CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya görüşmelerine başlanan Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi maddesi ile ilgili TBMM&8217;de yaptığı konuşmada, kanunun çıktığı takdirde şehirlerin talan edilmesinin yolunun açılacağını söyledi. Yalçınkaya, düzenlemenin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek&8217;in ısmarlaması olduğunu söyledi. Yalçınkaya; &8220;İçişleri Komisyonu tarafından kabul edilen bu kanun teklifi, gerek veriliş amacı gerekse içeriği nedeniyle ülkemiz hukuk sisteminde ve kentlerimizde önemli tahribata neden olacak bir niteliğe sahiptir. Bilindiği üzere, ülkemiz hukuk sisteminde geçerli olan ve anayasadan başlayıp yasa ve yönetmeliklere uzanan hiyerarşik yapılanmanın geri planında bir tutarlılık kaygısı vardır. Ne yazık ki, son yıllarda yapılan kimi düzenlemelerde bu hiyerarşi ve bütün bu sistemin taşıması gereken tutarlılık yitirilmektedir. Belediye başkanlarının, TOKİ&8217;nin ya da Özelleştirme İdaresi&8217;nin proje bazlı sorunlarına yönelik yasa çıkarılması ya da yasalar üzerinde değişikler yapılmasını gündeme getiren bu yaklaşım, &8220;hukuki düzenlemelerin genelliği ve herkese uygulanabilirliği&8221; ilkelerinin çiğnenmesine neden olmaktadır&8221; dedi.



Hukuk sistemi güven kaybediyor


Milletvekili Yalçınkaya, &8220;Ortaya çıkan her sorun karşısında yasalarla oynayıp değiştirmenin bir hukuk devletinde yeri olmamalıdır. Bu tür bir yaklaşım, hukuk sisteminin güvenirliğini de zedelemektedir. Bu teklifin ilk gündeme getirilişinin arka planında yaşananlar ve zamanlaması Türkiye Büyük Millet Meclisi&8217;nin saygınlığına gölge düşürecek bir niteliğe sahiptir. Teklifin, AKP&8217;li Ankara Büyükşehir Belediyesi&8217;nin kentin çeperinde, nazım imar planında yeşil alan olan boş alanlarda, bu plan kararlarına aykırı bir biçimde belirlediği ´kentsel dönüşüm alanı´ kararlarına karşı açılmış davalarla eş zamanlı olması dikkat çekicidir. Üstelik teklif, bu davalarda ortaya çıkan yürütmenin durdurulması kararlarının gerekçelerini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Bu durumun en açık itirafı teklife eklenen Geçici 1. Maddedir. Örneğin; Şehir Plancıları Odası&8217;nın kentsel dönüşüm konusunda Ankara Büyükşehir Belediyesi&8217;ne karşı açmış olduğu, devam eden çok sayıda dava bulunmaktadır&8221; diye konuştu.


Keyfi uygulamalara yol açacak


Yasanın keyfi uygulamalara yol açacağını belirten Milletvekili Yalçınkaya; &8220;Bu davalardan bir bölümünde verilen yürütmeyi durdurma kararlarında; &8220;boş alanlarda kentsel dönüşümden söz edilemeyeceği&8220;, &8220;mevcut nazım imar planları bulunan alanların bu plana göre düzenlenmesi gerektiği&8221; yani yeşil alan olması gerektiği gibi kararlar bulunmaktadır. Teklif açıkça bu gerekçeleri devre dışı bırakmayı amaçlamaktadır. Verilen teklifte yer alan ´üzerinde yapı olan veya olmayan, imarlı veya imarsız gibi tanımlamalar bir hukuk komedisi niteliğindedir. Bir alan ya imarlı ya da imarsızdır, ya üzerinde bir yapı vardır ya da yoktur. Üçüncü bir durumun olmadığı koşulda, bu tür bir düzenleme &8220;istediğim her yerde istediğimi yaparım&8221; demekten öteye geçmemekte, düzenlemeye hakim olan keyfiliği gözler önüne sermektedir. Yasaya, &8220;üzerinde yapı olan veya olmayan&8221;, &8220;imarlı veya imarsız&8221; ifadesi eklenerek, imar mevzuatına, şehircilik ilke ve esaslarına aykırı biçimde belediye sınırları içindeki tüm alanlar potansiyel kentsel dönüşüm alanı haline getirilmektedir&8221; şeklinde konuştu.


