Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref başkanlıkta üçüncü döneminin birinci yılında hedef yükseltti. Pusula&[#]8217;nın sorularını yanıtlayan Eşref Milletvekilliği ile ilgili gelecek çağrıya açık olduğunu net bir dille ifade etti. Geçmiş yıllarda Zonguldak&[#]8217;ın kentsel sorunlarıyla ilgili çözüm ürettikleri için halkın kendisini tercih ettiğini belirten Eşref lavuar alanı başta olmak üzere projelerin hızla hayata geçeceğinde iddialı. Bir yılda yapılan en büyük hizmetin bütçeyi denkleştirmek olduğunu belirten Eşref&[#]8217;e göre Ak Parti İl Başkanı Hamdi Uçar ve Milletvekilleri ile sürdürülen güzel diyaloglar devam ettiği sürece halka hizmet çok daha kolay olacak.



Atilla Öksüz: Zonguldak Belediye Başkanlığı görevinde geçirdiğiniz bir yılı değerlendirebilir misiniz? Beş yıllık aradan sonra üçüncü dönemin daha önceki dönemlere göre farkı nedir? İlk bir yıllık hedefleriniz nelerdi ve hangilerine ulaşabildiniz? En çok zorlandığınız en kolay çözdüğünüz sorunlar neler oldu?


İsmail Eşref: Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü dönemimden gelen bilgi ve deneyimle aday olduğum 1996 yılından sonra Bayındırlık deneyimlerimizi belediyecilikte kullandık. Görevde olduğum 11 aylık dönemde, 8 yıllık dönemi de tecrübe olarak aldığımızda, Bayındırlık&[#]8217;taki teknik bir 24 yıl, belediye başkanlığı 8 yıl ve piyasanın şartlarını görme açısından serbest müteahhitlik olarak birçok deneyim kazandık. Bu deneyimde de bir yıl içerisinde çok faydasını gördüm. Ancak geriye gidip o 8 yılı değerlendirdiğimizde halkın bize tekrar niçin destek verdiğini orada aramak lazım. Zonguldak halkı bayındırlık dönemimi bilmeyebilir ama Zonguldak insanı 96 yılında şuna inandı; teknik bir adam, bütün Zonguldak havzasında hizmeti, emeği vardır, Zonguldak&[#]8217;ta Adliye Binası, Kültür Binası, Vergi Dairesi, yüzlerce okul yapıldıysa bunlar bizi göreve getirdi. 8 yılda da biz Zonguldak&[#]8217;a dar çerçeveden bakmadık. Zonguldak&[#]8217;ın tüm ihtiyaçlarını düşünerek ve Zonguldak halkının tümünü kucaklayarak, hiçbir siyaset gözetmeksizin, halkın tümünü görerek, A siyasetinden B siyasetine herkesi kucaklayarak bir başkanlık dönemi geçirdim. Bu benim doğal yapım, doğal karakterim. Bunları yapmak için çaba sarf etmedim. Çünkü bu benim karakterimde var. 8 yılı da başarıyla bitirdik. Buna sadece yol, su, kanalizasyon olarak bakılmadı. Zonguldak sosyal hayatını değiştirecek sahil düzenlemeleri, kültür sanat anlamında eski belediye binamızın belediye kültür merkezimizi yapılması, festivalin başlatılması, sosyal alanların genişletilmesi, her mahalleye eşit hizmet verilmeye çalışılması gibi bakış açılarıyla çalıştık. Hatta bir asayiş müdürü Zonguldak&[#]8217;taki sosyal tesisleri, kordon boyunu, Alaborina&[#]8217;yı, Deniz Köşkü gibi yerleri yapmakla oralardaki kötü iş yapanları yani esrar içenleri, fuhuş yapanlar gibi sorunları da giderdiğimizi söyledi. &[#]8216;Zonguldak&[#]8217;ta asayişi sağladınız&[#]8217; dedi. Bütün bunlar Zonguldak halkı tarafından fark edilerek görevlere geldik. 2004 yılında birkaç sebepten bin 200 oy farkla kaybettik. Sebepleri de malum. Barajın koruması gibi, belediye işçilerinin 8 sene düzenli ödediğimiz halde son 1&[#]8211;2 ayda yaşanan sıkıntı ile maaşlarımızı eksik alıyoruz ifadeleri, AKP&[#]8217;nin o günkü yüzde 47&[#]8217;lik oy trendi gibi birçok faktörle seçim kaybedildi. Ama biz 5 yıl boş durmadık. Bir oğlum inşaat mühendisi diğeri de iç mimar ve o işimize çocuklarımız devam ediyor. Tüm bu deneyimlerden sonra Zonguldak halkı benim faydalı olduğumu düşündü ki o 8 sene ile benim görevde olmadığım 5 seneyi mukayese etti ve bizi tekrar başkan yaptı. İnsanlar bizde bulduklarının daha iyisini bulacaklarını zannettiler ve öyle seçim kaybedilmişti. Ama gördüler ki o fark daha iyisi değil. Daha vasatını olduğunu anladılar. O beş yılında boş geçtiğini söyleyemeyiz. O dönemde de birçok şey yapıldı. Ama belediye başkanının halka insanı yaklaşımları, onlardan biri olduğunu hissettirmesi gibi birçok faktör bizi tekrar belediye başkanlığına taşıdı. Zonguldak halkı huzur aradı. İtilip kakılmak istenmedi. Belediyeye rahat girmek istedi. Dolayısıyla vatandaşın aradığını 10 ayda bulduğunu düşünüyorum. Çünkü bir rahatlama ve bir huzur olduğunu hissediyorum.




