CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı&[#]8217;na sunduğu soru önergesinin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından yanıtlanmasını istedi. Köktürk. "17 Mart 2004 Tarih ve 2004/3 Sayılı YPK Kararı ile yürürlüğe giren, &[#]8216;Elektrik enerjisi sektör reformu ve Özelleştirme Strateji Belgesi&[#]8217;ne göre &[#]8216;Üretim varlıklarının yeniden yapılandırılması ve gruplandırma yoluyla özelleştirilmesi&[#]8217; kararı doğrultusunda 2009 yılı sonuna kadar özelleştirilmesi planlanan, ancak bugüne kadar özelleştirilmesi gerçekleştirilememiş olan, EÜAŞ bünyesindeki termik santrallerin tamamının özelleştirileceğine ilişkin, Maliye Bakanı&[#]8217;nın, geçen ay Ankara&[#]8217;da Hilton Otel&[#]8217;de yapılan özelleştirme Arenası Çalıştayı&[#]8217;nda, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı&[#]8217;nda bu konuda çalışmalar yürütüldüğüne ilişkin açıklamalarda bulunduğunu öğrenmiş bulunuyoruz&[#]8221; dedi.
Milletvekili Ali İhsan Köktürk&[#]8217;ün soru önergesinde ise şu sorular yer alıyor:
&[#]8220;Bu bilgiler doğru mudur? Bunun yalnız ülkemizdeki değil AB ülkelerinde de yapılan en büyük ve en kapsamlı özelleştirme niteliği taşıyacağı düşünülürse, AB ülkelerinde ısrarla kaçınılan elektrik üretiminin tamamen özelleştirilmesi uygulaması, hangi ekonomik ve bilimsel veri ve sonuçlar baz alınarak yapılmaktadır? Öznel koşulları olan bir iki ülke dışında hangi ülkeler örnek alınmaktadır?
Şu an ülkemizdeki elektrik üretiminin yüzde 49&[#]8217;u özel, yüzde 50&[#]8217;si kamu eliyle sağlanmaktadır. Bu özelleştirmeler sonrasında üretim ağırlığının özel sektöre geçmesi ve kamunun zorunlu alıcı konumda olması nedeniyle, gerek piyasada rekabetin sağlanması, gerekse tüketicilerin ücret ve arz güvenliğinin sağlanması riske atılmış olmayacak mıdır? Açıklamalarda, &[#]8216;Port Föy Gurupları halinde&[#]8217; ihale yapılacağı belirtilmiştir. Bu durum, yerli sermaye guruplarının aleyhine ve sektörün, hiçbir yatırım yapmadan, hazır hali ile, yabancıların eline geçmesi sonucunu doğurmayacak mıdır? Aynı hataları yapan İspanya&[#]8217;nın, AB&[#]8217;yi de karşısına alarak, yeniden devletleştirme sürecine girmesine yönelik gelişmeler karşısında, Bakanlık olarak, ülkemize yönelik mukayeseli değerlendirmeleriniz nelerdir?
ÇATES&[#]8217;in de port föy gurubu içinde satılacağı haricen konuşulmaktadır. TTK&[#]8217;dan satın aldığı flitrasyon ürünü taşkömürü yan ürünü mikst cinsi buhar kömürü ile çalışmak üzere dizayn edilmiş bu elektrik üretim tesisi karlı bir kamu işletmesidir. İhtiyacı olan enerji ham maddesini satın aldığı TTK&[#]8217;nın ise, en verimli dönemlerindeki üretim değerlerinin kurumda yatırıma dönüştürülmemesi, öncesinde pek çok kamu sanayi kuruluşuna ucuz hammadde sağlaması ve Taşkömürü sektörünün yeraltı kömür üretimi gibi önemli ve stratejik bir üretimin ağır koşullarından kaynaklanan nedenlerle ek sübvansiyonlarla üretimini sürdürdüğü bilinmektedir. Filitrasyon ürünü buhar kömürünün tek alıcı ve kullanıcısı ise ÇATES&[#]8217;dir. Aynı coğrafi bölgede ve birbirine çok önemli teknik - tarihsel veriler ile bağlı bulunan bu iki kamu kuruluşundan birinin özelleştirilmesi, diğerini çok büyük oranda olumsuz etkilemeyecek midir? Sübvansiyon ihtiyacını daha da arttırmayacak mıdır? &[#]8216;9.Kalkınma Planı, 2009 Yılı Programı 63.Önceliği 123 Nolu Tedbir Uyarınca Türkiye Taşkömürü Kurumunun (TTK) yeniden yapılandırılmasına&[#]8217; yönelik olarak, halen Hazine Müsteşarlığı koordinasyonunda, Bakanlığınız ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşların katılımı ile bir yeni eylem planı hazırlanmakta olduğu bilinmektedir. TTK&[#]8217;nın yeniden yapılandırılması çalışmasına, uzunca bir dönemden bu yana çeşitli teknik çalışmalarda da belirtildiği üzere TTK&[#]8217;nın zararlarının bir bölümünün ÇATES&[#]8217;in karlılığından karşılanabilmesini teminen, ÇATES&[#]8217;in TTK Genel Müdürlüğüne devredilmesi düşünülmekte midir? Enerji Bakanlığı, ÇATES&[#]8217;in özelleştirilmesine yönelik kamuoyunda oluşan yoğun tepkilerin farkında mıdır? Buna yönelik uygulamaya, zarar eden yeraltı kömür işletmelerinin benzer bir yapı içinde finansmanına ABD&[#]8217;de rastlanılmaktadır. Yeraltı taşkömürü üretiminde önemli zararları olan Peabody gurubunun karlılığa kendisine ait TS&[#]8217;lerdeki elektrik üretiminde ulaştığı bilgisi karşısında değerlendirmeleriniz nedir? ÇATES&[#]8217;in özelleştirilmesine yönelik gelişmeler, ÇATES&[#]8217;in TTK&[#]8217;ya devri durumunda gerçekleşecek, TTK&[#]8217;nın da ABD&[#]8217;li Peabody gurubu gibi hiç zarar etmeden ve bir sübvansiyon ihtiyacı olmadan, ülke ve bölge ekonomisi ve istihdamına katkı sağlayabilme imkanlarının kaçırılmasına neden olmayacak mıdır? AB ile G&[#]8211;20 ülkelerinin, ülkemizde dahil üye ülkelerden, zarar eden maden işletmelerine yapılan devlet sübvansiyonlarının tamamen kaldırılmasına yönelik olarak yapılmasını istedikleri çalışmaların nihai hedefleri TTK ve TKİ gibi ulusal kurumlarımıza yönelik sübvansiyonların tamamen kaldırılması mıdır? Böyle bir durum TTK başta olmak üzere TKİ&[#]8217;nin de içinde olduğu madenci KİT&[#]8217;leri kapanma noktasına taşımayacak mıdır? Enerji Bakanlığının görevi ulusal maden kuruluşlarımıza ve ulusal &[#]8211; kamusal enerji kuruluşlarımıza sahip çıkmak değil midir? TTK yeniden yapılandırılırken hedefiniz, yukarıdaki alternatiflerle yaşatılması ve geleceğe taşınması mıdır? Yoksa başka hedefler mi söz konusudur? ÇATES&[#]8217;in de aralarında bulunduğu enerji santrallerinin bizzat Başbakan tarafından Paris&[#]8217;te yapılan toplantıda pazarlandığına yönelik iddialar doğru mudur?&[#]8221;
Editör: Pusula Gazetesi