖĞRENELİM”

“İmar Komisyonu toplantılarının, ne zaman yapılacağı söylenmediğinden, öğrenme imkanımız olmuyor. Belediye Başkanlığı’ndan yazılı taleplerimiz olmasına rağmen yine de haberdar edilmiyoruz. Yasal olarak toplantılara katılma, olup biteni öğrenme, görüş bildirme hakkımız var. Neden istemiyor, ne sakınca görüyor, bilmiyoruz. Nedeni; ‘kamu aleyhine, kişisel çıkarlara dönük yanlış işlere karşı çıkmamız, yargıya taşımamız olabilir’ diye düşünüyoruz. Nedenini söylerlerse, biz de öğreniriz.”

“MADEM BU KADAR ISRAR EDİYOR, BELGELERLE KONUŞUYORUM”

“Polemik yaratmak istemezdim. Ama madem bu kadar ısrar ediyor, belgelerle anlatayım. Kent Konseyi’nin imar, planlama ve ulaşım çalışma gurubundaki arkadaşlarla birlikte, Zonguldak’ın otopark sorunu çözümü için görüş ve önerilerimizi yazdık. Yazımızda özetle; belediyeye yanlışlarını gösterdik, ne yapılması gerektiğini yazdık. Özetle; Otopark Yönetmeliği’nin ve tebliğinin tüm hükümlerine özellikle ve mutlaka uyulmalıdır. ‘Binaları kullananların ihtiyacı otoparkların, parselinde veya binada çözümlemeleri esastır’ hükmü, öncelikle ve kesinlikle uygulanmalıdır. Binaların bodrum ve zemin katları, ticarethane, mesken, özel garaj gibi özel amaçlar için kullanılıyorsa, ‘binada otopark yapılacak yer yok’ gibi gerekçeler kesinlikle kabul edilmemelidir. Öncelik; otopark yapımında ve ortak kullanım ihtiyaçlarını karşılamakta olmalıdır. Belediye, otopark yapmak üzere aldığı paralarla otopark yapmalı, paraları başka amaçlara kullanmamalıdır. İmar planlarında genel ve bölgesel otopark yerleri belirlenmelidir. ‘Binaları kullananların otopark ihtiyacı sayıları günün şartlarına göre yeniden belirlenmelidir’ dedik. Hazırladığımız yazılı metin, Kent Konseyi Genel Kurulu’nda okundu, oylandı ve oybirliği ile kabul edildi. Belediyeye, oybirliğiyle kabul edilen metnin gönderilmesi gerekirken, Yesari Sezgin imzası ile gönderilen şu yazıda, anlamının değiştiğini, yolunmuş kuşa döndüğünü gördük.”

“KARARI DEĞİŞTİRME YETKİLERİ YOK”

“Ne onun, ne Yürütme Kurulu’nun, Genel Kurul’un aldığı kararı değiştirmeye, istedikleri şekilde yazmaya yetkileri yok. Kent Konseyi Yönetmeliği’ni birlikte okuyoruz: Madde 11-(2) Yürütme Kurulu, Genel Kurul’un gündemini tespit eder ve Genel Kurul tarafından oluşturulan görüşleri ilgili belediyeye sunar ve uygulamayı izler. Başkan ve Yürütme Kurulu’nun görevleri bunlar. Ama Genel Kurul kararının belediyeye farklı şekilde yazılıp gönderildiğini işte belgelerde görüyorsunuz. Belediyeye gönderilen yazının, Genel Kurul’dan çok önce hazırlanmış olduğunu da göreceksiniz. Genel Kurul’un yapıldığı, kararın alındığı tarih, 28 Ekim 2010, belediyeye gönderilen karar yazısının üstündeki tarihi görüyorsunuz; 17 Ocak 2010. Böyle bir şey nasıl olur, neden olur, yorumu size bırakıyorum.”

“BELEDİYENİN KARARI, ‘AT ÇÖPE, GİTSİN’ GİBİ OLMUŞ”

“Belediye de yazıyı ciddi bulmamış ki, dikkate almamış: ‘Belediyemiz imkanları dahilinde yapılabileceği, etaplar halinde yapılan ıslah planlarının uygulaması aşamasında göz önüne alınmasına’ kararı vermiş. Biz belediyeye ‘yasalara uyun, yasaları uygulayın’ diyoruz, belediye ‘imkanlar dahilinde ileride’ diyor.

