Zonguldak Çatalağzı Çevre Koruma Derneği üyeleri, Çatalağzı Belediyesi önünde yaptığı eylemde, bir şirkete ait termik santralin çevre kirliliğine neden olduğu ve bölgeye katkı sağlamadığı gerekçesiyle eylem yaptı. Eyleme; Çatalağzı muhtarları, Çatalağzı Çevre Koruma Derneği yönetim kurulu üyeleri ve Çatalağzı halkı katıldı. Zonguldak Çatalağzı Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Gültekin, son zamanlarda Çatalağzı beldesi ve civarında sanayi yatırımlarının artması nedeniyle var olan çevre
sorunlarını hat safhaya çıkardığını savundu.
Türkiye´nin en öncelikli sorunlarından olan işsizliğin bölgede birinci sırada olması nedeniyle halkın yörede yapılacak sanayi yatırımlarının sadece istihdam yönü ile ele alınmasının gündeme geldiğini belirten Gültekin, "Bu durumu da bölgemizde yatırım yapan yatırımcı firmalar kendi lehine çevirmeyi başarmıştır. En temel haklarımız olan yaşam hakkından taviz vermemiz beklenmektedir. Bu duruma da yerel yöneticilerimiz ve yetkililerimiz sessiz kalmaktadır. Çatalağzı Çevre Derneği (ÇAÇEV) olarak
kurulduğumuz günden bu yana yöremizde muhtarlarımızla tespit ettiğimiz sorunları gerek belediye gerek diğer yetkili kuruluşlara ve yatırımcı firmalara iletmemize rağmen bugüne kadar hiç ilgilenilmemiştir" dedi.
Mevcut sorunların artarak devam ettiğini anlatan Gültekin, şöyle konuştu: "Çatalağzı halkının çevresel sorunları kader olarak devam ediyor. Çatalağzı Belediyesi´nin Metropolitan Belediyeler Birliği katı atık toplama merkezine para ödememek için Kırımsa yolu üzerindeki ormanlık alana çöp dökülmeye devam etmektedir."
Gültekin, Çatalağzı merkezi ve mahalle yollarının bozuk toz ve çamur içerisinde olması, sağlığı ciddi derecede tehdit etmesinin yanında mahallelerdeki çöplerinde düzenli toplanmamasının çok çirkin bir görüntü oluşturduğunu söyledi.
Çatalağzı alternatif yol çalışmalarının bir türlü başlatılamadığını anlatan Gültekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ağır tonajlı ve üstleri açık geçen kamyonlar ciddi bir çevre kirliliği yapmaktadır. Ayrıca, kapasitelerinin üstünde yüklenen kamyonlar trafik güvenliği açısından tehlike arz etmektedir."
Şirket, beldeye geldiğinden bu yana çalışanlarına ve halka sunduğu hiçbir sosyal alan olmadığını anlatan Gültekin, şöyle konuştu: "Bu konuda belediyemizin de ilgili yatırımcı firmadan sosyal içerikli hiçbir talepleri olmamıştır. ÇED raporunda belirtildiği gibi istihdam konusunda da beldemiz insanına öncelik tanınmamaktadır. Kül barajı ve su barajının bulunduğu Kokurdan Mahallesi´nde bir kişinin daha istihdam edilmediği acı bir gerçektir. EÜAŞ´a ait beldemizdeki santralin kül atım alanı olan barajın
hiçbir güvenlik önlemi alınmamıştır. Özellikle Kokurdan Mahallesi, insan can güvenliği açısından tehlikede olduğu gibi büyükbaş hayvanlarda tehlikededir. Çatalağzı ve Muslu içme suyu aspetli borulardan olduğu ve bu durumun insan sağlığına ciddi zarar verdiği ayrıca 31.12.2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan genelge ile yasaklandığı halde değiştirilmiştir. Bu konuda yapılan şikayetlerden de bir sonuç alınamamıştır. Beldemizde bulunan Cumayanı ve Gelik deresi yıllardan beri açıktan lağım suları ile
beraber akmakta özelikle yaz aylarında mikrop yuvası halini almaktadır."
Çatalağzı Çevre Koruma Derneği Başkanı Adnan Akgün de, GAP´tan sonra en büyük 2. proje olan Çatalağzı projesinin fiyaskoyla sonuçlandığını ve Çatalağzı´nın göç alması beklenirken göç vermeye başladığını söyledi.
Akgün, bundan birkaç ay evvel Belediye Başkanı Mehmet Alim´in basına ´Çatalağzı enerji üssü oldu´ diye açıklama yaptığını hatırlatarak şöyle konuştu: "Geçen hafta biz bir toplantıya gittik. Bir holdingin Genel Koordinatörü orada şöyle bir açıklama yaptı. ´Çatalağzı´ndaki yatırım GAP´tan sonraki en büyük yatırım.´ Bu doğru değil."
Yatırım yapılan yerin göç verdiğini anlatan Akgün, sözlerine şöyle devam etti: "Enerji üssü olan belde de işsizlik hat safhada. Kül barajı ve su barajının yapıldığı Kokurdan Mahallesi´nden ve Kırımsa Mahallesi´nden çalışan bir tane arkadaş yok. Bu vicdansızlıktır. Biz bunları dile getirirken sesimizi duyurmak istiyoruz."
Yatırımlara ve enerji üretimlerine karşı olmadıklarını anlatan Akgün, şöyle konuştu: "Şimdi Çatalağzı Belediyesi´nin yapması gereken burada bacalardan filtrasyon sisteminden ne gibi önlemler alındı. Dünya sağlık standartlarına uygun mudur? Bunları TÜBİTAK´la işbirliği yapıp araştırması gerekiyor. Bunları halka duyurması gerekirdi oysa hiçbir şey yapılmıyor. Küller denize dökülüyor hiçbir ses yok, küller Cemal Dağına dökülüyor yine ses yok. Küller tehlikeli madde sınıfına girer. Özel barajlarda depolanması
gerekir. Halkın sağlığını yok sayıyorlar. Çatalağzı´nın halkı mahallelerimiz, Cumayanı, Kuzyapı, Hacıoğlu ve Merkez Mahallesi çöp, çamur ve toz derdinden bertaraf oldu. Kimseye dertlerini anlatamıyorlar. Bizim tüm çağırmamız bağırmamız termik santralle beraber biz de sağlıklı yaşayalım diyoruz ve kanserden ölmeyelim diyoruz. Yoksa kimseyle kavgamız yok. Tamamıyla anayasal hakkımız olan yaşam hakkını savunuyoruz. Şimdi Çatalağzı´nda bir yüksekokul, elektrik veya enerjiyle ilgili bir okul kurdularda biz karşı
mı çıktık. Çatalağzı´nda taş taş üstüne koymadılar. Çatalağzı´nda altyapıyı tamamen bozdular ve Çatalağzı sanayi çöplüğü oldu. Biz buna itiraz ettik."
HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ
Bu tesislerin sosyal boyutu olmadığını anlatan Akgün, sözlerini şöyle tamamladı: "İnsanları köle gibi düşünüyorlar. Biz birinci sınıf vatandaşız. Hakkımızı her yönde her platformda arayacağız. Halkımıza kumanya gönderdiler biz dilenci miyiz? Biz birinci sınıf sosyal vatandaşız. Biz hakkımızı istiyoruz ve insanca yaşamak istiyoruz. Bizlerin gururu ile oynuyorlar. Bu vicdansızlıktır. Sonuna kadar hakkımızı arayacağız"
Editör: Pusula Gazetesi