İmar Planları hiçe sayılıyor


Nazım İmar Planlarının hiçe sayıldığını ifade eden Milletvekili Yalçınkaya; &8220;Çağdaş planlama yaklaşımı, plansız alanlarda noktasal uygulamaları reddetmektedir. Bu tür uygulamalar kentlerin planlama hedeflerini olumsuz yönde etkilemekte, kentsel alanlara büyük ve geri dönüşü olmayan zararlar vermektedir. Belediye kanununda değişiklik getiren öneri, böylesi gelişmelerin önünü açacak ve çoğalmasına neden olacak, böylelikle kentlerimiz giderek daha plansız ve çarpık hale gelecektir. Yasada yapılan değişiklikle, üst planlarla denetlenen kentsel dönüşüm, yerini keyfiliğe dayalı plansız kentsel dönüşüm uygulamalarına bırakacaktır. AKP&8217;li sözcülerin bir bölümü komisyon toplantısında düzenlemeyi savunurken, &8216;Şehirler kurulurken yolların, yeşil alanların, alt geçitlerin, bir şehrin 10 yıl sonra, 20 yıl sonra geleceği duruma göre belirlenmesi, planların buna göre yapılması gerekmez miydi&8217; diye sordu. Çok haklıdır, kentlerin yapılan nüfus hesaplarına bağlı olarak 20-30 yıl sonrası dikkate alınarak planlanması gerekir. Aslında öyle de yapılıyor ve onun adına Nazım İmar Planı deniliyor&8221; ifadesini kullandı.


Rant elde edilecektir


CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya konuşmasına şöyle devam etti: &8220;Ancak, işin içine rant girdiğinde, plan kararlarıyla rantın yönlendirilmesi girdiğinde, plan değişiklikleri bu doğrultuda kullanıldığında, bu ilkeler unutuluyor, nazım imar planları, Ankara örneğinde olduğu gibi delik deşik ediliyor. İşte tam da bu yüzden yapılmak istenen düzenlemeye karşı çıkıyoruz. 5 hektar ile 500 hektar arasında parça parça, onaylı nazım imar planlarına aykırı biçimde kente müdahalede bulunmak, yapılmış olan planları bozacağı, tüm dengeleri değiştireceği için karşı çıkıyoruz. Böylesi düzenlemeler sonrasında, nazım imar planında yapılaşma öngörülmeyen alanlarda yapılaşmaların gerçekleşmesi, nüfusun yoğunlaşması nedeniyle, kentlerin bazı bölümlerinde yollar, geçitler, altyapılar yetersiz hale geliyor, dereler taşıyor, kentlerimizin orta yerinde insanlarımız yaşamını yitiriyor. Kentlere tek amacı rant olan parçacı düzenlemelerle müdahale edilmesi, zaman içinde can kayıplarına dahi neden olacak büyük yanlışlara dönüşüyor.


Düzenlemeye karşıyız


Bu nedenle biz konunun uzmanlarıyla aynı düşünceyi paylaşıyor ve yapılmak istenen düzenlemeye karşı çıkıyoruz. AKP&8217;li arkadaşlarımızın da böyle bir endişeyi paylaşmalarını ve karşı oy kullanmalarını diliyoruz. Biz bu düzenleme Melih Gökçek&8217;in ısmarlamasıdır dedikçe, komisyon toplantılarında bir yandan buna karşı çıkan AKP sözcüleri, diğer yandan yaptığı çalışmalar nedeniyle Melih Bey&8217;i tebrik ediyorum diyordu. İddia ediyoruz ki, bugün görüşmekte olduğumuz 73&8217;ncü madde değişikliğinin başlıca hazırlanma nedeni, Ankara kentinde nazım imar planında yeşil alan olarak düzenlenmiş, boş ve henüz hiç yapılaşma olmayan alanlarda ilan edilen kentsel dönüşüm alanlarına yönelik alınmış yargı kararlarını boşa düşürmekten başka bir şey değildir. Ankara örneğinde olduğu gibi, sözde kentin 25-30 yılını şekillendirecek Nazım İmar Planını hazırlayacaksınız, bu planda kentte büyük eksikliği olan yeşil alanlara ilişkin geniş alanlar ayıracaksınız.


