Çaycuma&[#]8217;ya bağlı Filyos beldesindeki Tieion Antik Kenti´nde süren kazı çalışmalarında, veba salgınından ölen kişilere ait olduğu tahmin edilen, üzeri kireçle örtülmüş, içerisinde 4-5 kişinin yer aldığı toplu mezarlar bulundu.


Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Zonguldak İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından desteklenen antik kentteki kazılar, 28 işçi, 25 öğrenci ve 10 uzman ile Roma dönemine ait tapınak ve Bizans kilisesinin yanı sıra Roma dönemine ait 2 bin 500 kişilik antik tiyatroda 5 Temmuz 2011´den itibaren sürüyor.


Karabük Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Kazı Ekibi Başkanı Prof. Dr. Sümer Atasoy yaptığı açıklamada, kilise ve tapınakta kazı çalışmalarına ağırlık verdiklerini, kilisenin de etrafında çok sayıda mezar bulduklarını söyledi.


Bizans döneminde veba salgını nedeniyle toplu ölümlerin yaşandığını tahmin ettiklerini anlatan Prof. Dr. Atasoy, şöyle konuştu:


´´Çocuğuna sarılmış kadın ile hamile bir kadının da yer aldığı 4-5 kişinin bulunduğu mezarlar tespit ettik. Kadınların iskeletlerini bulduk. Bizans döneminde veba salgınından toplu ölümler yaşanmış. Ancak, yılını tam olarak belirleyemedik. Çalışmamız devam ediyor. Henüz açmadığımız çok sayıda mezar var. Tarihte yaşanan bu tarz salgınlarda hayatını kaybedenler acele şekilde toplu gömülerek üzerine kireç tabakası örtülüyor. Üzerleri kireçle örtülmüş 6 ceset bulduk. Daha da var, fakat onları kazmayarak gelecek yıla bıraktık. Aynı mezarın içinde 4-5 ceset bulunuyor. Toplu gömülmüş. Çünkü, salgın sırasında zaman yok, bir an önce gömülüp üzerlerinin kireçle kapatılması lazım.´´


Prof. Dr. Atasoy, veba salgınına yol açan farelerin kıyı kentlerine genellikle gemilerle geldiğine işaret ederek, ´´Filyos´taki kent de kıyıda kurulmuş. Gemilerde buğday ve balık taşındığı için fareler de liman liman dolaşıyor. Veba salgınını da kıyı boyunca götürüyorlar. Salgının tam tarihi ve etkilerinin ne olduğunu tespit edebilmek için belgelere bakacağız. Eğer tespitlerde bulunabilirsek, kent hayatında yol açtığı değişimler hakkında fikir sahibi olabiliriz. Bizans kaynaklarına konuyla ilgili bakacağız´´ dedi.


Mezarların arka kısmındaki tapınakta da kazı yaptıklarına işaret eden Atasoy, ´´Tapınak tahminimizden daha büyük boyutta. Bu da bölgenin önemini ve zenginliğini gösteriyor. Burası zamanında dini merkezmiş, hem kilisesi hem de tapınağı büyük yapılmış´´ diye konuştu.



-HEYKELLERİ KIRIP KİREÇ YAPMIŞLAR-



Antik tiyatronun sahne bölümündeki kazılarda ise bol miktarda kırılmış heykel parçaları bulduklarını anlatan Sümer Atasoy, sözlerine şöyle devam etti:


´´Bronz heykel parmaklarına da rastladık. Mermer heykelleri kırıp kireç olarak kullanmışlar. Heykellere ait kol, ayak parmakları gibi parçalar çıktı. Heykelleri eritip ham madde olarak faydalanmışlar. Eritme işleminden kalmış parmaklara da rastladık. Bu tarz parçalardan bol miktarda çıkıyor. Ağustos ayının sonunda bu sezonun kazılarını tamamlayacağız.´´


Prof. Dr. Atasoy, bulunan tarihi eserlerin saklandığı depoda bir uzmanın tasnif işlerini yürüttüğüne işaret ederek, ´´Kasalar dolusu çanak, tabak ve çömleklerin tasnifi yapılıyor. Bunlar fotoğrafları çekilerek çizimleri tamamlanıp yayına hazırlanıyor. Eserlerden ticaret yapılan ülkeleri anlayacağız´´ diye konuştu.



-TİEİON ANTİK KENTİ-



Zonguldak´ın kuzeydoğusunda sahil kenti Filyos´taki Tieion Antik Kenti, Tios adlı rahibin öderliğindeki Miletos kolonisince kurulmuş. Tarih boyunca Herakleia Pontika (Ereğli) ve Amastris´in (Amasra) gölgesinde kalan kent, çeşitli krallıklara bağlı varlığını sürdürmüş.


Romalılar tarafından yıkılıp yağma edilen kent, daha sonra yeniden inşa edilerek Roma eyaletlerine bağlı ticaret ve balıkçı bölgesi olarak varlığına devam etmiş. Bölge, sonraki dönemlerde balıkçı kasabasına dönüşmüş.

19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yabancı araştırmacılar ve seyyahlarca araştırmalar yapılan antik kentte, 2006´da başlatılan kazı çalışmalarının Karadeniz ve Küçük Asya tarihiyle arkeolojisine ışık tutması bekleniyor.
Editör: Pusula Gazetesi