İnanış Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Adnan Küçükvar, Vali Erdoğan Bektaş'ın basın toplantısını değerlendirdi;


Yine tehir, yine hüsran
' başlığıyla vermiştik dün, Zonguldak Havaalanı'a inecek uçağın 'Rötar' yaptığını.

O kadar güzel oldu ki, Sayın Vali'nin gazetecilerle sabah kahvaltısına gideceği saatler 'WhatSapp' üzerinden gönderildi kendisine günlük haberler.

Dolayısıyla sayın vali, havaalanı ile ilgili bir şeyler anlatmaya çalıştı. Ancak, anlattıkları gazetecileri ikna etmedi. Ancak, bazı gazetecilerin, 'Yandaş' ve 'Nizalı' olduğu gazetecilere göre 'Anlama' tavrı sergileyenlerde oldu."14 ay Zonguldak'tayım. Bu süre başlamak için yeterli ancak, bitirmek için değil' demesi, ilginç bulundu. Kastamonu'da 2012'de başlayan kayak tesisinin önceki gün açılmasını örnek verdi.

Zonguldak Havaalanı ile ilgili ileri sürülenler ise, bu güne kadar yapılanların 'Kamu Zararı' niteliği taşıdığını ima eder gibiydi. Zira, bu güne kadar yapılanlar yanında bundan sonra yapılacak olanlarında havaalanının yaşamasına neden olamayacağını belirtti. Dağ tıraşlandı, İLS kuruldu, şimdi pist uzatılsın-genişletilsin" diyorlar. Bu gün uçak geliyor, inemiyor. THY itiraz ediyor. Yarın TOSYALI gelecek, 'Bu nasıl havaalanı' diyecek? Zaten geldiğinde beğenmedi. Bana adamlar, 'Burada havaalanı olmaz' dediler. Boşuna uğraşmayın. Pisti şimdilik uzatın. Bu size şimdilik yeter dediler. Ben bu havaalanını yapmayacağım. Pisti uzatmaya çalışıyoruz. İnşallah başarırız" dedi.

Vali Bektaş, ilginç bir konuya daha parmak bastı. "Ankara Zonguldak'ın etine buduna göre değer verir. Ankara'nın elinde bütçe var. Bu bütçeye uymak zorunda... İhtiyaç önceliği diye bir şey var" dedi.

Elbette bana göre ortaya, 'Seçilmiş-atanmış' tartışması çıkıyor yine. Yani 'Politikacı-bürokrat' tartışması...

Vali beyin 'Bakışı' gazeteciler tarafından da farklı yorumlandı. Kimi, 'Rakip' perspektiften, kimi 'Birbirine Gıcıklık' zaviyesinden haber yaptı. Yani, 'Birlik-dirlik' yok. Yani, 'İhtiyaç önceliği' hikaye. Ağlamayan çocuğa meme vermezler!

"Cumhuriyetin ilk ve endüstri vilayeti Zonguldak", "Hangi hatayı yaptı?" Hizmet dışına itildi? 'Ödediği vergi kadar yatırım alamaz' hale geldi, getirildi? 'İhtiyaç önceliği' varmış!.. Yani, "Türkiye'nin yol sorunu bittikten sonra Zonguldak'ın yol, tünel, viyadük işlerine sıra gelecek" nasıl deriz?

Burada, Zonguldak'ın seçilmiş-atanmışlarında bir 'Sorun' olduğu ortaya çıkmaz mı?

İktidar Partisi kurulduğundan bu yana Zonguldak'tan 'En yüksek oy ve milletvekili almıyor mu?' Bir şehire 'Hizmet getirmenin önceliği-sonralığı' ne olabilir ki?

Hizmet getirmenin sebebi, insanların yaşam kalitesini yükseltmek değil mi? Ne demek yani, 'İhtiyaç önceliği?' Zonguldak insanının 'Sosyal adalet ve fırsat eşitliği' çerçevesinde hizmetten yararlanma hakkı yok mu?

Vali Bey 'Ben bu işi yapmam' diyor. 'Ben bu milletin parasını çöpe mi atayım?' diyor. Yani "Ortada bir 'Vebal' var" diyor.

Vebal, 'İnsanı ahiret azabına sürükleyecek olan ağır sorumluluk'

Anlamadığım iş... Kaçak ocaklarda hem milli servet gidiyor hem de insanlar ölüyor. Hangisinin vebali daha büyük...' Bir işte 'Vebal' varsa, 'Vebal var' demeyle 'Yok' oluyor mu vebal?

Dün, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç'un havaalanı ile ilgili açıklamasını okudum. 'Üzerimize düşeni yapacağız' diyor. Yani, 'Servet' dökülerek bu güne getirilmiş bir havaalanının 'Zayi' edilmemesini istiyor Bartınlı Vekil.

'Tosyalı bu nasıl havaalanı?' diyecekmiş!.. Ne demek yani, 'Tosyalı havaalanını beğenmezse' demek? Tosyalı beğenmezse kendi havaalanını yapsın yani.

Pistin uzatılması, havaalanının on yıl daha kullanılması, idare edilmesi demek/miş!..

On yıl içinde yeni bir havaalanı yapılması lazım/mış!..

İşte, '629 Adımlık Şehir' Zonguldak'ın hikayesi de görüntüsü de bu...

Biz daha 'Çooook' bekleriz, 'Ödediğimiz vergi kadar yatırım almayı'