Fahiş fiyatlardan satış yapılacak


Daha sonra bu alanların yok fiyatına el değiştirmesini sağlayacak kadar bekleyip, bu alanları kentsel dönüşüm alanı ilan edip, eskiden yeşil alan olan bölgelerin yeni sahiplerine fahiş rantları bir kararla aktaracaksınız, peşkeş çekeceksiniz, sonra da buna yargıda dur denildiğinde sıkışıp, bu peşkeşin önünü açacak yasa düzenlemesine Türkiye Büyük Millet Meclisi&8217;ni de alet edeceksiniz. Kusura bakmayın, böylesi bir gerçek ortada tüm belgeleriyle dururken, yoksul Ankara halkının elinden &8220;yeşil alan olduğu için&8221; ucuza toplanan ve Melih Gökçek gibi belediye başkanlarının aracılığıyla, kentsel dönüşüm adı altında fahiş rant pazarına dönüşen bu alanlardaki uygulamaları kurtarmaya çalışan, bazılarını haksız biçimde zengin eden bu düzenlemeleri içimize sindirmemiz olanaksızdır. Bunların yanı sıra, getirilen teklifle kentte yaşayanların barınma hakkı, proje ve kararlara katılma hakkı, mülkiyet hakkı ve yargıya başvurma hakkı anayasaya aykırı biçimde kısıtlanmaktadır.


Belediye Başkanları &8216;Kral&8217; yapılıyor


Bu teklifin yasalaşması durumunda Büyükşehir belediye başkanları, kent rantları ile dilediği gibi oynayan &8220;krallar&8221; haline getiriliyor. İlçe belediyelerinin tüm yetkileri, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onama yetkisi, proje onama yetkisi, ruhsat verme yetkileri elinden alınıyor ve Büyükşehir belediyesine veriliyor. Böylelikle; seçimlerde AKP&8217;nin kazanamadığı ilçelerde belediyelerin sahip olduğu tüm imar yetkilerine, gayrimenkullerine ve gelirlerine el koyma olanağı yaratılıyor. Diğer yandan büyükşehir belediyelerine kentsel dönüşüm alanı ilan edilen yerlerde halkın mülklerine yıllar süren kısıtlama getirme hakkı verirken, kamuya ait tüm gayrimenkullere de el koyma yetkisi verilmiş oluyor. Aslında komisyon toplantıları sırasında AKP sözcülerince dile getirilen şu sözler düzenlemeyi geçirmeye çalışanların kafalarındaki düşüncenin açık itirafıdır. Teklife İçişleri Komisyonu tarafından eklenen Geçici Madde-1&8217;de yer verilen düzenleme ise en az kanun teklifinin içeriği kadar vahimdir.


Plansızlıklar artacaktır


Ne Ankara&8217;da Esenboğa Yolunda yapılan uygulamalar, ne de İstanbul&8217;da Sulukule&8217;de yapılan uygulamalar kentsel dönüşüm uygulamasıdır. Yapılan bir kentsel yenileme çalışması ve gecekondu tasfiyesidir. Bu kanun teklifi bugünkü haliyle kabul edildiği takdirde, ülkede süre gelen plansızlık ve imar karmaşası daha da artacak, fahiş rant hesaplarıyla vatandaşın mallarına el konulurken, Türkiye&8217;nin asıl özlemini duyduğu planlı, kimlikli, çağdaş kentleşme asla gerçekleşemeyecektir. Söz konusu kanun teklifinin kentlerimizde var olan sorunların çözümünden çok başka bir amaç için hazırlandığı ortadadır. Maalesef teklifi verenler, yargı kararlarıyla tespit edilen suçları ve suçluları gizlemeye, yargıda alınan kararları geçersiz hale getirmeye çalışmaktadır. Diğer yandan bu teklif, AKP iktidarının, genelde olduğu gibi içine düşmüş olduğu keyfi, hukuk tanımaz ve otoriter tavrını, yerel yönetimlerde de giderek derinleştirmek istediğini göstermektedir. Söz konusu teklif, kent rantlarını gerçek sahibi olan halkın elinden alıp, bir grup yandaşa devrini sağlamak amacıyla hazırlanmış, ortaya çıkan &8220;yargı&8221; benzeri engelleri ortadan kaldırmayı, her şeyi ezip geçmeyi hedefleyen bir anlayışın ürünüdür&8221;
Editör: Pusula Gazetesi