Atilla Öksüz: Eleştirilere karşın bütçede yapılan düzenlemeyi gösteriyorsunuz. Ne yaptınız tam olarak. Bütçe ne durumda. Çalışanlar maaşlarını, emekliler tazminatlarını, müteahhitler alacaklarını alabiliyorlar mı?


İsmail Eşref: Halk ayakları üstüne basan, ekonomisi düzgün bir belediye bekliyordu ve biz onu da başardık. Benim göreve geldiğimde belediyenin aylık geliri 2 milyon 100 bin TL civarında iken giderleri vergi sigorta hariç 3 milyon 300 bin TL civarındaydı. Bu dengesizlik, aylık bütçe açığı çöp müteahhidine aylık ödeme yapamamak gibi sonuçlanmış. Tıp Fakültesi Hastanesi&[#]8217;ne memurlarının muayenesini ödeyememek gibi sonuçlanmış. Emekli işçilerin aylık taksitleri verilemeyerek onların Madenci Anıtı önünde eylem yapması şeklinde sonuçlanmış. Bütün bunların yapılamaması o gelir-gider sebebiyle oldu. Bunu kim yarattı tabiî ki o 5 yıllık dönemin tek başına üzerine yıkmak mümkün değil. Bunun için 1985 yıllarına gitmek lazım. Çünkü o tarihte 800 kişilik belediye bin 500&[#]8217;e çıkarılınca bu hale gelmiş. Bu bin 500 kişi artık eriyor. O nedenle o sıkıntılar devam ediyor. Çünkü vergi ve sigorta yükü var. Bunların hepsi sırtımızda yük. 2004 öncesi bir kısmı yapılandırıldı. 1 Mart 2010 öncesi de yapılandırılıyor. İller Bankasından kesilecek. Kısacası benim ilk yılki hedefim belediyeyi geçinir hale getirmekti. Hep söylüyorum bu da bir proje idi. Geçinemeyen belediye bir şey yapamaz. Tabi geçen dönemde bu kadar açık varken bunlar hep kredi ile yapıldı. Asfalt krediyle, viyadüklü yol krediyle, pazaryerinin olduğu yerdeki otopark krediyle, şehir geçişi zaten benim dönemimde yapılmıştı ve karayollarının işi. Yani hep kredi ile çalışıldı. Peki, hükümet olmakla olmamak arasındaki fark ne? Bu kredidir. Merkezi hükümet hiçbir belediyeye açıktan para veremez. Merkez hükümet ek kaynak değil imkân yaratır. Merkezi hükümet genel bütçenin yatırımlarını yapar. Ben 10 ay içerisinde o 5 yıl içerisinde düzeltilemeyen ekonomik durumu hükümet siyasetinde bir belediye başkanı değil muhalefet belediye başkanı olduğum halde bütçe açığını daralttım. Şu anda belediyemizin yaklaşık 2 milyon 600 bin geliri var ve 3,5 milyonluk o gideri de 3 milyona çektik. Yani şu anda açık kapandı. 