Cumhuriyet Meydanında gerçekleştirilen kutlamalara Belediye başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, Selüloz İŞ ve Genel Maden İş sendikasına üye işçiler katıldı. Kutlamalardan önce açılış konuşmasını Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi Gökhan Taner Günsan yaparak şunları söyledi; "1 Mayıs iktidarın arkasına gizlenmiş sarmaya sınıfının, işçilerin haklarını, emeklerini gasp etmesine karşı emekçilerin bir araya geldiği, seslerinin daha güçlü duyurmaya çalıştığı gündür. Dolayısıyla işçileri emekçiler, emekliler, ötekileştirilen herkes sesini daha yüksek duyurmalıdır".

İşçiler adına konuşma gerçekleştiren Selüloz İŞ Çaycuma Şube Başkanı Hakan Cura; "Geçtiğimiz yılda sizlerle beraber isteklerimiz, taleplerimizi haykırdık, sorunlarımıza çözüm istedik. Birlikte umutlarımızı tazeledik o günden bugüne sorunlarımızın çözümü bir yana daha da arttı. Gün geçmiyor ki sermayenin yeni bir saldırısıyla karsılaşmayalım. Kazanılmış haklarımızın elimizden alınmasını bile kendi üyelerine müjde olarak veriyorlar. Biz işçilerin çalışanların haksızlıklar karşısında bile yasal olanaklarını kısıtlıyorlar. Arabuluculuk uygulaması buna örnektir. Buna derhal son verilmelidir. Sendikal hak ve özgürlüklerimizin önündeki yasaklar artarak devam etmektedir. İş güvencesiz ve siz çalıştırma iyice yasal hale gelmiş, bunun sonucu iş cinayetleri yüksek rakamlara gelmiştir Vergi sistemindeki adaletsizlik her geçen yıl biz işçilerin aleyhine işliyor işçiler köle değildir. İşçiler kadrolu kadrosuz taşeron diye sınıflandırılamaz. Biz birlikte çalışıyoruz birlikte üretiyoruz. Biz alın teriyle geçimini sağlayan tüm çalışanların aynı hak ve sendikal güvenceyle çalışmasını istiyoruz. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi yıllardır hayalini kurdukları kıdem tazminatlarımızı gasp etmeyi yeniden gündeme getirdiler. Her kriz ortamında önce biz çalışanların haklarına göz dikiliyor. Her kriz döneminde fatura bize kesilmek isteniyor krizi biz yaratmadık bedelinde biz ödemeyeceğiz. Artık yeter. Buradan sizlerin aracılığıyla şunu söylemek isterim ki kimse buna heveslenmesin. Kıdem tazminatlarımız bizim kırmızı çizgimizdir. Biz bu haklarımızı zor kazandık. Kolay vermeyeceğiz daha doğrusu hiç vermeyeceğiz. Eğer birlikte mücadele edemezsek eğer birlikte haksızlıklar karşısında boyun eyersek eğer susarsak kaybederiz.

Bu ülke bizim ve bizim çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke bırakma diye de ağır bir sorumluluğumuz var. Son zamanlarda yurttaşlarımız arasındaki ayrı düşünce ve yaşam tarzları bahane edilerek kutuplaşma politikaları giderek artıyor bu tehlikeli bir yoldur. Yaratılmak istenen kaos ortamının kimseye faydası olmayacağı gibi bundan en fazla zarar gören halkımız olacaktır. Kadın cinayetleri ve çocuk istismarları bizleri yönetenlerin bir ayıbıdır. Vicdanlar artık kanamamalı bunlara karşı en ağır ceza ve yaptırımlar derhal hayata geçirilmelidir. Çeşitli bahane ve gerekçelerle keyfi tutuklama ve göz altılar derhal son bulmalıdır. Düşüncesi, siyasi yapısı ne olursa olsun bizler bu ülkenin eşit haklarla birlikte yaşadığı yurttaşlarıyız. Bizler yüce önderimiz Mustafa Kemal'in açtığı çağdaşlık yolunda yürümek istiyoruz. Bizler üretmek, katma değer yaratmak ve insanca yaşamak istiyoruz. Bizler aynı zamanda da yaşadığımız yörenin yaşadığımız bölgenin de yaşanabilir bir belde olmasını talep ediyoruz. Bu konuda başta yerel yöneticiler olmak üzere bölgemizin örgütlü kesimlerinin önemli görev ve sorumlulukları var ayrıştırıcı değil birleştirici ötekileştirme değil dayanışmacı bir ruhla hareket etmeliyiz. Giderek bir canavara dönüşen, insanların kişisel ve siyasi hırslarının egolarının kaprislerinin bir aracı haline gelebilen sosyal medya konusunda da tüm insanlarımızı duyarlı olmaya davet ediyoruz. Linç kültürüyle değil birlikte yaşama kültürüyle yoğrulmuş bir toplumun başaramayacağı hiç bir şey yoktur"diye konuştu.

Davul zurna eşliğinde halay çeken katılıcılar Zonguldak merkezdeki kutlamalara katılmak üzere alandan ayrıldı.

Editör: Pusula Gazetesi