Büro Emekçileri Sendikası (BES) Bartın Şubesi Mali Sekreteri Metin Ergin, yargı emekçilerinin yol tazminatlarına dair 3717 sayılı kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi&8217;ne (TBMM) sevk edilen kanun teklifinin tüm yargı emekçilerinin beklentilerini karşılamadığını söyledi. Dün sendika binasında BES adına açıklama yapan Mali Sekreter Metin Ergin, TBMM&8217;ye sunulan ve 23 Temmuz 2010 tarihi itibarıyla yasalaşan 6009 sayılı yasa kapsamında yer alan 3717 sayılı yasada yapılan değişikliklerin yargı emekçilerinin aleyhine bir sonuç doğurduğunu ve bir nevi havuz parasının ortadan kaldırılmasına yol açtığını söyledi. Ergin, AKP hükümetinin devlete gelir bulma yöntemlerinden biri olarak yargı emekçilerinin kendi ürettikleri hizmet sonucu oluşan gelirlere yöneldiğini, yargı emekçilerini olduğu kadar, yargı hizmetini alan halkı da zor durumda bırakacak bir düzenlemeyi yasalaştırdığını belirtti. Ergin, havuz paralarının tamamının yargı emekçilerinin olana kadar kavgalarını sürdüreceklerini ifade etti.



Arkadaşlarımız yargılandı


BES Mali Sekreteri Ergin, &8220;3717 sayılı Adli Personel ve Devlet Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin adı geçen kanunu kısmen iptal ettiği 21 Kasım 2007 tarihinden bu yana, yani yaklaşık olarak üç yıldır pek çok tartışma yürütülmektedir. 3717 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği ilk günlerde &8216;Havuz Parası&8217; olarak da adlandırılan ve yargı emekçilerince bir nevi ek ödeme olarak da görülmekte olan yol giderleri, Anayasa Mahkemesinin kısmi iptal kararının ardından, hükümet tarafından Anayasa Mahkemesinin kararına uygun yeni bir yasal düzenleme yapılmadığı için sonucu bilinmez bir seyir izlemekteydi. Sendikamız tarafından, 3717 sayılı yasa ile ilgili olarak 2006 yılından bu yana pek çok eylem ve etkinlik yapılmış, binlerce bildiri, broşür, afiş ve özel sayı basılarak Türkiye&8217;nin dört bir yanındaki tüm yargı emekçilerine ulaştırılmış, 4 &8211; 6 Eylül 2006 tarihleri arasında İzmir&8217;den başlayıp Ankara&8217;da Adalet Bakanlığı önünde bitirilen &8220;Yargı&8217;da Adalet İstiyoruz Yürüyüşü&8221; gerçekleştirilmiş, bu yürüyüşün son günü Ankara Adliyesi önünde güvenlik güçlerinin ağır saldırılarına rağmen Adalet Bakanlığına yürüyüş kararımızdan vazgeçilmemiş, yürüyüşümüzün Ankara etabıyla ilgili olarak açılan davada mücadele arkadaşlarımız yargılanmış ve beraat etmiştir&8221; dedi.



Yürüyüşler yapıldı


Ergin, &8220;27-30 Ekim 2008 tarihleri arasında Samsun&8217;dan başlayıp Ankara&8217;da Adalet Bakanlığı önünde bitirilen &8216;Yargı&8217;da Adalet, Bağımsız Demokratik Türkiye Yürüyüşü&8217; hayata geçirilmiş, bu yürüyüş sırasında, yürüyüş kolunda yer alan mücadele arkadaşlarımız tarafından 4 gün boyunca yol güzergâhında bulunan 6 kent ve 3 ilçe&8217;de yürüyüşler ve kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirilmiştir. Adalet Bakanlığına, Başbakanlığa ve TBMM Başkanlığına yönelik dilekçe kampanyaları örgütlenmiş, binlerce dilekçenin bu makamlara iletilmesi sağlanmış, o tarihten bu yana Türkiye&8217;nin dört bir yanında tüm adliyeler, Ankara&8217;da ise Adalet Bakanlığı önünde onlarca kez kitlesel basın açıklamaları yapılmış, Adalet Bakanlığına siyah çelenk konulmuş, Adalet Bakanı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş, Adalet Bakanlığıyla yetkili sendika olarak Kurum İdari Kurulu görüşmelerini yapan sendikamızın hemen her resmi görüşmesinde birinci gündemi de havuz paraları olmuştu. 2002 yılından bu yana Adalet Bakanlığında yetkili sendika olan sendikamız 2004 Yılı Nisan ayından başlayarak, 2010 yılı Nisan ayına kadar, her yıl Nisan ve Ekim aylarında yetkili sendika olarak sendikamızla Adalet Bakanlığı arasında yılda iki kez yapılan kurum idari kurulu toplantılarında havuz paralarının tamamının, tam ve kesintisiz olarak tüm yargı emekçilerine eşit ve adil bir biçimde dağıtılması konusunu kurum idari kurulu toplantısı tutanaklarına geçirtmiştir&8221; diye konuştu.



