Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “Emek, Demokrasi ve Özgürlük” temasıyla başlattığı mitinglerin ilki, geçtiğimiz Cumartesi günü Zonguldak’ta gerçekleştirildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekilleri Prof.Dr.Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay başta olmak üzere adil yargılanma hakkı ve özgürlük istedi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, öğle saatlerinde karayoluyla Ankara´dan Bakacakkadı beldesindeki 100´üncü Yıl Tesisleri´ne geldi. Burada yemek yiyen Kılıçdaroğlu, daha sonra gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıdan sonra seçim otobüsüyle Zonguldak´a hareket eden Kılıçdaroğlu, kentte, “Başbakan Kılıçdaroğlu” sloganlarıyla karşılandı.

Zonguldak başta olmak üzere Ankara ve İstanbul dahil binlerce partilinin akın ettiği mitingde, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gazipaşa Caddesi üzerinde bulunan Halk Bankası ile Yeni Cami arasında kurulan platformdan seslendi.

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Zonguldak Milletvekili Prof.Dr.Mehmet Haberal´ın fotoğrafları ve onunla ilgili pankartlarla süslenen Madenci Anıtı önünde kurulan platforma çıkan Kılıçdaroğlu’nu farklı yaş grubundan çok sayıda kadının dinlemesi dikkat çekti.

Haberal ile bütün dünyanın gurur duyduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit´in, Başbakanlığı döneminde Haberal´a cumhurbaşkanlığı teklifinde bulunduğunu, ancak onun bunu reddettiğini söyledi. Haberal´ın, "Ben Cumhurbaşkanı olmak istemiyorum. Çünkü cumhurbaşkanının parlamentodan çıkması lazım. Ben demokrasiye inanıyorum. Parlamenter rejime inanıyorum" diyerek cumhurbaşkanlığı teklifini kabul etmediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“MALVARLIĞINI ÜLKENİN GENÇLERİNE ADADI”

"Aradan yıllar geçti, Haberal´ı içeriye aldılar ve tutukladılar. Haberal özgürlüğüne kavuşamadı. Düşünebiliyor musunuz; ´Cumhurbaşkanı olmak istemiyorum, milletvekili değilim. Parlamentodan çıkması lazım´ diyen adamı ‘darbeci’ diye tutukluyorsunuz. Bu kadar demokrasiye, parlamenter rejime bağlı olan birisinin darbeci olması mümkün mü? Biz de biliyoruz, mümkün değil. Doğru da değil zaten. Bütün malvarlığını bu ülkenin gençlerine adadı. Bir üniversite kurdu. Binlerce çocuk okuyor. Cebine 5 kuruş para girmiyor. Tamamı kamunun, devletin malı... Böyle birinden darbeci mi çıkar Allah aşkına?"

Haberal´ın milletvekili olma sürecini de anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“HABERAL HELAL OYLARINIZLA SEÇİLDİ”

"Haberal geldi, ´Milletvekili olacağım´ dedi. Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçesini verdi. Araştırdılar, ´Senin milletvekili olmanda hiçbir engel yoktur´ dediler. Dosyasını YSK´ya gönderdik. ´Bu milletvekili olmak istiyor, bir engel var mı?´ dedik. İncelendi, geçmişine bakıldı ve aynı karar verildi. Sonra aynı karar Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ın Başbakan olduğu Başbakanlığa gönderildi. Bakıldı, Resmi Gazete´de yayınlandı ve ´Milletvekili olması için önünde hiçbir engel yoktur´ denildi. Biz de Zonguldak´tan listeye koyduk, sizin oylarınıza sunduk ve Haberal sizin helal oylarınızla milletvekili seçildi. Savcıların, yargıçların, ´Milletvekili seçilmesinde hiçbir engel yoktur´ dediği Haberal, şimdi tutuklu. Mahkum mu? Hayır. Aleyhine karar çıkmış mı? Hayır. O zaman demokrasilerde şu soruyu sormaya hakkımız var; Milletin helal oylarıyla seçilmiş, yargı denetimden geçmiş bir seçim sürecinde milletvekili olmuş bir kişiyi hangi gerekçeyle hapiste tutarsınız? Bu soruyu her yerde soracağız. Sadece biz mi? Başbakan Erdoğan Pakistan´a gitti. Bir bilim adamı sordu; ´Mehmet Haberal niye hapiste?´ Türkiye´de demokrasiyi işletmezseniz, Pakistan´da da sorarlar, Amerika´da da, Almanya´da da sorarlar. Samimi söylüyorum, İran´a gitse, orada da sorulacak."

“TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİ 21´İNCİ YÜZYIL TÜRKİYE’SİNE YAKIŞMIYOR”

Başbakan Erdoğan´ın partisini kurma sürecinde yargı kararıyla milletvekili olamadığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Anayasa´yı değiştirdik, yasaları değiştirdik, demokrasi adına önünü açtık. Beyefendi şimdi, ´Yargı kararı var, ben onlara ne diyeyim?´ diyor. İngiliz viski şirketleri için de yargı kararı vardı. Kanunla cezalarını kaldırdın. MİT Müsteşarı için de yargının kararı vardı, kanun çıkardın. Demokrasilerde hukuk herkes için eşit olarak uygulanır. Tutuklu milletvekilleri 21´inci yüzyıl Türkiye’sine yakışmıyor. İnsanlığımıza, halkın iradesine yakışmıyor. Biz demokrasiyi bu kara lekeden arındırmak zorundayız" dedi.

Haberal ile birlikte Mustafa Balbay ve tutuklu diğer milletvekillerine selam gönderen Kılıçdaroğlu, "Öğrenciler, gazeteciler, bilim insanları, herkes hapiste. Türkiye´yi yarı açık cezaevine döndürdüler. Onun için hep beraber mücadele edeceğiz. Halkın desteğini aldığımız sürece bu zulmü, bu işkenceyi bitireceğiz" diye konuştu.

MEHMET AKİF´İN DİZELERİYLE SESLENDİ

Öğrencinin çantasından çıkan yumurtanın “terör silahı”, gazetecinin araştırmasının “terör planı”, basılmamış kitabın “terör reklamı” olarak görülüp yorumlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu millet asla zulme boyun eğmeyecektir. Biz 7 düvele boyun eğmedik. Bu hükümete mi boyun eğeceğiz? Bizim ruhumuzu en iyi okuyan Mehmet Akif Ersoy´dur; ´Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.´ Beraber haykıracağız. Parça parça bir şeyler yapıyorlar. Emeğimizi çalıyorlar, özgürlüklerimizi çalıyorlar, demokrasimizi kemiriyorlar, farkında mısınız? Farkındaysak, bütün Türkiye´ye bunu haykıracağız. Demokrasi ve özgürlük isteyen herkese çağrıda bulunuyorum. Ayağa kalkacağız, cesur olacağız, yürekli olacağız. İstedikleri kadar baskı uygulasınlar. Zalimin zulmünün de bir sınırı vardır. Ne dedi Mustafa Kemal; ´Geldikleri gibi giderler.´ Bunlar da geldikleri gibi gidecekler" dedi.

“BEYİNLERİ DIŞARIDA, GÖVDELERİ TÜRKİYE´DE”

Umutsuz olmayacaklarını, geleceğe güvenle bakacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "CHP´lileri tanımıyorlar, bilmiyorlar. Bilmiyorlar ki, CHP´liler, 19 Mayıs 1919´un koşullarında mücadele etti ve başarıya ulaştı. 2012´nin koşullarında da mücadele edecek ve başarıya ulaşacağız. CHP´yi diğer partilerden, AKP´den ayıran temel bir fark var. Onların beyni dışarıda, gövdesi Türkiye´de. Bizim beynimiz de, elimiz de, ayağımız da, aklımız-fikrimiz de burada. Çünkü o akıl fikir, halkın aklı fikridir" diye konuştu.

“ANLAŞMAZLIK ÜZERİNE, KAVGA ÜZERİNE SİYASET OLMAZ”

Terör sorununa da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Türkiye´de 30-35 senedir çözülmeyen terör sorunu var. Çözümü kim üretiyor? CHP. Dedik ki, ´Bir araya gelelim, oturalım konuşalım.´ Bir arada oturup konuşmak, uzlaşmak demokrasinin gereğidir. Bir ülkede temel bir sorun varsa, o sorun konusunda siyasal partiler çözüm üretemiyorsa, çözüm başka mahvillerde üretilir. 4 parti kavga ediyor da bu sorun çözülüyor mu? Şehitlerimizin arkası kesiliyor mu? Hayır. O zaman 4 parti, arzu ediyorlarsa parlamento dışındaki partiler de bir araya gelebilir. Konuşmak ayıp mıdır? Konuşacağız ki anlaşacağız, bir araya geleceğiz ki dertlerimizi anlatacağız. Anlaşmazlık üzerine, kavga üzerine siyaset olmaz. Bir arada konuşup dertleşmek, bir arada oturup çay-kahve içmek, merhabalaşmak niçin bize yabancılaştı? Neden birbirimize karşı bu kadar soğuğuz. Neden birbirimizi ötekileştirdik. Yakışıyor mu bu Türkiye´ye? Çözümün yeri TBMM´dir. Bizim gayrimeşru ilişkilerle harcayacak zamanımız yok. Meşru zeminlerde bir araya geleceğiz. Parlamentoda bir araya gelmeyecekler de nerede konuşacaklar? Nerede, nasıl halka gidecekler? Milletin yüzüne nasıl bakacaklar? Bize verdiğiniz oyların helal olması için ya bu sorunu çözeceğiz, ya bu sorunu çözeceğiz."

