Eğitim-Sen Bartın Şubesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü düzenlediği etkinlikle kutladı. Kemerköprü&8217;de toplanan yaklaşık 100 kadar Eğitim Sen üyesi ve Üniversite öğrencisi sloganlar eşliğinde Yukarı Çarşıya kadar yürüdü. Burada Eğitim Sen üyeleri ve öğrencilerden oluşan topluluk tarafından kadına karşı yapılan şiddet gerçekleştirilen sokak tiyatrosu ile sergilenerek protesto edildi. Eylemde konuşan Bartın Eğitim Sen Yönetim Kurulu Üyesi Firuzan Özen, &8220;Savaşlar kadınların her dilden yaktıkları ağıtları çoğaltıyor. Çalışma hayatı da dâhil olmak üzere hayatın tüm alanları kadınlara kapatılarak AKP eliyle muhafazakâr politikalara teslim ettirilirken, ülkemizin çıkmazlarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Yürürlüğe konulan Sosyal Güvenlik Yasası, kadınların sosyal güvenlik haklarını kısıtlamakla kalmamış, &8216;Eve dönüş&8217;e mecbur bırakmıştır. Sistem, sosyal güvenlik haklarını alabildiğine daralttığı kadınlardan, kapitalist üretim ihtiyaç duyduğunda güvencesiz bir şekilde çalışmalarını, ihtiyaç ortadan kalktığında da evlerine gitmelerini istiyor. Başbakan hala kadınlardan üç çocuk doğurmalarını isterken, ekonomiden sorumlu devlet bakanı Mehmet Şimşek, kadınlar iş aradığı için işsizlik oranlarının yüksek çıktığını söyleyebiliyor&8221; dedi.


Sömürüye karşı çıkıyoruz


Firuzan Özen &8220;Kadınların sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıran, onları &8216;eve dönüş&8217;e mahkûm eden SSGSS ´ye hayır demek için, emeğimize, bedenimize, kimliğimize sahip çıkmak için. Kadın katliamına karşı durmak için, halen kadın cinayetlerine &8216;haksız tahrik&8217; indirimi uygulayan ataerkil yargı sistemine ve erkek egemen kültürden beslenen ve onu güçlendiren milliyetçiliğe, militarizme karşı barış için kardeşlik için yürüyor ve haykırıyor kadınlar. Bize reva görülen şiddeti, eşitsiz ve insan onuruna yaraşmayan uygulamaları kabul etmiyoruz. Ataerkilliğe, eşitsizliğe, kapitalist sömürüye, milliyetçiliğe ve savaşlara karşı çıkıyoruz. Barış içinde, eşit ve özgürce yaşamak istiyoruz ve örgütlenirsek bunu başaracak gücümüz olduğunu biliyoruz. İnsan onuruna yarışır bir yaşam için, adalet için, barış için, kamu yararı için aşağıdaki talepleri öne sürüyoruz ve karşılanana değin yürüyüşümüze devam edeceğimizi ilan ediyoruz&8221; ifadesini kullandı.


Bugün direnişin adıdır


Firuzan Özen sözlerini şöyle sürdürdü: Bugün, dün olduğu gibi kadınların yaşamın dışına itmeye çalışanlara karşı tekrar sözümüzü örgütlüyoruz ve diyoruz ki; 8 Mart, bedenin, kimliğin direnişinin adıdır. 8 Mart, kapitalizme karşı kadının sömürüsüne karşı durmanın adıdır. 8 Mart, uluslar arası tekelci zihniyete karşı sınıfın ve emeğin sahiplenildiği günün adıdır. 8 Mart, savaşa, militarzime, ırkçılığa karşı duruşun adıdır. 8 Mart, bedenlerimizin metalaştırılmasına karşı çıkışın adıdır. 8 Mart, savaşa hayır demenin adıdır. 8 Mart, özel ve kamusal alandaki kölelik düzenine başkaldırının adıdır. 8 Mart, sağlığı bir hak olmaktan çıkaran, kadınların sağlığını görmezden gelen sağlıkta dönüşüm programına, çalışma yaşamında performans modeline, esnek çalıştırma sistemine karşı çıkışın adıdır. 8 Mart, krizin yükünü kadın emeğine yöneltenlere dur demenin adıdır.


Kadınların mücadele günü


Bu süreçte farklı görüşlerin zenginlik olduğuna biz kadınların dayanışmasının ve ortak bir mücadele yürütmesinin bir temenniden öte zorunluluk olduğuna inanıyoruz. Çünkü bu mücadelenin toplumun her kesiminden ezilen, dışlanan ama isyan eden, barış, emek, demokrasi ve kadın mücadelesinin ayrılmaz bütünlüğüne inanan bütün kadınlarla yaşamın her alanında yan yana, omuz omuza, el ele olduğu sürece başarılı olacağına inanıyoruz. Çünkü gün dayanışma günüdür. Çünkü gün direnme ve isyan etme günüdür. Çünkü gün kadınların mücadele günüdür&8221;


Ataerkil sistem sorgulanmalı


Bartın Eğitim Sen Yönetim Kurulu Üyesi Firuzan Özen&8217;in ardından söz alan Bartın Üniversitesi öğrencisi Müge Aslan da, &8220;Tarih boyunca var olan ve egemenlik biçimlerinin sürekli beslendiği ataerkil sistem artık sorgulanmalıdır. Bu sorgulama içinde erkekliği kuşkusuz ki bir simge olarak ele almalıyız. Erkek, iktidar kültürü içinde artık bir toplumsal cinsiyet olduğu için değil, bir anlayış tarzı olduğu için eleştirilmelidir. Erkeklik sadece kadınlara değil tüm dünyaya dayatılan bir ilişki biçimi olduğu için eleştirilmelidir&8221; dedi.

Editör: Pusula Gazetesi