Yeni bir döneme girdik


Metin Ergin, &8220;Bizim bu konudaki ısrarımız; Anayasa Mahkemesi kararı gereğince 3717 sayılı yasanın yeniden düzenlenmesi konusunda üzerine düşen görevin gereğini yasal süresi içinde yerine getirmeyen Adalet Bakanı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmamızın da önünü açmış, son olarak 7 Temmuz 2010&8217;da Adalet Bakanlığı önünde, 13 Temmuz 2010&8217;da ise TBMM önünde konuya ilişkin olarak kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirmiştik. Aynı tarihlerde ülke genelinde de tüm adliye binaları önünde taleplerimiz yargı emekçileri tarafından en kitlesel bir biçimde ifade edilmişti. Gelinen noktada, 23 Temmuz 2010 tarihinde TBMM&8217;de kabul edilen ve 1 Ağustos 2010 tarihi Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6009 sayılı &8220;Gelir Vergisi Kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun içerisinde yer alan 30 ve 31. maddelerle havuz paraları konusunda yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz&8221; şeklinde konuştu.



Israrlı mücadelemizi sürdüreceğiz


BES Mali Sekreteri Ergin, &8220;3717 sayılı Yasaya Geçici 2 ve Geçici 3. Maddelerin eklenmesiyle yeni bir aşamaya geldiğimiz elbette ki açıktır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinin hemen ardından Adalet Bakanlığınca önce 28 Temmuz 2010 tarihli yazıyla tüm yargı birimleri uyarılmış, ardından 2 Ağustos 2010 tarihinde yayımlanan 2010/146 sayılı genelgeyle havuz paralarının dağıtımı konusuna açıklık getirilmiş, bu Genelgede de 13 Şubat 2006 tarihli 2006/127 sayılı Genelgeye atıfta bulunulmuştur. Gelinen noktada sendikamızın ve yargı emekçilerinin havuz paraları konusundaki talebinin tam olarak karşılandığını söylememiz olanaklı değildir. Ancak bu durum, bir zaferi işaret etmese de, bir yenilgi olarak da adlandırılabilir olmaktan da uzaktır. Havuz paraları bu yeni yasal düzenleme sonrasında yargı emekçilerine bizim istediğimiz şekliyle olmasa da dağıtılacaktır. Yaklaşık olarak 2 yılı aşkın bir süredir havuz paralarının yarısının hazineye, genel bütçeye ya da ceza infaz kurumları ile tutukevleri iş yurtları kurumuna aktarılması girişimleri; Sendikamızın önderliğinde tüm yargı emekçilerinin birlikte vermiş olduğu mücadelelerle engellenmiştir. Bugün gelinen noktada yapılan yasal düzenlemeyle, havuz paraları önemli oranda yargı emekçilerine dağıtılacak, ancak yasada yer alan kimi hükümler nedeniyle, bir kısmı da genel bütçeye aktarılacaktır. Bizler bu konudaki ısrarlı mücadelemizi sürdürmeye elbette ki devam edeceğiz&8221; ifadesini kullandı



Taleplerini belirtti


Yargı emekçilerinin alın terinin, göz nurunun, uykusuz gecelerinin, zorlu keşif şartlarının bedeli olan bu paradan tek bir kuruşun bile genel bütçeye aktarılmaması konusunda mücadele etmeye elbette devam edeceklerini belirten Ergin, &8220;Şimdi, havuz paralarının 6009 sayılı yasada düzenlenen haliyle dağıtılması kesinleştiğine göre, önümüzdeki dönemin yeni görevi, havuz paralarından genel bütçeye aktarılması olasılığı olan her bir kuruşun yargı emekçilerine iadesini sağlamak üzere TBMM nezdinde girişimlerde bulunmak, bu konuda gerekli hukuki mücadeleyi vermek ve havuz paralarının genel bütçeye aktarılacak olan kısmının, Anayasa Mahkemesi kararıyla da olsa yargı emekçilerine iadesini sağlamak olmalıdır. 6009 sayılı kanunun yürürlük tarihi itibarıyla keşif ve icra işlemlerini yapacak olan; hâkimlere, cumhuriyet savcılarına, askerî mahkemelerdeki subay üyelere, adlî tabiplere, icra müdürleri ve yardımcıları ile icra işlemlerini yapmakla yetkili memurlara, hazine avukatlarına, hazine avukatı olmayan il ve ilçelerde davaları takibe yetkili daire amirleri ve 3402 sayılı kadastro kanununa göre yetkili kılınan kişilere her bir işlem için 16,34 TL, yazı işleri müdürlerine, hâkim veya cumhuriyet savcısının kararı üzerine görevlendirilen sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagoglara, muhakemat hizmetlerinde görev yapan memurlara, zabıt kâtiplerine ve ceza ve infaz kurum personeli hariç olmak üzere diğer adlî ve idarî yargı personeline: her bir işlem için 11,89 TL, mübaşir ve hizmetlilere: her bir işlem için 8,91 TL, keşif ve icra ücreti ödenecektir&8221; dedi.