1 milyon TL&[#]8217;nin üzerindeki o açığı 300 binlere düşürdük. Bütçe olarak her şey yolunda mı? Tabi değil. Geçen ay geçindik maaş verdik ama bazı harcamalarımız bu aya sarktı. Bu ay yapabileceğimiz harcamaların bazıları da bir daha ki aya sarkacak. Çarkı çeviriyoruz. Sarka sarka gidiyor ama geçinebiliyoruz. Belediyenin tüm giderleri elektrik, temizlik müteahhidi, ZONÇEB, işçi maaşı, memur maaşı hizmet alımları gibi tüm giderlerin toplamı artık kısıtlamalarla 3,5 milyondan, 3 milyona kadar çekildi. Sonuçta bu kolay olmadı. Zaten benim hedefim birinci yıl bütçeyi dengelemekti ve bunu başardım. Zonguldak belediyesinin borçları mevcut emeklilerin kıdem tazminatlarının bitmesiyle yani kiralardan gelen gelir emeklilerin haczine gidiyor. Biz 100 emekliye yaklaşık 150-200 bin lira arasında ödeme yapıyoruz. Mevcut bizim kiralarımızın haczedilerek yapılan emeklilerimizin ödemeleri ile bizim ödediğimiz iki yıl içerisinde bitiyor. Ama benden önce emeklilere verilmek için 17 milyon TL olarak çekilip 34 milyon olarak geri ödenmesi gereken ve aylık 400 bin lira tutan bu kredi tutarı da 5 yıl sonra bitiyor. Dolayısıyla 800 bin lira gibi çok ciddi bir gider ortadan kalkıyor. 2 yıl sonra 400 bini, 5 yıl sonrada diğer 400 bini ödemekten kurtulcaz. Bu çok büyük bir kaynak. 1985&[#]8217;den bu yana olan geçinememezlik sonrasında bugünlerde normale dönüyoruz. Ama o 800 bin liralık kaynakta belediye bütçesinde kaldığı zaman çok ciddi işlerin yapılabileceği bir Zonguldak, borçları konuşulmayan bir belediye, halkın refah seviyesini yükselten bir belediye ortaya çıkacak. Sona yaklaştık. 25 yıllık sürecin bir 5 yılı daha kaldı. Demek ki Zonguldak&[#]8217;ın 30 yıl çekilecek bir çilesi varmış. Bu çilede bitiyor. Temenni ediyorum bizden sonraki nesilde işçi alarak bir şey yaptım politikasını bırakır ve belediyeyi batağa sürüklemez. Benim bir yılım dolduğunda borçlarımı ve alacaklarımın dengesini kurmuş olarak 2010 yılında çok büyük projelere imza atacağım. Benim üç büyük hedefim var. Birincisi mahallerde hizmet eksiği kalmaması. Bu konuda çok iddialıyım. Çünkü 8 yılda çok işler yaptım ve gezdikçe şaşırıyorum ben bunları 8 yıla nasıl sığdırmışım diye. Bu önümüzdeki süreçte de artık bunu tamamlamak istiyorum. Benim dönemim mahallelerde hizmetlerin bittiği dönem olarak bakmak istiyorum. İkinci hedefim lavuar alanını toparlamak. Üçüncüsü de kanalizasyon projesini bitirmek. Bu üç hedefimin tümünü dönemimde tamamlamak istiyorum. Ben bunu başaracağıma inanıyorum.



Atilla Öksüz: Lavuar alanıyla ihale şartnamesi hazır. Burada süreç nasıl işleyecek ve neler olacak. Koruma kurulunu nasıl ikna ettiniz?


