Bartın Üniversitesi ve İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından Dünya Ormancılık Haftası kapsamında Su ve Orman konulu panel düzenlendi. Dün düzenlenen panele Vali İsa Küçük, Belediye Başkan Vekili Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu, İl Çevre ve Orman Müdür Zeki Şaltu, Defterdar Saim Çırıka, Milli Eğitim Müdürü Hacı Ali Yeşilyurt, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri İbrahim Kayış, İl Genel Meclisi Başkanı Ali Kartal, daire müdürleri, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı. Panelin açılışında konuşan Vali İsa Küçük, Amasra&8217;da ağaç oyması hediyelik eşyaların yapımına adını veren çekicilik sanatının durumu ile kapanan kereste fabrikası Orüs ve odun dışı orman ürünlerini değerlendirmek amacıyla kurulan ancak işletilemediği için faaliyetine son verilen Yaprak A.Ş&8217;ye dikkat çekerek, Bartın&8217;ın orman sanayisi konusunda başarılı olamadığını söyledi.




Resim sergisi açıldı


Geçmişte orman sanayisi konusunda büyük tecrübeleri bulunan Bartın&8217;ın son yıllarda bu alanda gerilediğini vurgulayan Vali İsa Küçük, panel öncesinde üniversite öğrencileri tarafından hazırlanan Orman Haftası isimli resim sergisinin açılışını yaptı. Bartın Üniversitesi Konferans Salonu&8217;nda düzenlenen ve İstanbul Teknik Üniversitesi&8217;nden Profesör Doktor Cumalı Kınacı, Bartın Üniversitesi&8217;nden Doçent Doktor Erdoğan Atmış, Yardımcı Doçent Doktor Cengiz Yücedağ ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Ercan Yeni&8217;nin konuşmacılık yaptığı panelde katılımcılar su ve orman hakkında bilgilendirildi.




Suyun tükenebileceğini anlamaya başladık


Bartın Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Ramazan Kaplan, panelin açılışında yaptığı konuşmada, &8220;Su hayat, varlığın esası ve kendisiyle beraber bir kültürün de başlangıcıdır. Yine aynı şekilde orman ve ağaç bağlamında da düşündüğümüz zaman bir yanıyla kültür, bir yanıyla bir ekonomi ve sosyal hayatın içerisinde bir şekilde yer alan varlıklar. Büyük şehirlerde yaşamaya başladıktan ve susuzluk olgusuyla karşı karşıya geldikten sonra suyun da tükenebilir bir varlık olduğunu anlamaya başladık. Bu bilinç bizde oluşmaya başladı. Oysa büyük şehirlerin o kalabalık hengamesinde susuzluk çekmeden yaşadığımız günlerde ve bil hassa çocukluğumuzda dere kenarlarında ve suyun olabileceği her yerde suyun asla tükenmeyeceğine dair bir bilinçsiz bilgimiz vardı. Büyük şehirlerde yaşamaya başladıktan ve susuzluk sıkıntısını çekmeye başladıktan sonra hakikaten suyun da tükenebilir bir varlık olduğunu çok acı bir deneyimle öğrenmeye başladık&8221; şeklinde konuştu.




Rektör bilimin önemine dikkat çekti


Rektör Kaplan, &8220;Dolayısıyla gerek su, gerek ağaç, orman ve gerekse toplumun hayatında bir şekilde yer tutan her şeyin aslında bir sonunun olduğunu, ebedi olamayacağını bilmek gerekiyor. Dolayısıyla bunlara da böyle muamele etmek gerekiyor. Adeta bir insanla ilişkimiz ölçüsünde davranmamız gerekiyor. Bu toplantılarımız eğer bize bu bilincin kazanılması ve bir yaşama biçimi haline dönüştürülmesinde bir bilinç tazelemesine yol açarsa, hakikaten bu toplantıların uzmanlar nazarında bilimsel yönünden başka sosyal hayatımıza da bu tür toplantıların fonksiyonel bir nokta olabileceğini düşünebiliriz. Esasen bilimin temel amacı da bu olması gerekir. Yani bilimsel etkinlikler, bilimsel bilgi, bilimsel toplantılar ve bu bağlamda düşünebileceğimiz her etkinlik aslında bizim zihnimizde ve düşünce dünyamızda hayatımızı daha mükemmel kılma noktasında birere işlev gören etkinlikle olması gerekiyor. Yani kendimizi, toplumsal hayatımızı, bireysel hayatımızı, geleceğimizi bilimin verilerine göre oluşturmuş bir bilinç bağlamında sorgulamamız gerekiyor&8221; dedi.