Genel Kurul’da oybirliği ile kabul edilen metni göndermez, yetkin olmadığı halde böyle yazar gönderirsen, belediye de böyle karar alır. Belediyenin kararı, ‘at çöpe, gitsin’ gibi olmuş.”

“ZONGULDAK BELEDİYESİ’NİN, YARINLAR İÇİN BİR İMAR PLANI YOK”

“İmar, Planlama Çalışma Gurubu olarak yaptığımız araştırmalarda, Zonguldak’taki kentsel sorunların en önemli nedeninin plansızlık ve yanlış, yasa dışı uygulamalar olduğunu gördük. Zonguldak Belediyesi’nin, yarınlar için iyi hazırlanmış bir imar planı yok. Daha da tehlikelisi, planlamaya inanan, planlamayı savunan bir yapısı da yok. Yıllardır, planlara pilav olarak bakıldı. Adamını bulan, parasına kıyan istediğini yaptırdı. Halkın bilgisi olmadan, planlar yapıldı, planların birçok yerleri, birilerinin çıkarına değiştirildi. Zonguldak’ın sağlıklı kentleşememesinin asıl nedeni bunlar. Sorunun çözümü, öncelikle katılımcı, şeffaf belediyecilik... Raporumuzda özünde bunları vurguluyor, Belediyeyi, halkı bilgilendirerek, danışarak, paylaşarak çalışmaya davet ediyorduk. Ama nedense yazımız ötelendi, törpülendi, genel kurul gündemine alınmadı. İlgili dairesine gönderilmek üzere belediyeye verildiği söylendi. Belediye Meclisi’nde hiç görüşülmedi. Çalışma Grubu’nun Ocak ayında yapılacak Genel Kurul’a sunulması için hazırladığı raporu görüyorsunuz. Bu da belediyeye, ilgili daireye verilmesi istemiyle yazılan yazı. Törpülendikten sonra ne hale geldiğini görüyorsunuz. Biz neyi amaçlıyoruz, gönderilen yazı ne diyor iyi değerlendirilmesini istiyorum. Hâlbuki 2 sayfalık raporumuzda yazılanlar özetle; Planlamada ve plan değişikliklerinde yapılan yanlışlardı. Kamu yararına olmayan kişi çıkarına dönük plan değişikliklerinin yapılmamasıydı. Belediye yönetimde, katılımcı, şeffaf, danışan, hesap veren, ortak akılla hareket eden anlayışın ilke edinilmesiydi. Belediyenin plan ve değişiklikleri, mecliste görüşülmeden, kararı almadan önce halkla paylaşılması, halka danışarak, ortak akılla karar verilmesiydi. Bunun için düşünülen plan değişikliğinin ilgili muhtarlıklarda 1 hafta süreyle askıya çıkarılması, ayrıca bu bir haftalık sürede ilgili mimar ve mühendis odaları ve baro temsilcilerinden oluşturulacak bir komisyonun veya kent konseyi imar, planlama ve ulaşım çalışma gurubun görüşünün alınmasıydı. Geçmişte plan değişiklikleriyle, daha fazla katlı, daha büyük kullanım alanlı inşaat yapma izni verilerek, yaşam alanları yok edilerek yaşanmaz duruma getirilen ve şu anda yaşayanlarına bile insanca yaşamları için gerekli temel hizmetleri yeterince veremeyen kesimlerde, olumsuzluklar giderilmeden, kat veya yapı kullanma alanı artışı şeklinde plan değişiklikleri yapılmamasıydı. Belediyenin yasalara uyması, yasaları uygulamasıydı. İmar Kanunu’nun ve İmar Yönetmeliği’nin kesin hükmü, imar adalarında parselasyon planları yapılmadan yapı ruhsatı verilmemesiydi. Gördüğünüz gibi, hiç para harcama gerektirmeyen bu önerilerimiz bile törpülendi, ısrarımıza rağmen genel kurul gündemine alınmadı. Belediyenin ilgili dairesine gönderilen, belediye meclisinde bile görüşülmeyen yazında da ciddiye alınmadığını görüyoruz.”