İsmail Eşref: Lavuar Alanı 2006 yılından beri koruma kurulunda. Benim göreve geldiğimde de henüz bir proje görmediğim bir alandı. Hâlbuki biz lavuar alanını çok önemsiyoruz ve benim en önemli projelerimden sayıyorum. O alanın kente kimlik katacağına inanıyorum. O alanın her şeyden önce korunarak kentin ihtiyaçlarının giderilmesi yönünde olmalı. Gazipaşa&[#]8217;daki insan yoğunluğunun oraya çekmeyi, yoğunluğu azaltmayı düşünüyorum. Yeraltında otopark yapıp bütün kentin otopark ihtiyacını gidermek istiyorum. Caddelerdeki otoparkları kaldırmak istiyorum. Üstünde bir meydan istiyorum. Meydansız bir kent olmaz. Zonguldak çok dar bir alana yerleşmiş ama o alan artık bir meydan olmalı. Madenci Anıtı meydanımız olmaktan çıkmalı. Ayrıca Madenci Anıtı bin metrekare, orası 80 bin metrekare. Bunun 30 bin metrekaresini meydana ayırsak Madenci Anıtı gibi 30 tane meydan yapar. Her şey orda yapılır. Kentli, kimliğini, kentliğini hisseder. Dolayısıyla Zonguldak&[#]8217;ın böyle bir alana ihtiyacı vardı ve kavuştu. Burada neler olması gerektiğini halka sorduk. Kent Konseyi bunu 3 ay tartıştı. Burada 120 sivil toplum örgütü söz sahibi. Çalışma komitesi çalışmalarını kent konseyine sundu ve oradan çıkan ortak akıl bizim düşündüklerimizle benzer şeylerdi. Ne durumdayız? Belediye Meclisi olarak Aralık ayında toplandık kent konseyi kararlarını onayladık. Yine Ocak ayındaki mecliste buranın özel proje alanı olarak imarını yaptık. Şubat ayında da şartname hazırlıyoruz. Yani her meclis toplantısında bir adım atıyoruz. Şartname oluştu ve bitti. Mayıs ayının ortasında yarışma bitiyor. 60 gün içerisinde çalışacaklar. Sunulan projeyi 7 kişilik jüri üyesi tarafsız olarak seçim yapacaklar. Koruma kuruluda jüride ve burada söz sahibi olsun istiyoruz. 3 kule, bir bina ve yer altı siloları korunma durumunda. Yani 20 bin metrekaresi onlara ait. 60 bin metrekaresi de koruma alanını koruyacak bir çevre alanı var. Koruma kurulunu nasıl ikna ettik? Koruma kurulu: &[#]8216;Bizim o koruma altına altığımız alanı ve yapıları korumak, bizim kabul edebileceğimiz tarzda bir düzenlemeye varız&[#]8217; diyor. Bizim çalışmalarımıza baktılar ve projemiz kabul görüldü. Yarışmaya açılabileceğini söylediler. Kendileri de zaten jüri de var. Dolayısıyla Zonguldak çok ciddi bir alana kavuşuyor. Benim Zonguldak adına ideallerimden bir tanesi. Diliyorum bol yarışmacı ve çok kaliteli projeler gelir, içinden en güzeli seçilir.



Kanalizasyon projesine Kozlu da dahil olabilir



Atilla Öksüz: Kanalizasyon projesini süreç nasıl işliyor? Firma şantiyesini ne zaman kuracak. Kozlu ve Kilimli&[#]8217;nin projeye dahil edilmesi mümkün mü?