Birbirini dinlemeyen sürekli kavga eden hükümetleri Irak, Libya, Suriye ve Mısır´da gördüklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Yıllar yılı bir araya gelmediler. Vatandaşı tepeden gördüler, ötekileştirdiler. Sonra demokrasi mi geldi? Hayır. Biz de diyoruz, ´Bir araya gelelim.´ Bize niye oy verdiler? Meclis´te kavga edelim diye değil" dedi.

“ANNELERİ MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI KADROSUNA ALACAKLAR”

Yeni eğitim sistemini de eleştiren Kılıçdaroğlu, "5 yaşındaki çocuklarınızı okula göndereceksiniz. Öğretmen yok, okul yok, çocuğun altındaki bezi alacak kimse yok. Anneler hazırlanın. Sizi herhalde Milli Eğitim Bakanlığı´nın kadrolarına alacaklar. Beraber eğitim yapacaksınız. Böyle bir hükümet olur mu? Okullar açılınca göreceksiniz. Yeterince tartışılmadı, konuşulmadı. Hükümet programında yok. Anneler, babalar, öğretmenler, üniversiteler gözardı edildi. ´Ben söylerim, ben yaparım, ben çalarım, ben oynarım.´ Eylül geliyor, buyurun oynayın bakalım, nasıl oynayacaksınız?" diye konuştu.

BEYAZ GÜVERCİNLERİ MADEN İŞÇİLERİYLE UÇURDU

Kılıçdaroğlu, mitingin sonunda kendisine verilen madenci baretini takarak güvercin uçururken, alkış ve tezahüratlarla indiği kürsüden otobüse gitmekte zorlandı. Gazipaşa Caddesi boyunca çok büyük sevgi gösterileriyle karşılaşan Kılıçdaroğlu, bir grup partilinin ısrarları sonucu kısa süreliğine otobüsten indi. Zaman zaman ezilme tehlikesi yaşayan Kılıçdaroğlu, gördüğü ilgi karşısında miting organizasyonunu yapan ekipte yer alanlara tek tek teşekkür ettikten sonra Zonguldak’tan ayrıldı.

GMİS TAM KADRO ALANDAYDI

CHP’nin Madenci Anıtı’nda gerçekleştirilen, “Emek, Özgürlük, Demokrasi Mitingi”ne çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, sendikanın yönetim kurulu ve şube yöneticileriyle 100´e yakın maden işçisi, işçi kıyafetleri ve baretleriyle alandaydı. GMİS alana girdiğinde, kalabalık bir koridor gibi açarak madencilere alkış tuttu. Kılıçdaroğlu’nun miting sonrası maden işçileriyle birlikte beyaz güvercin uçurması dikkat çekti.

GÜRSEL TEKİN, KILIÇDAROĞLU’NU MADENCİ ANITI’NDAN İZLEDİ

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Mitingi”ne katılanlardan biri de, bir süre önce CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa eden Gürsel Tekin oldu. Madenci Anıtı’nın önünden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarını dinleyen Tekin, partililerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Tekin’i kendi aralarında görmekten mutlu olan partililer, kendisiyle bol bol fotoğraf çektirdi. Gürsel Tekin ile bir süre sohbet eden isimlerden biri de Zonguldak İl Hakem Kurulu Başkanı Erol Pesen oldu.

HABERAL AİLESİ TAM SAHA ÇALIŞTI

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Mitingi”nde tutuklu Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın ağırlığı vardı. Mitinge katılanlar, ellerindeki döviz ve açtıkları pankartlarla Haberal’a bir kez daha sahip çıktı. Alanın her tarafında Haberal afişleri dikkat çekerken, bunlardan biri de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelikti. Mehmet Haberal’ın kardeşi Ali Haberal, Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması boyunca sahnedeydi. Oğlu Erkan Haberal ise, mitinin başından sonuna kadar Yeni Cami’nin balkonundan alanı izledi. Alana gelenlere su, şapka döviz dağıtıldı. Haberal Ailesi’nin mitingin başarılı geçmesi için gösterdiği yoğun çaba dikkat çekti.

Editör: Pusula Gazetesi