“AYNI YANLIŞLAR YİNE DEVAM EDİYOR”

“Belediye, Kent Konseyi’nin kararına uymuyor. Aynı yanlışlar yine devam ediyor. Belediye parayı alıyor, binalara otoparklarını yaptırmıyor. Binalarda otopark olması gereken yerler, konut, ticarethane veya özel garaj olarak yapılıp, satılıyor. Araçlar da mecburen yollara park ediliyor. Zonguldak, her geçen gün daha da çözümsüzlüğe, yaşanmazlığa itiliyor. Planlamayla ilgili önerilere de uyulmuyor, yanlışlar devam ediyor. Bunlar Zonguldak’ın geleceği açısından çok önemli konular. Kent Konseyi’nin, kararının takipçisi olması, belediyeyi ikaz etmesi, yine de düzelmezse suç duyurusunda bulunması gerekirdi. Ama uyarılarıma rağmen bunlar yapılmadı. Nedense hala da yapılmıyor. Birileri engel mi oluyor dersiniz?”

“HAKSIZLIKLARA TEPKİ GÖSTEREN BİR KENT KONSEYİ OLMASINI BEKLİYORDUM”

“Dinamik, yanlışlara müdahale eden, hesap soran, haksızlıklara tepki gösteren bir Kent Konseyi olmasını bekliyordum. Ama maalesef. Şu küçük örnek bile, sanırım başarıları hakkında size fikir verir. Konseyin internette web sitesi vardı. Çok eksiği olsa da, çalışmaları, duyuruları, haberleri oradan da takip edebiliyorduk. Nedense, 4-5 aydır kapalı. Bunu açmıyor, açmayı bile beceremiyorlarsa, halkın bilgi sahibi olması istenmiyor, engelleniyorsa, sorunuzun cevabını siz verin. Şu yapılsın, bu yapılsın kararı alıp, belediyeye göndermek iş değil ki. Onları, Zonguldak halkı zaten yıllardır biliyor, dilekçelerinde dile getiriyor. Neymiş, 3 yılda 30-35 çağrı yapılmış. Eğer iş çağrı yapmakla, eksik yazmakla oluyorsa, yoldan geçen bir Zonguldaklıyı çevir, sor, o anda sana 30 eksik yazar, çağrı yapar. Asıl olan; Aldığın kararın takipçisi olacaksın, yapılmasını istediğini yaptırtacaksın, hayata geçirteceksin. Yapılmıyorsa, hesabını soracaksın. ‘Yaptırım gücümüz yok’ ne demek? Konseyin gücü, kent halkının gücüdür. Yasa bile; ‘Kent Konseyi’nin kararları, Belediye Meclisi’nin ilk toplantısında gündeme alınır’ diyor. Ama kararının takipçisi olmazsan, hesap sormazsan, Genel Kurul kararını belediyeye farklı yazıp gönderirsen, ciddiye de alınmazsın, yaptırım gücün de olmaz. Neden olmasın? Belediyeyi; katılımcılığa, şeffaflığa, danışmaya, paylaşmaya, ortak aklı aramaya zorlayan, hesap soran, yasaları uygulatan, uygulamayanlar hakkında yargıya başvuran Kent Konseyi’nin, saygınlığı da olur, yaptırım gücü de olur.”

“KÖPRÜYÜ HEMEN NASIL YIKIYOR, BEN DE MERAK EDİYORUM”

“Köprü altında 100’e yakın esnaf var. Canlı, hareketli ticari merkezler oluşturmadan, oralarda uygun yerler hazırlayıp esnaflara vermeden, hemen nasıl yıkıyor, doğrusu ben de merak ediyorum. İmar planındaki viyadüklü yol kaldırılır. Çok da zor değil. Ancak şunu da göz ardı etmemek lazım. Şimdi kullanılan, ‘çevre yolu’ denilen şehirlerarası karayolu şehir merkezi geçişi çok uyduruk ve çok problemli... Düşünün ki, bu yol yakın zamanda Karadeniz otoyolunu İstanbul’a, Avrupa’ya bağlayan yol olarak kullanılacak. Karadeniz otoyolunun kent merkezinin ortasından geçişmesi, kenti ikiye bölmesi de doğru olmaz gibi görünüyor. Viyadüklü karayolu geçişi o nedenle düşünülmüştü. Ama 1976’dan bu yana tek çivi çakılmadı. Yine de yapılması düşünülmüyorsa, yerine alternatif çözümler bulunur, imar planından da kaldırılır. Bunlar ulaşım ağı planlamasıyla ilgili bir husus. Önemli ve doğru olan alternatif çevre yolunun Zonguldak’a uygun olması ve bir an önce hayata geçirilmesi.”

Editör: Pusula Gazetesi