İsmail Eşref: Projenin başlangıcı 1997. O günden bugüne biz iki kez İspanya ziyareti yaparak krediyi bulduk. Kreditörler 300 bin lira bağış kredi vererek projesini yaptırdılar. O dönemde projesi olmuş bir işken, İspanyollar sürekli bu krediyi verelim diyip dururken Hazine bazı belediyelerin Ankara, İstanbul, Mersin, İzmir gibi kredi alıp geri ödememeleri sebebiyle o borçları Hazine karşılamış. Bu sebeple Hazine belediyelerin kredi borçlanmalarına karşı çıkıyor. Dolayısıyla benim dönemimden bu yana 12 yıldır Hazine ikna edilemedi. Benim görevden ayrılışımdan sonra 2005 yılında ihalesi yapıldı. Ama kefil olmadığı için ihale yapılması da yetmedi. Şimdi buda seçim avantajlarından bir tanesi. Son yerel seçimler öncesinde hazine kefil ettirildi. İyi ki seçim olmuş ve Hazine kefaleti çözüldü. Bakanlar kurulu kararı da çıktı. 2009 Mayıs ayında burası Hazine tarafından kefil olunmuş, Bakanlar Kurulu kararının bittiği bir iş haline geldi. Ama iş bitmedi. 8 aydır uğraşıyoruz. 3 konu vardı. Biri ÇED raporu. Bu raporumuz hazırlandı ve çevreye etkisinin olmadığına dair değerlendirme raporu çıktı. Dolgu planı için Kozlu Belediyesine müracaat ettik. Alanda Kozlu sınırlarında olacak. Şuanda da Bakanlıklarda yazışmalar sürüyor. Teşvik belgesi almamız gerekiyordu. Çünkü yurt dışından gelecek teknik malzemenin gümrük vergisi ve KDV&[#]8217;si çok ciddi rakamlarda oluyor. Bu bedeli açıktan keşif bedeli olmadan vermemiz mümkün değil. Her türlü evraklar hazırlandı. Son evrakımız sigorta ilişkisiz belgesi idi. Ama sigortaya borcumuz var. Bunu almak mümkün değil. Ancak taksitlendirme yaparak mümkün. Ama o da çok zor. Bir yol vardı. O da SGK&[#]8217;ya arsa verip, arsanın karşılığında borcumuza taksitlendirme yapmaktı. Arsamızın yettiği yere kadar yani arsamız 7 milyonluk ise, aylık ödeme de 1 milyon ise, 7 aylık taksitimizi karşılamak üzere arsa teklif ettik. Bu son çare ve yapılması gereken tek şey buydu. Arsayı önerdik. Arsa bizim ticaret merkezi yapmak istediğimiz, eski hal binasının olduğu yer. İstenilen hizmet türünün getirilebileceği bir yer. İlgi gördü, geldiler. Arsayı incelediler. Rapor olumlu. Bizden değer tespiti istiyorlar. Kısacası bu iş yürüyor. Teşvik belgesi de alınma noktasına geldi diyebiliriz. Ama siyasi destekle de desteklendi mi bu hem çabuk olur hem de rahat olur diye düşünüyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Hamdi Uçar destek vereceklerini söylediler ve iş olumlu şekilde gelişiyor. Her şey de bu işe bağlı.



Atilla Öksüz: Kilimli ve Kozlu beldeleri de arıtma tesisinden yararlanamaz mı. Proje bu yönde geliştirilebilir mi?



Kilimli arıtmaya uzak. Onu şebekeye bağlanması yeni bir şebeke yapmasını gerektiriyor. Birde Kilimli bizim İnağzı&[#]8217;ndaki sınırımızda ve bize kirlilik açısından Kozlu kadar etkisi yok. Mutlaka etkisi var ama Kozlu tam bizim arıtmanın yanında ve yüzde yüz etkisi olan bir konumda. Kilimli kendi şebekesini yaparsa bize eklenir ama bizim arıtma tesisimizin kapasitesi 3 beldeyi yani Kozlu ve Kilimli&[#]8217;yi taşımaz. Kozlu&[#]8217;ya gelince arıtmamız zaten Kozlu&[#]8217;da. O nedenle bizim sınırlarımızdan geçen bir şebeke gerekmiyor. Kendisi getirebilir. Arıtmanın da yetmesine bağlı. Arıtmanın kapasitesi şu anda Zonguldak&[#]8217;ın 2035 yılına kadar nüfusunu barındıracak bir kapasitede. Kozlu&[#]8217;yla görüşüp şu yapılabilir. Bu arıtmada ilave gerektiren tesisleri ve şebekesinin kendisinin yapması ve genel giderlere katılmasıyla yani yatırıma katılmasıyla Kozlu buraya bağlanabilir. İyide olur.




Atilla Öksüz: Son dönemde adınız milletvekili adayları arasında geçiyor. Siyasetteki hedefiniz nedir?