Bu durum yargı emekçilerini zora sokacaktır


Mali Sekreter Metin Ergin, &8220;Keşif ve icra ödemelerin aylık toplamı ise, hiçbir biçimde 1.129,46 TL&8217;yi geçemeyecektir. Kısaca; 6009 sayılı yasa gereğince, bundan sonra, sadece keşif veya icra işlemini fiilen yapanlar, yaptıkları hizmet karşılığında ücret alacaklardır. Keşif veya icra işlemini fiilen yapmayanlar, yapamayanlar, ya da bu hizmetleri yapmasına olanak sağlanmayanlar ise, keşif ve icra ücretinden yararlanamayacaklardır. Yani keşif veya icra işi olmayan birimlerde çalışan yargı emekçileri hiçbir biçimde bu ücreti alamayacaklar, keşif veya icra işi olan birimlerde çalışan yargı emekçileri ise, sadece ve sadece kendileri fiilen bu görevleri ifa ettiklerinde bu ücretten yararlanabileceklerdir. Bu durum, idarecilerin elini güçlendirecek, yargı emekçilerini ise zora sokacaktır. Artık, idarenin yeni cezalandırma yöntemleri arasına keşif ve icra işi olan birimlerde kimlerin çalışacağına karar vermek de eklenmiştir. Bir başka değerlendirme ise şu şekilde yapılabilir: Keşif veya icra işi olan birimlerde çalışan yargı emekçileri açısından, kimlerin, kaç kez keşif veya icra işlemi yapması gerektiğine karar verilmesi konusu da artık idareler tarafından bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılabilecektir&8221; diye konuştu.



Yasa, halkımızı da zor durumda bırakacak


Ergin sözlerini şöyle sürdürdü: &8220;Kanunun eski haline göre yarısı fiilen görev yapanlara ödenen ve diğer yarısının yüzde 10&8217;u kesildikten sonra kalan kısmı da fiilen görev yapmayan diğer yargı emekçilerine dağıtılan ücretler, artık hazineye aktarılacak, yani genel bütçeye gelir olarak kaydedilecektir. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak TBMM&8217;ye sunulan ve 23 Temmuz 2010 tarihi itibarıyla yasalaşan 6009 sayılı yasa kapsamında yer alan 3717 sayılı yasada yapılan değişiklikler esasen yargı emekçilerinin aleyhine bir sonuç doğurmuş ve adeta, bir nevi kazanılmış hakkın yani havuz parasının ortadan kaldırılmasına yol açmıştır. AKP hükümeti devlete gelir bulma yöntemlerinden biri olarak yargı emekçilerinin kendi ürettikleri hizmet sonucu oluşan gelirlere yönelmiş ve yargı emekçilerini olduğu kadar, yargı hizmetini alan halkımızı da zor durumda bırakacak bir düzenlemeyi yasalaştırmıştır. Havuz paralarının tamamının, tam ve kesintisiz olarak tüm yargı emekçilerine eşit ve adil bir biçimde dağıtılmasının sağlanması mücadelesinde; geçmişten günümüze tek bir söz söylemeyenlerin, bu konuyla ilgili olarak, en küçük bir eylemliliğe bile imza atmayanların, bugün gelinen noktada, 6009 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinin ardından, adeta ortada bir zafer varmışçasına ve savaş kazanan kahraman komutan edasıyla ortalıkta dolaşmaları ibretle izlenmelidir.



Mücadele inancına sahibiz


Elbette ki, böylesi bir mücadeleyi vermeyenler açısından ortaya çıkan durum tam bir zafer olarak algılanabilir. Çünkü onların akıllarının ucundan bile geçiremeyecekleri bir kanuni düzenleme; yargı emekçilerinin, Büro Emekçileri Sendikasının önderliğinde vermiş olduğu mücadeleler sonucunda TBMM&8217;den geçmiş bulunmaktadır. Ancak Büro Emekçileri Sendikası, onların akıllarının ucundan bile geçiremeyecekleri bir başka işi de yargı emekçileriyle birlikte gerçekleştirebilecek, genel bütçeye aktarılacak olan tek bir kuruşluk havuz parasının bile yargı emekçilerine iadesini sağlayabilecek bir mücadele inancına, azmine, kararlılığına, gücüne ve iradesine sahiptir. Bu mücadele sürecinde başta yargı emekçileri olmak üzere; mücadele saflarında, barikat önlerinde, daima yanımızda gördüğümüz tüm dostlarımıza, mücadele arkadaşlarımıza, değerli basın emekçilerine ve TBMM&8217;de yargı emekçileri lehine çaba gösteren saygıdeğer milletvekillerimize teşekkür ediyor, bitmedi bu kavga sürüyor, sürecek, havuz paralarının tamamı yargı emekçilerinin olana dek diyoruz&8221;

Editör: Pusula Gazetesi