Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Meltem Gürbüz yaptığı açıklamada, kömüre dayalı ısınma da hava kirliliğinin had safhada olduğunu ve Zonguldak´ın elinin altında atık suyla ısınmak varken hala bir fosil yakıt olan doğal gaza endeksli projeler peşinde olmanın doğru olmadığını belirtti. Gürbüz, &[#]8220;Zonguldak´ta bir yıldır ciddi şekilde gündeme gelen bir konu yoğuşma suyuyla ısınma var. Termik santrallerin soğutma suyu denize deşarj ediliyor. Zaman zaman balıkçı arkadaşların alabildiği görüntülerde balıkların nasıl telef olduğunu üzüntüyle izliyoruz. Deniz ekosisteminin nasıl harap olduğunun görünebilen en acı hallerinden biridir bu görüntüler. Oysa bu suyun birçok örneklerinde olduğu gibi en azından yakın çevrede ısıtmada kullanılabilmesi mümkün. Araştırmaların sonucu da olumsuz değil. Ancak, ciddi bir girişim söz konusu olamadı. Çatalağzı Belediye Başkanı Mehmet Alim mahallesi için ilk çalışmanın yapılacağını belirtmiş. Başkanı kutluyoruz. En azından yakın çevreden başlanıp, diğer belediyelere de örnek teşkil edecek güzel bir çalışma olacak. Atık ısı, kavram olarak, genellikle sanayi tesislerinden sıcak su veya gaz şeklinde çevreye atılan ve geri kazanma imkânı bulunan ısı için kullanılır. Termik santrallerde atık ısı en çok yoğuşturucularda ortaya çıkmaktadır. Geleneksel bir termik elektrik santralinde yakılan kömürün sahip olduğu enerjinin yüzde 38´i elektrik enerjine dönüşmekte, yüzde 8´i baca gazları ile atmosfere atılmakta ve yüzde 59´u yoğuşum suyu ile çevreye atılmaktadır. Geleneksel bir elektrik santralinde buhar, en son alçak basınç türbininden geçer ve çıkıştaki basıncı atmosfer basıncının altındadır (vakum). Bu durum sistem verimini artırmak için zorunludur. Ancak yine de yakıtın verdiği enerjinin yüzde 50 kadarının yoğuşum suyu ile atılarak kaybolmasına engel olamaz. Atık ısının geri kazanılması, bir anlamda yoğuşturmada kullanılan soğuk suya (deniz suyu vs.) verilen ısının geri kazanılması demektir. Dünyada ilk bölgesel ısıtma sistemleri, soğuk Kuzey Avrupa ülkelerinde uygulanmaya başlanmıştır. Kopenhag´da (Danimarka) 1890´ların sonlarına doğru çöpler at arabalarıyla toplanıp şehir çöplüğüne boşaltılırken, 1903´de ilk çöp yakma santrali kurularak buhar üretilmiş ve bu buhar da bölgesel ısıtmada kullanılmıştır. Bölgesel ısıtma ülkemizde ilk olarak, İstanbul´da Esenyurt Belediyesi´nin Esenkent projesinde uygulandı. Yap-İşlet-Devret modeli ile 1993 yılında kurulmuş, 180 MW doğal gaz yakıtlı termik santral ve bölge ısıtma sistemidir. Esenyurt santrali bölgenin ısı enerjisini karşılamak ve ülkenin elektrik ihtiyacına katkı yapmak üzere kurulmuştur. Santral, ürettiği elektrik enerjisini ulusal şebekeye aktarmaktadır. Tesis ayrıca atık gazlardan yararlanılarak ve buhar türbininden buhar çekişi yapılarak toplam 180 MW ısı üretebilmektedir. Üretilen ısı tesise komşu alanda yer alan yaklaşık 7400 konutluk (2000 yılı) Esenkent´in ısıtma ve sıcak su ihtiyacını kesintisiz (365 gün-24 saat) karşılayabilmektedir. Bu sayede Esenkent Türkiye´nin ilk ve en büyük bölgesel ısıtma sistemine sahip olmuştur. Yatağan Bölgesel Isıtma Sistemi projesi ile ilk aşamada kamu binalarının ısıtma ve sıcak su ihtiyacı ve ikinci aşamada da Yatağan ilçesindeki tüm binaların sıcak su ve ısınma ihtiyacının karşılanması hedeflenmektedir. Proje ile Muğla´da 10 bin 200 ve Yatağan´da 6 bin 300 olmak üzere toplam 16 bin 500 konutun ısıtılması planlanmış ve uygulamaya kısmen geçilmiştir. Örnekler bu kadar açıklıkla kazanımın ne kadar değerli olduğunu göstermektedir. Kömüre dayalı ısınma da hava kirliliğinin had safhada olduğu Zonguldak´ta elimizin altında böyle bir imkan varken kullanmamak ve hala bir fosil yakıt olan doğal gaza endeksli projeler peşinde olmak doğru değil. Dışa bağımlı teknoloji ve hammaddeler, ülkemize maddi açıdan ve temin açısından külfetli olmuyor mu? Zonguldak sonu gelmeyen bir şantiye alanı haline dönüştü. Biraz sıkıntıyı da bu boruların döşenmesi için yaşamaya razıyız aslında. Nasıl olsa alıştık köy yolundan beter yollara. Bir süre sıkıntı çekip sonrasında en azından hava kirliliğinin bir nebze olsun azaltılabildiği bir şehirde yaşamak istiyoruz. Kaçak üretilen ve lavvarlanmadan satılan, lavvarlanmış görünen ama ne olduğu anlaşılamayan kömürlerin sağlığımızı tehdit etmesine yöneticilerimizin ses çıkarmamasıyla bu kış da solunum yollarımıza bol bol karbonmonoksit, kükürtdioksit depoladık. Kaçak kömür kullanan cezaları ödedi, satanlar ihya oldu. Önümüzdeki kış için girişimlere başlayacak ufku geniş yöneticilerimizin yanındayız. Zehir solumaktan kurtarın bizleri artık&[#]8221; dedi.
Editör: Pusula Gazetesi