İsmail Eşref: Ben şu göreve geleyim, şurada olayım gibi bir hevesim hiç olmadı. Ne zamandan beri Bayındırlıktan beri. Bayındırlıkta mühendisken müdür çağırdı ve beni müdür yardımcısı yaptı. Müdür yardımcısıyken Vali çağırdı &[#]8216;Mutlaka müdür ol. Senin olmanı istiyorum&[#]8217; dedi. Politikaya Demokratik Sol Partide Rahşan Hanımı etkileyen o günkü Mümtaz Soysal, Hasan Gemici ekibinin beni çağrısıyla hatta ısrarıyla çağırıldım. Sonra tekrar kendim aday oldum. Hep çağırıldım. Görevini doğru yaptığın zaman çağırılıyorsunuz. Bazen düşünmeseniz de mecbur kalıyorsunuz. Mesela son dönemimde ben serbest meslek hayatıma başlayınca artık dönmeyi düşünmedim. Düzenim vardı. Kendimi sıkacak bir iş düşünmedim. Ailemde düşünmedi. Çağırıldık. Bu sefer halk çağırdı. Genel merkez halkı dinledi çağırdı. Çağırdı, çağırdı, çağırdı. Politikada çağrı bekliyoruz.



Atilla Öksüz: Yaklaşan İl Kongresi ile ilgili görüşleriniz nelerdir. Belediye Meclis Üyeniz İdris Şahin&[#]8217;i İl Kongresinde destekleyecek misiniz?


İsmail Eşref: Biri il başkanım. Yıllardır çalışıyoruz diğeri de meclis üyem. Yani ayıramam. Ayırmakta olmaz. Yarışırlar, uğraşırlar. Örgüt kendisini kendisi yapar. Ne Osman Yayla&[#]8217;ya ne İdris Şahin&[#]8217;e ayrı bir desteğim olamaz. Yani ortaya çıkıp özel bir desteğim olamaz. Her ikisi de bizim kaç senelik arkadaşımız. İdris Bey danışıp, görüşüyor. Şu anda soruyor. Sonuca varsın, ne olacaksa partimizin lehine olsun. Biz il kongresinde çıkacak sonuçla iyi bir yere varmalıyız. Önümüzdeki seçimlerde geçmiş seçimlerden daha öne gitmeliyiz. Çünkü bu işin içerisinde biz varız. Bizde destek veriyoruz. 2004 yılında kaybettiğimiz halde yerel seçimlerde il genel meclisi üyeliği oyları bir önceki seçimlere göre 68 binlere çıktı. Sonra 2007 yılında ben Cumhuriyet Halk Partisi&[#]8217;nin genel seçimlerde il komite başkanıydım. O zamanki çalışmalarımızda oyu 88 bine çıkarttık. 2009&[#]8217;da partimizin oyu 120 binlerin üzerine çıktı. Bu örgüt çalışmasıyla oluyor. Bu bir güçtür ve biz bunu devam ettireceğiz. Partimizin bir adım daha öne gitmesi için, iktidara gelebilmek için, 2 milletvekilini 3 yapabilmek için biz varız. O dönemde hangi görevde olursak olalım biz o gayreti göstereceğiz. İl Başkanlığı da o büyümenin tamamlayıcısı olmalı. Çünkü il başkanlığı örgütün en önemli başı. Diliyorum her ikisi içinde hayırlısı olur.



Hamdi Uçar ve Ak Parti&[#]8217;den destek bekliyor


İsmail Eşref Ak Partili Belediye Başkanı Secaattin Gonca&[#]8217;dan aldığı başkanlık görevinin ardından CHP&[#]8217;li bir isim olmasına karşın Ak Parti ile güzel iş ilşkileri içinde bulunuyor. Kanalizasyon Projesi çıkarılan kredinin kullanılabilmesi için belediyenin borçlarının taksitlendirilmesi gerektiğini belirten Eşref bunun için gösterilen yere SGK&[#]8217;nın yaklaşımda siyasetin etkisini farkında. Muhalefet partili belediyeler ile iktidarın hizmet adına birlikte çalışabilmeleri gerektiğini belirten Eşref Ak Parti İl başkanı Hamdi Uçar&[#]8217;ın da aynı düşünce içinde olduğunu görmekten mutlu olduğunu söylüyor. Yapılan görüşmelerden çıkacak sonuçları beklediklerini belirten Eşref bu diyalogların sağlıklı şekilde sürdürülmesi için herkese görev düştüğünün farkında. Hizmet adına yapılacak işbirliğinden herkesin karşı çıkacağını ifade eden Eşref&[#]8217;e göre kısa zamanda büyük bir kentsel değişim yaşanacak.



Editör: Pusula Gazetesi