Kent Konseyi Çevre Meclisi, hafta sonu Amasra&8217;da incelemelerde bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız&8217;ın Hema Endüstri A.Ş.&8217;ye yaptığı ziyarete tepki gösterdi. Bakanların ziyareti sırasında firma ile ilgili övgü dolu ifadeler kullanmasının termik santrallerle ilgili ÇED sürecinde daire müdürleri üzerinde baskı oluşturacağını belirten meclis üyesi Şevki Bayraktaroğlu, ayrıca 29 Kasım&8217;da Ankara&8217;da yapılan ÇED süreci format toplantısının kamera kayıtlarının yapılan tüm girişimlere rağmen verilmemesini de hukuksuzluk olarak niteledi. Çevre Meclisi adına dün Jeoloji Yüksek Mühendisi Şevki Bayraktaroğlu tarafından yapılan açıklama şöyle: &8220;Son günlerde demokratik bir hukuk devletinde yaşanmaması gereken olaylar, ne yazık ki sıklıkla bölgemizde de yaşanmaya başlamıştır. Aşağıda saydığımız örnekler bunların birkaçı olup, halkımıza yaşanan hukuksuzlukları çok açık sergileyecektir.



Toplantı tutanakları bize verilmeli


29 Kasım 2010 günü Ankara&8217;da yapılan ve halkımızın da bizlere destek verdiği Bakanlıktaki format belirleme toplantısının tutanakları ve kamera kayıtları, toplantının resmi katılımcıları olan Bartın ve Amasra Belediye Başkanları ile toplantıya katılan bizim gibi sivil örgüt temsilcilerine de verilmemektedir. Bu tutanak ve CD&8217;ler hukuken verilmek zorunda iken, çok acıdır ki, Çevre Bakanlığı ÇED Genel Müdürü Fevzi İşbilir söz konusu toplantının tutanak ve CD&8217;lerin verilmeyeceğini bizzat Çevre Meclisimize açıkça beyan edebilmekte, hatta ve hatta suç olduğunu bile bile imzaladığı dilekçede bile yazılı olarak bunu belgelemektedir. Hukuken verilmesi zorunlu olan bilgi ve belgelerin verilmemesi suç olup, bunların alınması bizden çok toplantının resmi katılımcıları olan Belediye Başkanlarımız Cemal Akın ve Emin Timur ile Milletvekilimiz Rıza Yalçınkaya&8217;ya sorumluluk yüklemektedir.


Santralin ismi değişti, kendisi duruyor


O nedenle söz konusu tutanak ve CD&8217;lerin alınması için Belediye Başkanlarımızın ve Milletvekilimizin bir an önce Çevre Bakanlığı hakkında hukuki süreci başlatmaları gerekmektedir. Yine açıklamak isteriz ki, bu durum Çevre Meclisimiz tarafından, kendisi de hukukçu olan milletvekilimiz Avukat Yılmaz Tunç&8217;a bildirilmesine rağmen yaklaşık 20 gündür bu konuda Milletvekili Yılmaz Tunç&8217;tan da herhangi bir açıklama gelmemiştir. Ve tüm bunlar olurken Amasra ve Bartın&8217;da 2 ayrı santralin ÇED süreçleri sadece isimleri değiştirilerek hukuka aykırı bir şekilde sessiz sedasız devam ettirilmektedir. Yine 01.01.2011 günü, yani yılbaşının hemen ertesi günü, iki Bakanın Hema&8217;nın helikopteri ile Amasra&8217;ya gelip, açıklamalar yaptıklarını basından öğrendik.


Pervasızca destek veriliyor


Çok acıdır ki, demokratik hukuk devleti denen bir ülkede santral yapacak bir şirketin kendi Bakanlığından alması gereken enerji üretim izinleri şu an daha alınmamış iken ve bu hukuki bir zorunluluk iken, bir Enerji Bakanı bunlardan habersizmiş gibi basın karşısına çıkarak izinleri olmayan şirket lehine açıklamalar yapabilmektedir. Yine çok acıdır ki, ÇED süreci devam eden santral projeleri hakkında iki bakanın çıkarak pervasızca destekleyici açıklamalar yapması, ÇED sürecinde görev alan kamu görevlilerini etkilemeye yönelik açıklamalar olup, bu kamu görevlileri üzerinde baskı oluşturma amaçlıdır. 29 Kasım&8217;da Ankara&8217;da yapılan toplantılardan sonra iktidar Milletvekilimiz Yılmaz Tunç &8220;Amasra&8217;da termik santral yapılmayacağını biz zaten baştan beri söylemiştik&8221; diyerek basına açıklamalar yapmıştı. Ancak elimize ulaşan son belgeler göstermektedir ki, Amasra&8217;da da, Bartın&8217;da da 2 tane santral süreci Bakanlıkça devam ettirilmektedir.


Veriler Milletvekili Tunç&8217;u yalanlıyor


Bu da göstermektedir ki, kamu kurumları Milletvekili Yılmaz Tunç&8217;u yalanlamakta, halk Yılmaz Tunç tarafından yanlış bilgilendirilmektedir. Bu örneklerden de açıkça anlaşılacağı üzere, iktidar partisi ve hükümet çok açık bir şekilde tarafını belli etmekte ve kamu görevlileri üzerinde baskısını giderek artırmaktadır. Evet, Sevgili Bartınlılar. Baştan beri saydığımız bu örnekler ne yazıktır ki, hiçbir demokratik hukuk devletinde yaşanmaz ve yaşanmamalıdır da. Ancak ne yazık ki Devletin Bakanlarının bile bu kadar açık bir şekilde taraf olduğu bir ortamda tarafsız ve hukuka uygun kararların verilmesini beklemek biraz safdillik olacaktır. O nedenle halkımız bundan sonraki süreçte bizlerle birlikte kendi yaşamını ve çocuklarının yaşamını savunma adına daha kararlı ve çetin bir mücadele süreci yürütmek zorundadır. Bizler de bundan sonraki süreçte Çevre Meclisi olarak, mücadelemizi aynı kararlılıkla sürdüreceğimizi ve hukukun üstünlüğünü sonuna kadar savunacağımızı bir kez daha yineliyor, halkımıza saygılar sunuyoruz.
Editör: Pusula Gazetesi