17 Mayıs 2010 günü Türkiye Taşkömürü Kurumu´na ait Karadon Müessesesi´nde altyapı çalışmalarını sürdüren firmanın yeraltında çalışan 30 işçisi grizu faciasında hayatını kaybetmişti. İşçilerin 28´inin cenazesi defnedilirken, olayın üzerinden 106 gün geçmesine rağmen Dursun Kartal ve Engin Düzcük´ün cenazelerine ulaşılamadı.
Kazayı soruşturan savcılıkça seçilen bilirkişi heyetinin ´Kusur yönünden´ yaptığı inceleme soncu, kazanın meydana gelmesinde 14 kişi kusurlu görülmüştü. Rapora göre de savcılıkça 11 kişi, tutuklanma istemiyle Zonguldak 1. Sulh Ceza Mahkemesi´ne sevk edilmiş, Sulh Ceza Mahkemesi´nce 6 kişinin tutuklanmasına karar verilmiş, ancak sanık avukatlarının yaptığı itiraz sonucu, Ceza Mahkemesi´nin tutuklama kararını kaldırarak, 6 kişinin tutuksuz yargılanmasına karar vermişti.
Zanlıların tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasının ardından, madende yakınlarını kaybeden aileler de Zonguldak Adliyesi önüne geldi. Burada avukatları aracılığı ile basın açıklaması düzenleyen aileler, Bursa´da meydana gelen faciayı hatırlattı.

BURSA VE BALIKESİR ÖRNEĞİ
Bursa Kemalpaşa´da meydana gelen faciada 19 işçinin hayatını kaybetmesi üzerine üç firma yetkilisinin tutukluluğunun sürdüğünü anlatan Av. Ünal Demirtaş, açıklamasında şöyle dedi:
"Bilindiği üzere ülkemizde üst üste meydana gelen grizu kazalarından ilki 10 Aralık 2009 tarihinde Bursa ili Kemalpaşa ilçesinde meydana gelmiş, kazada 19 işçimiz hayatını kaybetmişti. Kazadan hemen sonra maden sahibi şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve ilgili kişiler gözaltına alınmış ve tutuklanmalarına karar verilmiştir. Şu an bu kaza nedeniyle açılan Bursa Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki devam eden davada aradan geçen yaklaşık 10 ay sonra, hala üç sanık tutuklu yargılanmaktadır. 23 Şubat 2010 tarihinde
Balıkesir Dursunbey ilçesinde meydana gelen grizu kazasında ise 17 işçimiz hayatını kaybetmiş, madenin sahibi şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve ilgili kişiler gözaltına alınmış ve mahkemece tutuklanmalarına karar verilmiştir. Zonguldak´taki kazanın üzerinden 3.5 ay geçmiştir. Kazanın şüphelilerin zincirleme kusurları sonucu oluştuğu ve ölen işçilerin kusurlarının bulunmadığı bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir."

AİLELERİN GÜVENİ SARSILDI
Zonguldak´ta meydana gelen faciadan dolayı hiç kimsenin tutuklu olmamasının, ailelerin güvenini sarstığını dile getiren Demirtaş, "Bugün itibariyle bir kişi bile tutuklu değildir. Bu durum kazada yakınlarını kaybeden mağdur ailelerin adalete olan güvenini sarsmış, üzüntülerini bir kez daha artırmıştır. Mağdur aileler tutuklama kararından sonra şüphelilerin neden cezaevine götürülmediğini ve mesai dolduktan sonra Asliye Ceza hakiminin adliyeye gelerek, dosyayı yeterince incelemeden jet bir kararla 6 kişi
serbest bırakmasını ve 30 kişinin öldüğü ve 11 kişinin yaralandığı bir kazada hiç kimsenin tutuklanmamasını anlayamamaktadırlar. Basında yer alan haberlere göre, şüpheliler serbest bırakıldıktan sonra, ölen işçilerimize saygı göstermeden şüphelilerinin ve yakınlarının adliyedeki sevinç gösterileri, kazada hayatını kaybeden müteveffaların ailelerini derinden sarsmıştır" dedi.

"ADELET GEÇTE OLSA TECELLİ EDECEK"
Yapı Tek Firması´nın Yönetim Kurulu Başkanı Bahri Köse hakkında işlem yapılmamasına tepki gösteren aileler, adaletin geçte olsa tecelli edeceğine inandıklarını söyledi. Soruşturmanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını dile getiren Av. Ünal Demirtaş, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Savcılıktan kazanın meydana gelmesinde bizce asıl sorumlulardan biri olan, ancak her nasılsa bilirkişi raporunda ismi geçmeyen ve hakkında işlem yapılmayan Yapı-Tek A.Ş.´nin Yönetim Kurulu Başkanı ve en büyük ortağı olan Bahri Köse hakkında da tahkikat yapılarak, tutuklanmasını ve hakkında kamu davası açılması isteminde bulunduk. Gene sayın savcılıktan Asliye Ceza Mahkemesi´nce verilen kararla serbest bırakılan şüphelilerin tutuklanmaları için yetkili ve görevli Ceza Mahkemesi´ne itirazda bulunmasını
talep ettik. Hukuk yere, zamana ve kişilere göre farklı tecelli etmemelidir. Benzer olaylarda verilen kararlar emsal niteliğinde olmalıdır. Kazada yakınlarını kaybeden mağdur aileler Yapı-Tek firmasının arkasında hangi güçlerin olduğunu sorgulamaktadırlar. Bu güçlerin yargıyı etkileyemeyeceğine inanmakla birlikte şüpheliler hakkında tutuklama kararı verilmemesi sebebi ile de bazı tereddütlerin oluşmadığını söylememekte mümkün değildir. Mağdur aileler ve avukatları olarak hukuka inanıyoruz. Bu soruşturmanın
sonuna kadar takipçisi olacağız. Hukuka ve vicdana uygun adaletin er ya da geç tecelli edeceğine ilişkin hepimizin inancı tamdır".
Grizu faciasında ölen Maden Mühendisi Koray Kebapçı´nın komşusu Şeref Bankadüs de olaya siyasetin karıştığını öne sürdü. İki damarı ve oğlunu kaybeden Ahmet Alkın ise dört aileye baktığını söylerken, 150 liralık maaşla nasıl geçineceğini söyledi. Açıklama sonrası 27 işçinin yakınları savcılığa dilekçe verdi. Adliye önünde, kazada ölen madencilerin çocukları da hazır bulundu.
Editör: Pusula Gazetesi