14&8217;ncü Kitap Fuarı etkinliklerinin beşinci gününde düzenlenen &8220;Sanat etkinliklerinin Anadolu&8217;da yaygınlaştırılması ve yerel yönetimler&8221; konulu söyleşide Ressam Celal Binzet ve Daver Darende konuştu. Belediye Cep Sineması&8217;nda gerçekleştirilen ve ilgiyle takip edilen söyleşide Celal Binzet Anadolu&8217;da sanat etkinliklerinin yaygınlaşması ve yerel yönetimlerin ilişkileri konusunda özellikle son yıllarda bir kıpırdanma gördüklerini belirterek, &8220;Anadolu sanatla bağlarını kuvvetlendiriyor&8221; dedi.



Sanatın ülkemizdeki gelişimini anlattı


Celal Binzett &8220;Bizim toplumumuzda yanlış olan bir yargı var. Sanat etkinlikleri ancak büyük merkezlerde yapılır ve büyük merkezler denince de özellikle İstanbul ve Ankara&8217;da açılan sergiler, oralarda bulunan sanatçılar, hatta yurt dışından gelen sanatçıların bile bu merkezlerde yer aldığını görürdük. Dolayısıyla Anadolu bu etkinlikleri ancak gazete ve dergi sayfalarında ya da etkinliği son yıllarda giderek artan televizyon haberleriyle duyar oldu. Şimdi özellikle bu son yıllarda bu sınırlı etkinliğin biraz kırılır gibi olduğunu da görebiliyoruz. Sergilerin büyük merkezler dışında da açıldığını ya da büyük merkezler dışında yaşayan sanatçılarımızın buralarda sergiler açtığını görebiliyoruz. Çağdaş anlamda sanat hareketliliği Cumhuriyet ile birlikte ortaya çıktı. Bunu eğitiminin alınması ilk sanatçılarımızın Avrupa&8217;da yetişmesiyle birlikte Batı ile bir ilişki süreci başladı. Ondan sonra özellikle birinci dünya savaşından sonra yurt dışından Türkiye&8217;ye gelerek eğitim kurumlarına yerleşen sanatçıların yetiştirdiği öğrencilerle birlikte Türkiye&8217;de bir sanatçı kitlesinin oluştuğunu çok rahat görebiliyoruz&8221; şeklinde konuştu.



Sanat insanlarla milliyetçiliği pekiştirir


Binzet söyle devam etti: &8220;Özellikle Cumhuriyetin 1938 yılına denk gelen bir etkinlik görüyoruz. Bu etkinlik yurt gezileri ve yurt resimleri adını taşıyor. Burada yönetim olarak doğrudan doğruya merkezi yönetimi görüyoruz. Hükümet 1938&8217;den 1943 yılına kadar her yıl altı sanatçıyı görevlendirmiştir. Bu sanatçılara gidecekleri yerler belirtilmiştir. Oradaki yöneticiler tarafından sanatçıların barınacağı yerler belirlenmiştir ve sanatçılar gittikleri yerleri inceleyerek edindikleri izlenimlerle oldukça çok sayıda taslaklar hazırlamışlardır ve bu taslaklardan yola çıkarak yurt resimleri ve yurt gezileri adı altında sergi açmışlardır. Sanırım 600 küsur dolayında yurt köşelerini tanıtan resimlerden oluşan çok büyük bir sergi olmuştur. Bununla amaçlanan Cumhuriyet&8217;in kuruluş döneminde yurt sevgisini sanat aracılığıyla insanlara empoze etmek, sanatı kullanarak yurdun değişik bölgelerini tanıtma ve aynı zamanda da sanat dediğimiz olayla vatandaşları karşı karşıya getirmek amaçlandı. Sanat bir toplumun kendisini inşa etmesinde çok önemli bir role sahiptir. Bunu sadece resimle değil, edebiyatla ve sanatın diğer dallarıyla birlikte düşündüğümüz zaman toplumun bir tür yapı harcı işlevini görür. İnsanların milliyetçilik duygularının gelişmesi sanatçıların yurttan edindikleri izlenimleri ortaya koymasıyla pekiştirilir. Sanatın böyle bir öncü ve bağlayıcı rolü olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle genç öğrenci arkadaşlarımız bu işin eğitimini aldıkları için çok daha iyi bilincinde olmaları gerekir&8221;



Bartın bizim için artık ikinci yurt oldu


Celal Binzet&8217;in ardından konuşan Daver Darende, &8220;Sayın Valimize, Belediye Başkanımıza ve Bartın&8217;da bizi ağırlayan bütün yetkililere bir şeyler söylemek istiyorum. İnanın Bartın bizim için artık ikinci yurt oldu. Bu güzel kente olan sıcaklık dolu duygularımızı lütfen kabul edin ve bizlere gösterdiğiniz bu yakınlığı anılarımızda yaşatacağımızı ve en kısa zamanda Bartın&8217;la tekrar bütünleşmek üzere geleceğimizi bildirmek istiyorum. Yurt dışında hele hele tek başınıza iseniz Türkiye&8217;yi sanat alanında olsun, edebiyat alanında olsun tanıtmak için önce bilgi, görgü ve birikime ihtiyacınız vardır. Ayrıca özveri ister. Bunlar olmadan hele Türk iseniz o yolculuğa kolay kolay çıkamıyorsunuz. Onun için 38 yıl süren yurt dışı görevimde tanıdıklarımın arasında her sanat dalında ünlenmiş dostlar edindim&8221; ifadesini kullandı.



Hayatından örnekler verdi


Darende &8220;Değerli Bartın Belediye&8217;sinin ön gördüğü alanı ve saati kullanmakla yükümlü olduğum için bunların içinden birkaç tanesini anlatacağım. 1982 yılında ilk göreve başladığım birinci müsteşarlık görevim sırasında, göreve başlamamın ikinci günü çok soğuk bir dündü. Kapı çaldı ve bir ünlü sanatçımız içeri girdi. Kendisi Nejat Devrim idi. 1982 yılında başlayan bu dostluk, onu kaybettiğimiz 1995 yılına kadar devam etti. Onun yakın dostuydum. Nejat Devrim&8217;i ülkemizde çok tanıyan olduğunu sanmıyorum. Ancak kendisi uzun yıllar Paris&8217;te yaşadıktan sonra, saymakla bitmeyen kentlerin müzelerindeki tablolarında yer aldıktan sonra ünlendikçe ünlendi. Bir sanatçı tuval karşısına geçtiği zaman kendi en yakınlarının bile yanına yaklaşmasını istemez. Ben 82 yılından beri bu boya ve tuval ile bir şeyler yapmaya çalışan kişi olarak kimsenin yanımda bulunmasını istemem ama inanır mısınız, Nejat Devrim resim yaparken, bak derdi. Varşova&8217;nın o soğuk ve sıkıcı günlerinde bir Dolma Bahçe Sarayı&8217;nı nasıl resmetti bir görseniz&8221; diye konuştu.

Editör: Pusula Gazetesi