Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan Başkanlığında, Genel Başkan Danışmanı ve Hak-İş eski Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Engin ve Denizli eski Milletvekili Ümmet Kandoğan´dan oluşan Saadet heyeti, ocakta mahsur kalan maden işçilerinin aileleriyle görüştü ve bölgede incelemelerde bulundu.


İŞÇİ YAKINLARININ ÇADIRINA ZİYARET


Bölgedeki durumla ilgili Gelik İşletme Müdürü´nden bilgi aldıklarını anlatan Şevket Kazan; "Olay yerinde işçi yakınlarının topluca oturdukları çadırları ziyaret ettik. Kendilerine, sabır tavsiye ettik. Allah´a yönelmelerini, dua etmelerini istedik" dedi.
Başbakan ve bazı siyasilerin aksine kendilerine herhangi bir tepki gösterilmediğini söyleyen Kazan, "Ziyaretimiz sırasında en ufak bir tepkiyle karşılaşmadık. Yaptığımız telkinlerin etkili olduğunu gördük" dedi.


ANAYOLUN BAKIMI BİLE YAPILMAMIŞ.


Gösterilen tepkilerin nedeninin de kendilerine iletildiğini ifade eden Şevket Kazan, "Bütün tepkilerin sebebi, ısrarlı taleplere rağmen bir türlü 20 km uzunluktaki anayolun bakımının yapılmamış olması. Nitekim dönüş sırasında zaten güç koşullarda ilerlenen yolda damperli kamyonların yol düzenlemesi yapmak için yol kenarında beklediklerine şahit olduk. Herhalde sayın Başbakan, verdiği talimatla yılların ihmalinin acı izlerini bu davranışla silmek istemiş" diye konuştu.


ASANSÖR NEDEN BAKIMSIZ?


Kazan, kazadaki bir ihmale de dikkat çekerek, "En az 4 günden önce ulaşılamayacak denilen göçüğe, asansör tamir edildikten hemen sonra işçilere ulaşıldığına göre demek ki, ortada bir ihmal var demektir. O ihmal de, zaman zaman yapılması gereken asansör bakımının yapılmamasıdır. Ben Belçika´da kömür madenine gittim. Onların asansörleri apartman asansörü gibi. Adeta 5 yıldızlı rezidans apartman asansörü. Her türlü tehlikeye karşı tedbirler göz önüne alınmıştı" diye konuştu.
Maden ocağında kurtarılan 11 işçinin kafes denilen asansör sayesinde kurtarıldığına işaret eden Kazan, Enerji Bakanına çağrıda bulunarak, "Bu konuda bütün kamu ve özel maden işletmelerine bir genelge ile hatırlatmada bulunulması gerektiğini düşünüyorum" dedi.


RAKAM BİLMECESİ


Çalışma Bakanı Dinçer´in açıkladığı rakamları da eleştiren Kazan, "Son 20 yıllık maden ocağı kazalarıyla ilgili istatistikler açıklanırken, sadece kazaların ve ölenlerin sayısı ile yetinilmemelidir. Kaza olan yerlerdeki çalışan işçi sayısı da tabloda gösterilmelidir. Çünkü 10 bin işçinin çalıştığı kazada 250 işçi, 2 bin işçinin çalıştığı ocakta 50 kişi ölmüş.
İkisinin arasında fark vardır. Sağlıklı bir değerlendirme yapmak için bu faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerekir" dedi.
Kazan, ayrıca ücretlerdeki düşüklüğe de dikkat çekerek, "Sayın Bakan´a sesleniyorum. Maden ocaklarında çalışmak için zorunlu bir ücret takdir edilmelidir. İnsanlar 1100 TL için, hayatını feda ediyor. Bu zor koşullar, göz önüne alınarak ücretlerin iyileştirilmesi sağlanmalıdır" dedi.
Özellikle taşeron firmaların iş yapmasını da eleştiren Kazan, "Devlet, bu kadar hayati risk taşıyan hizmetleri taşeron firmalara vermemelidir. Şayet taşeron firmalara verirse de, mutlaka sıkı disiplin altında denetmelidir" dedi.


MADENİ ÇİNLİLER AÇMIŞ


Maden ocağındaki bir diğer önemli ayrıntının da kuyuların 4 yıl önce Çinli bir firma tarafından açılması olduğuna dikkat çeken Kazan, "Bu maden ocağı, 4 yıl önce Çinliler tarafından açılmış. Ve açılması sırasında, 4 Çinli işçi hayatını kaybetmiş. Bu durum, ihmallerin bir diğer yönünü ortaya koyuyor. Biz bu kuyu veya galeriyi açmakta, acemi miyiz ki Çinli firmalara bu işi yaptırıyoruz. İşte bütün bunlar düşünülmeyince; rastgele yapılan özelleştirmelerin acı faturası, suçsuz insanların hayatları ödeniyor. Çalışma Bakanlığı müfettişleri, nerede, ne görev yapıyorlar? Niye bu konuları üzerine gitmiyorlar?" dedi.
Editör: Pusula Gazetesi