Cumhuriyet Halk Partisi kadın kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka' nın katılımıyla Alaborina Restaurant'ta program düzenlendi.

Programda 'Yaşam Hak Projesi'nin tanıtımı yapıldı. Katılanlar arasında İl Başkanı Murat Pulat, Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun, Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin, Saltukova Belediye Başkanı Alim Genç, Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün, Ilçe başkanları, belde başkanları kadın kolları gençlik kolları ve çok sayıda partilil yer aldı.

Genel başkan Nazlıaka, siyasette kadının gücünden bahsederek AK Parti politikalarını eleştirdi. CHP'nin iktidara geleceğini belirten Nazlıaka "AKP'ye iktidara kadınlar getirdi, yine iktidardan kadınlar indirecek. AKP kaybetmeye başladıkça saldırganlaşıyor. Sarayda huzursuzluk mevcut. Ama millet ittifakı dimdik ayakta duruyor" dedi.

Kadın kolları Genel Başkan Yardımcısı ve İl Kadın Kolları Başkanı Merve Kır konuşmasında şunları söyledi;

Sayın il başkanım, sayın ilçe başkanlarım, sayın kadın kolları genel başkanım, sayın kadın kolları başkanlarım, gençlik kolları başkanım, Cumhuriyetimizin yılmaz bekçileri, partimizin çok değerli emekçileri hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Hoş geldiniz sefalar getirdiniz .
[*]
Bugün dünyada 22 ülkeyi ve 650 milyon insanı kadınlar yönetiyor. İlk bakışta yüksek bir sayı ve kalabalık bir nüfus gibi gözüküyor olabilir, oysa ki sözünü ettiğimiz sayı dünya nüfusunun yalnızca yüzde 8'ine karşılık geliyor.
Diğer bir ifadeyle; kadınlar, siyasal sistemde temsil açısından, günümüzün modern devletlerinde de geri planda kalıyor.
[*]
Bu gerçeğin ardında yatan pek çok neden var.
Ülkemize bakalaım.
Ülkemizde kadınlar ilk olarak 1935'te meclise girdiler.
Bu da demek oluyor ki, meclisin kuruluşundan meclise ilk kez bir kadın milletvekilinin girişine dek 15 yıl geçmesi gerekti.
Ve kadınlar, seçme ve seçilme hakkına kavuştukları 1934'ü izleyen ilk seçimde mecliste yerlerini aldılar.
Meclisin kurulmasının üzerinden 100, kadınların parlamentoya seçildikleri 1935'ten bu yana ise 85 yıl geçti.
[*]
Özellikle son 20 yıldır kadının siyasetteki yeri üzerine çok tartışmalar var.
Peki neredeyiz?
Son genel seçimlerde, 2018 yılında, 600 milletvekilinin şekillendirdiği TBMM'de, kadınlara ait sandalye sayısı 102 oldu.
Yani kadın milletvekili sayısı meclise oranlandığında yüzde 17,2'ye karşılık geliyor.
Ancak Türkiye'de hala hiç kadın milletvekili çıkaramamış 20 il var.
[*]
2019 yerel seçimlerine baktığımızda, 30 büyükşehir belediyesinden yalnızca 3'ünde kadın belediye başkanı görev yapma hakkı kazanabilmiş.
Türkiye genelinde sayıları 50 bin 157 olan muhtarların arasında kadınların sahip olduğu temsilci sayısı ise yalnızca bin 71.
[*]
Gerçek şu ki, kadınların siyaset arenasındaki görünürlülükleri yok denecek kadar az.
Bahsettiğim rakamlar bize, siyasetin cinsiyetlendirilmiş yapısından başka bir şey anlatmıyor.
Ve ne yazık ki, dünya genelinde kadınlar ülkeleri yönetebilecek konumlara kavuşsalar bile kendilerinden, öncelikle kadınlık ve annelik rollerini yerine getirmeleri bekleniyor.
Erkek siyasetçilerimizin evleri, çocukları ve eşleri ile günler veya haftalarca ilgilenememeleri normal karşılanırken, siyasetçi kadınlara 'önce anne ve eş olduklarını unutmamaları' gerektiği hatırlatılıyor.
[*]
Siyaset yapan kadınlar 'erkekler kulübünden' olmadıkları için daha liyakatli oldukları alanlarda bile görevlendirilmiyor.
Bu durum sadece siyasette mi böyle?
Hayır.
Kamu veya özel çalışma hayatının her alanında da bu tabloyu görüyoruz.
[*]
Eşit koşullara sahip olmayan tarafların, aynı kulvarda yarışmaları, alışagelmiş eşitsizliği sonsuza kadar meşrulaştırıyor.
Kadınların, zihniyet dönüşümünü yaratacak karar alma mekanizmalarında, kadın bakış açısıyla var olmaları gerekiyordu.
Oldu mu?
Bu döngüyü kırabilecek miy...