Vali, üniversitelilere teşekkür etti


Panelde Bartın&8217;a uygun bir konu seçildiğini belirterek konuşmasına başlayan Vali İsa Küçük, &8220;Bir yandan Bartın&8217;ın adının Sular İlahisi Partenyus&8217;tan geldiğini düşünerek, diğer yandan da ilin toplam arazi varlığının neredeyse yüzde 60&8217;a yakının neredeyse orman çeşidi ile kaplı olduğunu düşünürsek, bir Dünya Ormancılık ve Su Günü&8217;nde seçilebilecek en iyi başlık olarak panel düzenlenmiştir. Bugün esasen daha önceki konuşmalarda belirttiğim 2 dileğimin gerçekleştiği için mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Dönem başlarında Batı Karadeniz Ormancılık Kongresi&8217;nde yaptığım konuşmamda orman ve insan ilişkisinin yeterince üzerinde durulmadığını dile getirmiştim. Esasen bugünkü panelin konularından birisi odur. Bir diğer konuşmada da üniversite gençliğine çağrıda bulunmuştum. Bartın ilinin hayatına gençlik olarak daha çok müdahale edin, daha çok katkı sağlayın diye çağrıda bulunmuştum. Bartın Üniversitesi Çevre Kulübü Rektörlüğün izni dahilinde İl Çevre ve Orman Müdürlüğümüzle böyle bir panel yaparak bizleri belli konularda bir şey yapmaya zorlamışlardır. Kulüp başkanımıza ve tüm üniversite gençliğine teşekkür ediyorum&8221; şeklinde konuştu.




Orman ve insan ilişkisi incelenmeli


Vali Küçük, &8220;Orman konusunda bugüne kadar insan ilişkileri bir anlamda ikinci planda kalmış, orman denilince daha çok odun, tarla açmak ya da kereste üretmek anlamında insan ve orman ilişkisi gündemde tutulmuştur. Bize göre orman ve insan ilişkisi sosyolojik boyutlarıyla da incelenmeli, ele alınmalı ve belki de yeniden bir stratejik plan anlayışıyla orman ve insan ilişkisi yeniden uygulamaya konulacak bir stratejik bir planla başka alanlarda da dikkat çekmeliyiz. Nitekim ilimizin bütün ormanlık alanlarında doğal olarak yetişen kestane, kuşburnu ve böğürtlen gibi bunların katma değeri yüksek faaliyetlerle birleştirerek ürün haline getirmemizde fayda olduğunu düşünüyorum. Bartın bütün alanlarının büyük miktarının orman olduğunu düşünerek ister istemez şunu da merak ediyoruz&8221; diye konuştu.




Geçmişte büyük tecrübeler vardı


Vali İsa Küçük, &8220;Bu kadar büyük orman varlığı olan ve geçmişte büyük tecrübeleri olan Bartın&8217;da orman ve insan ilişkileri açısından bir başarı öyküsü var mıdır? Geriye dönük baktığımızda ilimizde kurulu olan önemli bir orman sanayi olan Orüs&8217;ün kapandığını, Bartın-Amasra&8217;da önemli bir iş kolu olarak çarşıya adını veren çekiciliğin öldüğünü ve son günlerde de Yaprak A.Ş&8217;nin faaliyetine son verdiğini düşündüğümüz zaman maalesef bir başarı öykümüzün olduğunu söylememiz de zorlaşıyor. Şüphesiz ormanların varlığı hem su hem de toprak konusuyla da doğrudan ilgili. Toprağın korunması açısından ormanların kaçınılmaz bir önemde olduğunu hepimiz biliyoruz. Erozyona karşı toprağın koruma olduğunu, yine orman ürünlerinin yine doğal olarak bir gübreleme sistemiyle kendini yeniden ürettiğini düşündüğümüzde ne kadar önemli olduğunu biliyoruz&8221; ifadesini kullandı.

Editör: Pusula Gazetesi