100'üncü YILDÖNÜMÜNE YAKLAŞIRKEN...

(21 Haziran 2021)

Atatürk, 13 Kasım 1918'de İstiklal Savaşı'nın başlayacağının sinyalini, Kartal römorköründe boğazı geçerken, işgal güçlerinin donanmasına bakarak şu sözlerle haber verdi. 'Geldikleri Gibi Giderler' Bu söz 19 Mayıs'ta kıvılcımı yaktı. Aklında ki milli mücadeleyi ilk kez bu römorkörde dile getirmişti. Umudun ve kurtuluş mücadelesi de o sözle başladı...

İstiklal Savaşı devam ederken, 8 Mart 1919'da Zonguldak'a asker çıkartan Fransızlar, 2 yıl, 3 ay, 12 gün sonra 21 Haziran 1921 günü Zonguldak'ı terk etmişlerdir. Zonguldak limanında bekleyen Fransız savaş gemilerinin yerini Türk Donanmasının kahraman savaş gemileri almıştır...

Gün saydığımız 21 Haziran 2021 tarihi Zonguldak'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yıldönümü olarak tarihine not düşülen önemli bir gündür...

Bir asır önce Fransız askerleri Zonguldak topraklarında olduğu süreçte neler yaşandı... Yurdun her köşesinde milli mücadele devam ediyor, Fransızlar ve müttefikleriyle kanlı çatışmalar devam ediyor.

Zonguldak ve çevresinde de Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'ne bağlı güçler de mücadele veriyorlar.

Özellikle, Zonguldak ve Bolu'da bir çok savaş taktiği uygulandı.

Zonguldak'taki Fransız birlikleri ile sıcak ve soğuk savaş mücadelesi de verildi.

Emekli öğretmenler Rasim ve Melahat Türk'ün 1976 yılında yazdığı kitapta Zonguldak'ın işgali hakkında şunları aktarıyor:

"...İşgalden önce Zonguldak şehrinin en merkezi yeri Yeniçarşı, Acılık'tı. Eski Adliye Sokak'ta 6 taş ve üzeri ahşap bir hükümet konağı vardı. Bu binanın alt kısmı cezaevi olarak kullanılıyordu. Aynı yerde şehrin biri kız, biri erkek ilkokulu olmak üzere 2 okulu vardı. Ulu caminin yerinde ahşap yapılar tuğla minareli bir cami ve yanında 6 taş ve üzeri ahşap belediye binası vardı. Şehirde çoğunluğu Türkler olmak üzere Ermeni ve havzayı işleten Fransızlar oturuyorlardı. Zonguldak kömür ocaklarını işleten Fransız ve İtalyanlar geleceklerini garantiye alabilmek için birbirleri ile yarışmaya başladılar. 1919 yılında Fransızlar işgale başladılar. Yayla, Rüzgarlımeşe ve İkinci Makas semtlerini de işgal altına almak istediler. Milis kuvvetlerinin mukavemeti üzerine Trafik Müdürlüğü, Devlet Deniz Yolları Acentesi arasındaki yolağzını kapattılar. Silahlı nöbetçiler koymak suretiyle eski liman tarafına geçişi yasakladılar. Bağlık istikametinden şehre giriş çıkışı kontrol altına alabilmek için müessese müdürlüğü binasının önünde kontrol noktası oluşturdular. Önce Afrikalı siyahi askerler getirdiler ve sonra Tunus, Cezayir ve Fas askerleri geldi askerleri çok disiplinli çalışıyordu, o yıllarda Zonguldak dolaylarında çakal çoktu ve gece gündüz demeden bağırırlardı. Çakal sesi işiten askerler hemen alarm durumuna geçerlerdi. Bilhassa siyahi askerler halka çok işkence yaptılar yağma ve talan yaptılar. Yayla mahallesi adeta bir Fransız Mahallesi konumundaydı. Fransız askerler yalnız merkezde kalmadılar Kilimli, Kapuz, Kozlu gibi yerleri de kontrol altına aldılar. Çevrede işgal kuvvetleri tecavüzkar hareketleri devam ederken Çaycuma'da milis kuvvetleri komutanı Cevat Rıfat Efendi küçük bir milis birliği kurdu. Geceleri limana giren gemilere gizlice sokuldular ve çeşitli savaş malzemelerini Acılık'ta ki kontrol vasıtalarıyla milli cepheye ulaştırdılar. Bu durum karşısında Fransızlar durumlarını garanti altına alabilmek için Rüzgarlımeşe sırtlarından, İkinci Makas, Osman Çayırı sırtlarından Balkayası arasına arka arkaya 6 - 7 kat tel örgü çektiler. Kokaksu Deresi ağzında ve Yayla'da giriş çıkışı kontrol için iki kontrol noktası koydular. Milis kuvvetleri, yerel halk ve Devrekli efelerin de katıldığı çatışmalarda çok büyük başarılar elde edildi..."

Yüksel Yıldırım

Zonguldak Nostalji

18 Aralık 2020